Konmayı beceremeyen, uçmamalı

Kendilerine "ulusal" diye iftira eden yaygın basında; "Suriye Enformasyon Bakanı Omran ez-Zuabi , Türk hükümetini 'Suriye'de yaşanan olaylarda parmağı olmakla' suçladı" haberi uçuşuyor!
Türkiye'yi ağır bir dille suçlayan Omran Zuabi; "Türkiye'nin kibrinin kendisinin de bir parçası olduğu projenin Suriye'de yenildiğini itiraf etmesini engellediğini" söylüyor ve "Silahlarını bırakan ve şiddete son veren silahlı gruplar da dahil, yurt içindeki ve dışındaki tüm muhalif güçlerle ciddi ve nihai şekilde diyaloğa hazırız. Suriye hükümeti hiçbir ayırım gözetmeksizin tüm muhalif güçleri diyaloğa çağırıyor" diyor!
Bizim BOP Eş Başkanı Başbakanımız da; "Terör örgütü ile sonuna kadar mücadele, siyasi uzantısıyla da müzâkere... Tabii ki terör örgütü ile kalkıp bizler siyasi irade olarak herhangi bir masada görüşme asla ve kat'a yapmayız. Fakat parlamento çatısı altında olan uzantıları diyeceğim artık, çünkü o da biliyorsunuz... Bundan sonra da onlarla biz yine görüşme yaparız, ama dürüst davrandıkları sürece" diyor!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucu unsuru milletin mensûbu bir Türk olarak önce BOP Eş Başkanı Başbakanı, sonra da bütün Türk Milletini uyarmak millî görevimiz...
Sayın Başbakan! Başkasının gölgesine sığınanın, gölgesi olmaz! Hele yüzlerce yıl "Türk=Müslüman; Müslüman=Türk" şeklinde algılayan ve davranan Haçlı'nın gönlü olsun diye; "BOP Eş Başkanı olarak bizim de bölgede görevlerimiz var!" diyerek, İslam dünyasında onlarca yıldır sayısız katliam yapan Haçlı'nın gölgesine giren birinin, millî vicdânda esâmisi okunmaz!
Sayın BOP Eş Başkanı! Haçlı'nın Üsame bin Ladin'e, Saddam'a, Mübarek'e, Kaddafi'ye yaptıklarını özellikle vurgulayarak sizi uyarıyoruz!
Sayın Medeniyetler Arası İttifak Eş Başkanı! ABD'li tarihçi Dr. Griffin Tarpley'in, "... İngiliz-Amerikalılar Türkleri öldürene kadar sevecekler. Türkleri Suriye’ye karşı kullanacaklar... Korkarım, Obama’nın aldattığı Erdoğan ve Davutoğlu bu psikoloji ile kendi çukurlarını kazıyorlar. Kazanacakları hiçbir şey yok ve kaybedecekler" sözleri de size bir şey söylemiyor mu?
Haçlı'nın yüzlerce yıllık Müslüman-Türk düşmanlığını ve kînini bilmiyor musunuz? Dünyanın her yerinde Müslümanlara düşman olan Haçlı'nın size dost olması için ya sizin de Müslüman olmamanız, ya da kullanıldığınızı görmeyecek kadar kör olmanız lâzım!
Kırk yıldır; sosyal demokrat veya demokratik solcuların, saf devrimcilerin kullanılarak "halklar, halkların eşitliği, halkların kardeşliği ve sonunda halklara özgürlük" terânelerini, şimdi sağ cenâhtan size söyletiyorlar! Kaynaşmış, mermerleşmiş millet bütünlüğünü, size parçalattırmak istiyorlar! Türk milliyetçiliğinin 45 yıllık markası bir partinin Genel Başkanı da; "Farklılıkların farkındalıkla ülke yönetimi" diyerek "milli meselelerde(!)" size destek veriyor!  
Haçlı emperyalistler, sizi ikna ederek asmamak kaydıyla Karaoğlan'a teslim edilen bebek katili bir câni ile cezaevinde müzâkere yaptırıyorlar! Görmüyor, fark etmiyor musunuz?  
Size yardım ettirilen Suriye'deki muhaliflere de terörle diyalog çağrısı yaptırmaya başladılar! Çünkü Rusya'nın Suriye'yi ABD'ye yem etmemek için koyduğu karşı tavırla size yaptırılanlar, siyâseten boşa çıktı!
Aynı etnik kökten olan ve mensup oldukları devlete ihânet eden bir kısım teröristi; hem Suriye'ye, hem de Türkiye'ye karşı maşa olarak kullanıyor ve sizi de kızgın maşayı tutmakla görevlendiriyorlar!
ABD Dışişleri eski Bakanı Condoleezza Rice’nin; "Büyük ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi içinde Türkiye'nin de arasında olduğu 22 ülkenin sınırları değişecek" diye dillendirdiği plandan-projeden habersiz olamazsınız! Eğer haberiniz varsa -ki aksi mümkün değil- bu projeye Eş Başkanlık ederek Türk ve İslâm tarihine ihânet ettirildiğinizin farkında değil misiniz?
Artık "ispatlayamayan şerefsizdir" şeklindeki çıkışlarınız, deşifre oldu! Çıkarlarına ters düşen hiçbir uygulamaya, gölgesine girdiğiniz Haçlı izin vermez, vermiyor, vermeyecek de farkında değil misiniz?
Sizi atacakları çukuru, size kazdırıyorlar anlamıyor musunuz? "Bu adamdan istifâde edin, süpürmeyin!" diye başdanışmanınızı yalvarttığınızı unuttunuz mu?
Sayın BOP Eş Başkanı Başbakan! Karadenizlilerin pratik zekâlarına çok yakışan bir fıkra:
Hastanede olduğunu duyan Temel'i ziyârete giden Dursun, sargılar-alçılar içindeki Temel'e; "Geçmiş olsun! Ula Temel n'ooldi?" diye sorar. "Pencereden bakayidum! Kuşlar dallara oyle güzel konup konup uçayıdi! Ben de uçayum dedum, atladum, ha boyle oldi!" diyen Temel'e; "Ula! Adam da uçar mi?" diye hayretle itiraz edince, Temel; "Ula Tursun! Kimseye soyleme; uçmayi uçtum da, konmayi beceremedum!" demişmiş ya!
Sizi Haçlı, yüksekten uçurdu ama konmayı öğretmediler zaten öyle bir şey de yok! Kendinize ve yakınlarınıza yazık ediyorsunuz! Sizin şahsınızda Devletimizin millî itibârı, saygınlığı zedeleniyor!
Sizin umûrunuzda olmasa da bu hâl Türk Milletinin izzet-i nefsine dokunuyor! 12 yılda, ölçüsüz bir şekilde yığdığınız dünyalığa güvenmeyin! Sizin şahsınızda Türkiye'nin ihânetine uğrayan Kaddafi'nin; Avrupa'nın göbeğinde, defalarca kurduğu şaşaâlı bedevi çadırlarını ve gördüğü ihtirâmları, unutmuş olamazsınız değil mi?
Haçlı, sizi kırk bin Müslüman insanımızın katili kan içici bir vampir ile masaya oturttururken Suriye'yi de kendilerinin örgütlediği silahlı muhaliflerle diyaloga başlatıyor! Bu eşzamanlı uygulamaya da yoksa tesâdüf mü diyorsunuz?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni İslâm Dünyası ve Türk Dünyasında yalnızlığa mahkûm ettirdiler ve bunu da size yaptırdılar! Hâlâ görmeyecek misiniz?
Türk Milletinin anasını ağlatanların anaları ağlamasın dedirte dedirte, size ağlayacak kimse kalmadı, görmüyor musunuz?
Türk Milleti ve bizde de ne merhâmet varmış! Hâlâ size de üzülüyor ve ısrarla uyarıyoruz!
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...