Otuz sene önceden; "Kötünün iyisine mecbûruz!" diye bir Genelkurmay Başkanı itiraf ederse ve memleketin koca koca adamları ya bu itirafı duymaz, ya da duymazdan gelirse bugün, Arenada ölümüne dövüşen ve kendilerini hür zanneden iflah olmaz köleleri alkışlarız!İki Genelkurmay Başkanından bahsedeceğim: Biri; Silahlı Terör Örgütü kurmak ve yönetmek suçuyla müebbet hapse mahkûm İlker BAŞBUĞ! Diğeri, Emekli Hilmi ÖZKÖK...Emekli General ÖZKÖK, son günlerdeki söylentiler üzerine basına; "... Bu nedenle yeniden yargılama halinde tanıklık yapmam için mahkemeden davet gelirse elbette giderim. ... E gitsem zaten dinlemiyorlar. Işık Paşa'da gördük. İyi ki de gitmemişim. Emekli de olsa bir Genelkurmay Başkanı'nın mahkeme kapısından dönmesi hoş bir şey değil" demiş!Emekli bir Genelkurmay Başkanının mahkeme kapısından dönmesi hoş bir şey değil ama gününün 24 saatini silah ve silahlı kuvvetlerle geçiren bir Genelkurmay Başkanının -emekli olmadan- Silahlı Terör Örgütü kurmak ve yönetmek suçlamasıyla cezalandırılmasında, anormal bir hal yok! Lâ havle!...Her insanın hayatında, mezara götürmeğe karar verdiği "Dolmabahçe Sarayı Görüşmeleri" öneminde olmasa da sırları vardır! Her insanın sırrı, kendi cesâmeti ve kapasitesi; her insanın sırdaşlığı kendi ferâseti ve dirâyeti kadardır!Bir şeyler söylemeğe çalışıyorum! "Yemîn olsun kaleme ve yazanların satır satır yazdıklarına" (Kalem-1) âyeti hep aklımda olmak kaydıyla kalemim, beyaz kâğıda göz kırptıkça veya beyaz kâğıt, şûh işmarlarla kalemimi davet ettikçe yazmam, zorlaşıyor!Çünkü; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Kurucusu, 57 yıllık ömrün, son on beş yılı hâriç nerdeyse tamamını cephelerde bağımsızlık için vuruşarak geçirmiş ve "Ben Cihât Müslümanıydım" diyen Gâzi Mustafa Kemal ATATÜRK ve bizzat kurduğu Türk Silahlı Kuvvetlerine vasiyet sayılabilecek öğüdü geliyor aklıma! Muhteşem Gâzi;"... ufukta tehlike bulutları görüyorum. ordunun siyasete karışması işi artık bitmelidir. asker kışlasına, siyasetçi siyaset sahnesine dönmezse, her şey mahvolur... oysa bizimkiler!..." Demiş! (Örsan Öymen, Bir İhtilal Daha Var, s. 9) "Ordu siyâsete karıştı, Balkanları kaybettik! Ordu tekrar siyâsete karışırsa büyük kaybımız olur!" dediğini de okuduğumu hatırlıyorum. Hatırlayınca, O'nun halefi iki kişiyi de utanarak hatırlamak zorunda kalıyorum!BOP Eş Başkanı tarafından bugün "Devlet'te Paralel Yapılanma" ile suçlanarak "Çete, suç örgütü!" ilan edilen, daha dün; "Cemaat bizden ne istedi de vermedik?" diye sitem edilen; neye, niye, kime, ne karşılığı hizmet ettiklerini, kimsenin bilmediği Hizmet Grubu A.Ş. Ceosu'na, her dönemin dolma kalemlerinden Nazlı ILICAK'ın, o günlerdeki eşi Emin ŞİRİN ile yaptıkları ziyâreti hatırlıyorum! Nazlı ILICAK'ın; "Hocam siyâset ve basın üzerindeki bu askerî vesâyet ne zaman son bulacak?" sorusuna; "Hilmi ÖZKÖK Genelkurmay Başkanı olduğu zaman!" diye cevap verdiğini, Emin ŞİRİN'in basına anlattığını ve bugüne kadar, yalanlanmadığını hatırlıyorum!Şimdi çoğu hüküm giyerek mahpus olan generallerin Sivil Toplum Kuruluşlarıyla otel lobilerinde, büyük toplantı salonlarında "Bayrak Mitingleri" öncesi yaptıkları toplantıları hatırlıyorum!O toplantıların birinde; panel yöneticisi olarak kürsüde oturan Emekli Genelkurmay Başkanını, sağında-solunda oturan emekli generalleri hatırlıyorum! Aynı toplantıya çağrılan Genelkurmay Eski Başkanı Hilmi ÖZKÖK'ün, bir astsubay tarafından karşılandığını ve protokol sıralamasında, sivil katılımcılardan bile gerilere oturtulduğunun -birinci ağızlardan- anlatıldığını hatırlıyorum!Ki o günlerde ben ısrarla; "Emekli olduktan sonra Vatan kurtarmaya soyunan generallerden kurtulmadığımız müddetçe iki yakamız bir araya gelmez!" diye yırtınıyordum!Israrla davet edildiğim bir toplantıda, Emekli Genelkurmay Başkanı'na; "Paşam! Sizinle aynı havayı teneffüs bile bendenize şereftir. Ama izninizle sizden bir iki soru sormak isterim" dedim. Soru sormama izin verilince de; "Paşam! Yetmiş küsur milyon nüfuslu dev bir devlette, her kula nasib olmayacak bir makamda bulundunuz. Türkiye'nin silahlı kuvvetleri sizin emrinizdeydi. Bir işaretinizle istediğiniz yere sevk yetkisine sahiptiniz. İstediğinizde Sincan'da tankları yürütebiliyordunuz değil mi?" diye sordum. Aldığım; "Evet! Şükürler olsun" cevabı üzerine; "Devleti ve vatanı o zaman niye kurtarmadınız Paşam? Siz Genel Kurmay Başkanı iken de bendeniz bu sıkletimle aynı millî duygularımla yazıp çizmeğe devam ediyordum. O zaman görevinizden dolayı olsa gerek, bizi görmüyor veya bize tenezzül buyurmuyordunuz! Şimdi ise emeklisiniz ve yetki olarak hemen hemen müsaviyiz! İkimiz de sivil vatandaşlarız. Kusura bakmazsanız şimdi de, sizi Türk Milleti adına ben kabul etmiyorum! Demiştim" (http://maslan.blogspot.com/2008/08/korkain-yalandan-umudu.html) diye defalarca yazıp haykırdığımı hatırlıyorum! Neredeeen, nereye!Bu memleket, bu kadar mı sahipsizmiş? İkindi güneşini arkasına alan dev gölgeli cücelere bu kadar mı mecbûrmuşuz? Ehven-i şerre mecbûriyet ne zamandan beri kaderimizmiş? Lâ havle!..Atatürk'ün vasiyetine uymayan ve siyasete dalarak, nelerine lazımsa siyasilerden fazla demokratlaşan generaller yüzünden düştüğümüz hâle; Türk gönlümü çok inciten, Eski Roma komedyalarına taş çıkartacak mahiyetteki trajedyaya bakar mısınız?"Bayrak Mitingleri" öncesi, yapılan toplantılarda mevkidaşlarınca güya cezalandırılan, dün; "Kasaptaki ete soğan doğranmaz!" diyen bir Emekli Genelkurmay Başkanı, bugün alay edercesine; "Emekli de olsa bir Genelkurmay Başkanı'nın mahkeme kapısından dönmesi hoş bir şey değil!" diyor!Alay ettiği mahpus selefi ve diğer generaller ise görevdeyken demokratlık uğruna, dünyanın en disiplinli ordusunun Kozmik Oda'sını, bugün "Paralel yapılanma" mensupları olduğu Başbakanca söylenen Savcı ve basın mensuplarına açıyorlardı!Bir şeylerin üzerini örtmek için bizi hâlâ cambaza mı baktırıyorlar? Ne dersiniz?"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN." Vesselâm...
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017