Kur’an Ehl-i Beyt’le hayat buldu

Doğumundan itibaren Kur'an ayetlerinin nazil olduğu evin bir ferdi olan Hz. Fatıma (a.s.) annemiz, Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifadesiyle, canlı Kur'an numunesidir.

Ehl-i Beyt'in 5 ferdinin, yani Hz. Peygamber (s.a.v.), İmam Ali, Hz. Fatıma, İmam Hasan ve İmam Hüseyin'in her biri canlı Kur'an numunesidir.

Prof. Dr. Haydar Baş, İslam tarihinde ilk ve tek olan Ehl-i Beyt Külliyatı'nda bu canlı Kur'an numuneleriyle bizleri müdellel bir şekilde buluşturmaktadır. 

Onların tertemiz olduğuna bizzat Cenab-ı Hak şahittir. (Ahzab suresi, 33)

Onlar sevilmiştir, seçilmiştir ve sevilmesi farz kılınmıştır. (Şura suresi, 23)

Onların söyledikleri, yaşadıkları, olaylar karşısında ortaya koydukları tavırlar Kur'an'ın en sağlam tefsiridir. 

Kur'an ayetleri Ehl-i Beyt'in yaşantısında hayat bulmuştur. Hz. Peygamber, Veda Hutbesi'nde Kur'an ve Ehl-i Beyt'in Kevser Havuzu'nun başına kadar birbirinden ayrılmayacağını beyan etmiştir. 

Ehl-i Beyt'in Kur'an'dan ayrılması asla mümkün değildir, İslam'ı Ehl-i Beyt'le yaşadığımız zaman Kur'an'ı da dört dörtlük yaşamış oluruz.

Ama bizler Kur'an'ı, Ehl-i Beyt'e sırt dönerek, okuduğumuzu, anladığımızı ve yaşadığımızı zannedersek, büyük bir yanılgı içine düşmüş oluruz, istikametten saparız. Çünkü Kur'an ayetlerindeki Allah'ın muradı Ehl-i Beyt'siz anlaşılamaz, hakkıyla yaşanamaz.

Hz. Peygamber efendimiz Veda Hutbesi'nde şöyle buyurmaktadır: "Ben sizin aranızda iki değerli (ağır) emanet bırakıyorum; onlara sarıldığınız sürece Benden sonra asla sapıklığa düşmezsiniz. Onlar Allah'ın Kitabı ve Benim ıtretim Ehl-i Beyt'imdir. Bu ikisi, Kevser Havuzu'nun başında Bana tekrar dönünceye kadar asla birbirlerinden ayrılmazlar." (Sahih-i Müslim, Sahih-i Tirmizi, Ahmed bin Hanbel'in Müsned'i, Taberani) 

İşte seçilmiş ve bize emanet bırakılan bu Ehl-i Beyt'in tek kadın temsilcisi Hz. Fatıma annemizdir. Dünkü yazımızda, Hz. Fatıma'nın, Peygamber efendimizin vefatından sonra Mescid-i Nebevi'de yapmış olduğu tarihi konuşmanın bir kısmını aktarmıştık.

Bu bölümlerde Cenab-ı Hakk'ı ve Hz. Peygamber'i anlatıyordu. Sayın Baş'ın Hz. Fatıma (a.s.) eserinde tamamı bulunan bu eşsiz konuşmayı aktarmaya devam edelim.

Hz. Fatıma annemiz kıyamete kadar asla ayrılmayacağı Kur'an'ı anlatıyor:

"… O'ndan gelen Hakk'ın lideri (Kur'an) sizin içinizdedir, çünkü O, Allah'ın size sunduğu bir ahittir ve size halef olarak bıraktığı bir emanettir.

O, Allah'ın konuşan Kitabı, doğru söyleyen Kur'an'ı, ışıldayan nuru ve parlak ışığıdır.

Kanıtları apaçık ortadadır. Sırları açıktadır. Açık yönleri de göz kamaştırıcıdır. O'na tabi olmak insanı Allah'ın hoşnutluğuna götürür.

O'nu dinlemek kurtuluşa vesile olur. O'nun aracılığı ile Allah'ın aydınlık kanıtlarına, ayrıntılı olarak açıklanmış azimet gerektiren hükümlerine, yasaklanmış haramlarına, parlak açıklamalarına, yeterli kanıtlarına, teşvik edilen faziletlerine, bağışlanmış ruhsatlarına, yazılmış şeriatlarına ulaşılır."

Hz. Fatıma'nın bu sözleri O'nun Kur'an'a ne kadar vakıf olduğunu açıkça göstermektedir.

Kur'an'daki kanıtlar ve sırlar Hz. Fatıma ve Ehl-i Beyt'in diğer fertleri için aşikârdır, apaçıktır. Zaten bu sebeple, yani bizler kendi nefsi yorumlarımıza kapılıp yanlışa düşmeyelim diye, Allah Ehl-i Beyt'i canlı Kur'an yapmıştır ve onları birbirinden ayırmamıştır.

Hz. Fatıma, konuşmasında, büyük bir ilim dehası olarak gerek itikat gerekse ameli konuları hikmetleriyle birlikte anlatmaktadır:

"Allah sizin için imanı, şirkten arınma; namazı büyük günahlardan temizlenme; zekâtı, nefsi temizleme ve rızkı genişletme; orucu, ihlası kalıcılaştırma; haccı dini ayakta tutma ve adaleti, kalpleri uzlaştırma aracı kıldı.

Bize (Ehl-i Beyt'e) itaati, din için bir düzen (halkın düzene girmesi için) farz kıldı; imametimizi tefrikadan korumak için koydu. Cihadı İslam'ın onur ve üstünlük göstergesi; sabrı ilahi ödüle kavuşturmaya yardımcı; marufu emretmeyi, kötülükten sakındırmayı, halkın genelinin maslahatı icabı farz kıldı.

Anne ve babaya iyiliği, ilahi gazaba uğramaktan korunmanın yolu; akrabalık bağlarını gözetmeyi, ömrün uzamasına ve sayının artmasına vesile kıldı.

Kısası kanların dökülmesini önlemek; adakları yerine getirmeyi, bağışlanmak; ölçü ve tartıyı eksiksiz yapmayı, haksızlığı ortadan kaldırmak için farz kıldı.

İçki içmeyi yasaklamayı, pislikten arınma aracı kıldı; (zina vb) iftira atmaktan uzak durmayı, lanete uğramaktan korunmak için; hırsızlığı terk etmeyi iffetliliğin ve toplumda emniyeti hâkim kılmanın bir gereği olarak farz kıldı.

Allah, Rablığın sırf Kendisine özgü kılınmasının bir göstergesi olarak da şirk koşmayı haram kılmıştır.

'O halde Allah'tan gereği gibi korkup sakının. Ancak Müslüman olarak ölün.' (Al-i İmran suresi, 102)

'Emrettiklerine ve yasakladıklarına uymak suretiyle Allah'a itaat edin. Çünkü ancak âlim kulları Allah'tan korkar.' (Fatır suresi, 28)" 

Hz. Fatıma'nın bu eşsiz konuşmasında dini konulara, Kur'an'a, işin sırrına ne kadar vakıf olduğunu görüyorsunuz. Allah şefaatlerinden mahrum etmesin.

Bizleri bu gerçeklerle buluşturan Prof. Dr. Haydar Baş'a sonsuz teşekkürler…