"Kürdistan'a hoşgeldiniz"

Türkiye'nin Kuzey Irak'taki kırmızı çizgileri pembeye dönüştükten sonra artık bizi bu tabela karşılıyor.

Kendi elimizle büyüttüğümüz Barzani ve Talabani ikilisi nihayet emellerine ulaşıyor.

Irak Geçiçi Hükümet Konseyi'ndeki Kürt kökenli üyeler, konseye Irak'ta federasyonla ilgili bir tasarı sunarak Kuzey Irak'ta 1999'dan itibaren aşama aşama tesis edilen Kürt devletinin resmileşmesi sürecine ilk adımı atmış oldular.

ABD-İsrail ve İngiltere'nin senaryosu, Türkiye'nin gönülsüz katkısı ile de facto kurulan Kürt Devleti, artık jüre olarak varlık sahasına geçti.

Bundan sonra geriye diplomatik tanınma süreci kalıyor.

Adamlar çok akıllıca gittiler. Ve biz Türkiye olarak çok akılsızca işler yaptık. Sonuç: Türkiye'nin Güneydoğusu'nu tehlikeye atacak yeni bir İsrail-Kürt Devleti.

ABD, birinci Körfez savaşında temellerini attı. Çekiç Güç himayesinde adım adım Kürt Devleti oluşturuldu. Çekiç Güç'ü bölgeye davet eden Türkiye idi. Her defasında ABD'den Kürt Devleti kurulmayacağı sözlü garantisi ile teselli olduk, aldatıldık ya da bilerek aldandık.

İkinci Irak işgal harekatı öncesi Kürtler Merkez Bankası'nı kurdu, kendi paralarını bastı. Parlamentosunu açtı. ABD Dışişleri Bakanı'nın mesajı ile açılan Kürt Meclisi ilk kararını "Türk askeri istemeyiz" şeklinde aldı.

Türkiye ise seyirci kalmakla yetinmedi, ABD'yi memnun etmenin yollarını aradı.

Türkiye Kuzey Irak'ta Kürt Devletinin kurulamayacağı, Musul-Kerkük petrol şehirlerinin Kürtlere bırakılamayacağı ve Türkmenlerin dışlanamayacağı yünündeki kırmızı çizgilerini silince "Kürdistan'a hoşgeldiniz" tabelası asıldı.

Barzani, açıkça meydan okuyor: "Kürt Devleti için can atıyoruz!"

Kürt Devletinin ilanına karşı çıkacağı bilinen İran'ı susturmak için Şaron, "İran'a saldırabiliriz" diye ferman buyuruyor.

Türkiye'ye savaş ilan etmelerine gerek yok.

Çünkü ABD-İsrail-İngiltere üçlüsünün kucağında can çekişiyor.

Bir elleri Türkiye'nin boğazında, diğer elleri PKK'nın sırtında. PKK'ya "hadi yavrum" demeleri yeterli. Nitekim son günlerde tecrübeli diplomat Elekdağ, ABD'nin Türkiye'ye yönelik baskısını artıracağını söylüyor.

Elekdağ; "ABD'nin değil PKK'yı bölgeden temizlemek, siyasi görüşmeler yapması için Ankara'dan nabız yokladığını" iddia ediyor.

Zaten Talabani-Barzani ikilisinin ABD'nin göz kırpması ve Şaron'un "arkanızdayız" garantisi vermesi üzerine bu manevraya atıldıkları biliniyor.

Ankara uyuyor. AKP iktidarı uyuyor. Kukla Kürt Devletinin kurulmaması için onbinlerce şehit veren ordu susuyor.

Oysa bu süreci bir günde durdurmak mümkün. Türkiye satranç masasını devirmek zorunda. Çünkü masadaki üç hilekar işbirliği halinde... ABD-İngiltere-İsrail... Türkiye İsrail'le olan stratejik ittifakını bozmak için daha ne bekliyor.

Soruyoruz daha ne bekliyor.

Ne bekliyorsun AKP,

Ne bekliyorsun Erdoğan,

Ne bekliyorsun MGK,

Güneydoğu sınırlarında da aynı tabelanın asılmasını mı?