Günümüz tarihinde İmparatorluklar dönemi kapandı gözüküyor, son İmparatorluk ABD yıkılma sürecine girmiş bulunuyor. Transnasyonel şirketler artık yeni İmparatorlukların kurulmasına müsaade etmeyecektir. Çünkü transnasyonel gruplar kendileri iktidarı tamamen ellerine geçirme çabasında. Amhel Meyer Rothschild'in (1743-1812): "Bana ülkedeki para arzını kontrol etme müsaadesini verin, yasaların kimin çıkaracağı umurumda değil" ifadesini hatırlayalım. ABD CIA Başkanına danışmanlık yapan Ulusal Araştırma Konseyi (NIS) her beş yılda, yakın gelecekteki küresel değişim araştırması yayınlamaktadır. NIS'in en son raporunda, dünyanın önümüzdeki 50 yıl içinde nasıl görüneceği açıklandı. Senaryolardan biri -'devletsiz bir dünya'- kentleşme, teknoloji ve sermaye birikimi nedeniyle dünya kendi kurallarına göre yaşayan büyük bir alana dönüşecektir. CIA danışmanlarına göre bu değişiklikler için geri sayım 2030 yılında başlayacaktır. "Biz fark etmesek de, aslında, dünya bir ulus-devlet olmaktan çıktı" diyor Yeni Amerika Vakfı Araştırma Merkezi araştırmacısı ve 'İkincil Dünya: gelişmekte olan ülkelerin 21. yüzyılda küresel rekabeti nasıl değiştiriyor' kitabı yazarı Parag Khanna. Ülkeler arasında resmi sınır hala var, ama uluslararası toplum, sınır sanki gitti gibi hareket ediyor. Sınırsız alanlar için ekonomistler 'özel ekonomik bölgeler, serbest bölge' terimleri buldu. Son yıllarda, Afrika, Orta Doğu ve Asya'da bu bölgelerden yüzlercesi peyda oldu. Arap dünyasında 300'den fazla özel bölge vardır. Bu çerçeve içinde Arap Baharı meselesine bakarsak, buradaki yapılan savaşlardan transnasyonel gruplar nasıl fayda sağladıkları bariz gözükmektedir. Paralel şekilde gelişen başka önemli eğilim ise, büyük şehirlerin bağımsızlık kazanma arzusu. Türkiye'de İstanbul'un, Sur içinin özel statü kazanma isteğini hatırlayalım, mesela. Çeşitli uluslararası banka ve fonlardan alınan ekonomik, sosyal veya kültürel ödenemez kredilerle kentler bağımsızlıklarını kayıp etmektedir. Meselenin ikinci yönü ise, transnasyonel gruplar dediğimiz çok uluslu şirketlerin ve bazı Doğu ülkelerinin siyasi iktidar gruplarının siyasi çıkarlarını günümüzde denk düşmesi. Ve bu gruplar Müslüman dünyasında popüler, siyasi konjoktür açısından populist neo-halifet ve neo-osmanizm sloganları ile ortaya çıktı. Aslında neo-hilafetçiler de neo da değil. Tarih tekerrür ediyor. Peygamber (s.a.v.) Efendimizin velayet yolunu terk edenlerin tarihi tekerrür ediyor. Bazı Arap ülkelerin siyasi iktidar grupları İslam dünyasına zorla baş olma isteği ile Şii dünyasını ezip geçmeye hazır. Rus basınında çıkan son haberlere göre, ABD ile İran siyasi ilişkilerin iyileşme yönünü görünce, bazı Arap ülkeleri İran'a karşı İsrail'le ittifaka geçmeye hazırlanıyor. Türkiye'nin mevcut siyasi iktidarı Arap ülkelerin Müslüman dünyasındaki liderlik iddiasını zaten kabul etmiş durumda. Mursi iktidara gelince Başbakan Mısır ziyareti ile bunu itiraf etmişti.Yeni Şafak gazetesinin 15 Ekim 2012 tarihli nüshasında sürmanşetten giren haberin başlığı: 'Arap Baharı'nın yolunu bulmasını Erdoğan sağladı'. İstanbul Küresel Forumuna katılan 'Mısırlı ünlü gazeteci' Fehmi Hüveydi, Arap Baharı'nın kavurucu etkisinden Türkiye sayesinde kurtulduklarını vurgulayarak 'Erdoğan'ın 2011'de Tahrir Meydanı'ndaki konuşmasını kim unutabilir' demiş. Mevcut siyasi iktidarın neo-osmanizm iddiası, tabi ki, neo-hilifetçilerin iddiasına göre daha ufak, Türk dünyası ile sınırlı. Fakat amaca ulaşmak için yöntem açısından aynı. Milli devletin yıkılışından geçmektedir. Nitekim mevcut siyasi iktidarın yaptığı son yasal düzenlemeler bunu göstermektedir. SSCB yıkımı için zamanında Batı aynı yöntemler kullandı: Devlet dilinin kullanma alanının kısıtlanması, milli ideallerin küçük düşürülmesi, üniter devlet içindeki etnik grupların kışkırtılması v.s. Hülasa, amaç, daha beynelminel (mesela hümanist, mesela yeni Osmanlı, mesela demokrasi) iddialar koyarak milletin elinde bulunan ve inanan milli değerleri küçümseyerek yok etmektir. İşte, bu şekilde bazı ülkelerin siyasi iktidarları ister-istemez devletlerini transnasyonel şirketlerin sermaye istilasına yol açmaktadır. Ama halk geç de olsa bu oyunu anlar.
Hayrat Celal / diğer yazıları
- Rusya, Doların doğal yolla yıkılması taraftarı / 14.07.2014
- Haydar'la hatıralar: Balkonda ezan / 01.07.2014
- 13 Haziran Cuma / 18.06.2014
- İstanbul gezi notları / 27.05.2014
- Rusya'da yeni başbakan kim olacak? / 05.05.2014
- Bu halinizle kimseyi korkutamazsınız! / 30.04.2014
- Anlamıyorlar ki! / 25.04.2014
- Ruan (Ruble+Yuan) para birimine doğru adımlar / 22.04.2014
- 16 Mart sonrası dünya değişti / 14.04.2014
- Haydarla hatıralar / 04.04.2014
- Haydar'la hatıralar: Balkonda ezan / 01.07.2014
- 13 Haziran Cuma / 18.06.2014
- İstanbul gezi notları / 27.05.2014
- Rusya'da yeni başbakan kim olacak? / 05.05.2014
- Bu halinizle kimseyi korkutamazsınız! / 30.04.2014
- Anlamıyorlar ki! / 25.04.2014
- Ruan (Ruble+Yuan) para birimine doğru adımlar / 22.04.2014
- 16 Mart sonrası dünya değişti / 14.04.2014
- Haydarla hatıralar / 04.04.2014