logo
25 NİSAN 2024

Kurtuluş milli duruşta

05.08.2001 00:00:00
Aksaray'dan sonra Konya'da da büyük coşku ile karşılanan Kuvay-ı Milliye kadrosunun Türkiye'nin tek umudu olduğu ortaya çıktı. Konyalılar, bütün Türkiye'nin bu umudun etrafında kenetlenmesi gerektiğini söylediler

"Türkiye'nin problemlerini 24 saatte çözerim" diyen bir mimarın önderliğinde, "İş bize düştü" diyerek memleketi içinde bulunduğu siyasi, ekonomik, kültürel, stratejik kuşatılmışlıktan çıkarıp dünyanın lider ülkesi yapmak için hareket geçen Kuvay-ı Milliye kadrosu, şehit kanlarıyla yoğrulmuş Anadolu'daki yürüyüşüne devam ediyor. Kuvay-ı Milliye kadrosunun Orta Anadolu'daki ikinci durağı Aşıklar Sultanı Hz. Mevlana'nın diyarı Konya oldu. Konyalılar, bu kadro ve mimarını Hz. Mevlana'nın torunlarına yakışacak tarzda aşkla, muhabbetle karşıladılar. Bağırlarına bastılar. Ankara-Aksaray kavşağındaki Dündar Restaurant'ta gerçekleştirdikleri karşılama ve ağırlamayı bir aşk yumağına dönüştürdüler. Türkiye'nin içinde bulunduğu kuşatmanın hangi tehlikeli boyutlara ulaştığını hakkında Kuvay-ı Milliye kadrosundan detaylı bilgiler edindiler. Çözümün kendi maddi ve manevi dinamiklerimizde olduğunu bir kez daha görme, anlama, idrak etme fırsatı buldular. Hazine üstünde oturan dilenci örneğini sergilemekten kurtuluş için ülkenin başına değerli bir insanın gelmekte olduğunu, bu insan ve kadrosunun estirdiği yerli rüzgarı hissettiklerini, ayak seslerini duyduklarını ifade ettiler. Bu kadronun Konya'ya da uğramasının kendilerin için bir lütuf olduğunu belirtiler. Konya'nın da, Türkiye'nin de aradığı, hasretini çektiği kadro "işte bu kadro" tespitinde bulunarak, bu kadro ve liderin kısa zamanda ülkenin yönetiminde görmek istediklerini söylediler.

Netice almanın yolu

İçinde bulunduğu vahim şartlardan ülkeyi çıkarmak için milleti bizzat kendisinden icazet almak için yollara düşen Kuvay-ı Milliye kadrosunun mimarı Prof. Dr. Haydar Baş, kendisi ve kadrosunu bağrına basan 1500 sanayici, işadamı, esnaf, akademisyen Konyalıya hitaben yaptığı konuşmada, Türkiye'nin alabildiğine ağır siyasi, iktisadi, sinai vs. şartlardan geçtiğini ve fakat bunlara kaynaklık eden asli unsurun insan unsuru olduğun belirterek, "insanı kendi yararına, hak hesabına kazanmadıktan sonra ne iktisadi, ne siyasi, ne de sosyal hayatımıza düzene girmeyecektir" dedi. Kendinden, yaratanından koptuğu için insanımızın gayri ihtiyari kendisi ile kavgalı duruma geldiğini, içinde fırtınalar koptuğunu, bu korkunç fırtınalar ile dengesini kaybettiğini söyleyen Prof. Dr. Baş, bu dengesiz insanı hangi işin başına getirirseniz getirin istenilen neticenin tahsil edilemeyeceğin ifade etti. Bugünkü halimizin sebebini bu hakikate bağlayan Prof. Dr. Baş, herkesin mutlaka nefs muhasebesi yapmak zorunda olduğunun altını çizdi.

Model insan zarureti

"İngiliz'in, Alman'ın, İtalyan'ın kısaca her milletin kendisine has bir insan modeli vardır. Bizim ise gençliğimize örnek göstereceğimiz bir insan modelimiz yok. Siyasi iradenin yapacağı ilk işi bu modeli tarif etmesidir" şeklinde sözlerine devam eden Prof. Dr. Haydar Baş, Türk-İslam medeniyetinin gençlerimize örnek gösterecek model insanlarla dolu olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:

"Bizim medeniyetlerimizde medeni olmak için insan olma şartı vardır. İffet, haya, namus, merhamet, fetanet, sabır, muhtaç düşeni elinden tutma bizim medeniyetimizin insan tipinin özellikleridir. Bizim medeniyetimizin insan örneği evvela Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) sonra da bu milletin ulu önderleridir. Hangisine giderseniz, onların hayatı namus, iffet, fetanet, şefkat, merhamet ile doludur."

Batı bizi can evimizden vurdu

Bizim medeniyetimizin ana unsurunu mükemmel insan olduğu gerçeğini Batının da gördüğünü ve bu insanlık medeniyetini yıkmak için insanımız ile çok oynadığını ifade eden Prof. Dr. Haydar Baş, insanımızın üzerindeki oyunların bugün de sürdüğünü belirterek, şöyle konuştu:

"Hicaz bölgesi tarihi, coğrafi, stratejik konumu itibarı ile çok mühim bir bölge idi. Batı on binlerce misyoner yetiştirdi. Bu bölgenin insanın yoldan çıkardı. Akaidlerini bozdu. Yeni bir mezhep kurdu. Neticede Müslüman Arap kardeşlerimize bizi arkadan vurdurarak Hicaz'ı Osmanlıdan kopardı. Zannetmeyin ki o günkü faaliyetler bugün devam etmiyor. Bugün de devam ediyor. Çok ciddi bir safhada ilerliyor. O safha siyaset safhası ve sahnesidir. O bakımdan önümüze gelen her insanı didik didik etmemiz, dün söylediğine bugün niçin ters düştüğünü çok iyi bilmemiz ve ona göre karar verememiz lazımdır. Bugün de bu milletin imanı ile oynanıyor. Anadolu'da Türkler yoktu. Rumlar, Ermeniler vardı. Alparsalan Anadolu'ya girdikten sonra bunlar din yoluyla asimile edildiler. Türkleştirildiler. Bunları tekrar Hıristiyan yaparsak tekrar Rum, Ermeni vs. olduklarını anlayacaklar. Vahdet bozulacak. Bozulunca da herkes topraklarına kavuşacak. Bugün bu oyun oynanıyor. Ayık olmamız lazım. Bu işin gafleti olmaz."

Türkiye Batından bin yıl önde

Türkiye'de bazı sıkıntılar yüzünde geleceği başka ülkelerde, özellikle Avrupa ülkelerinde arama yanlışlığına düşüldüğüne, oralarda daha çok hürriyet bulunduğunun pompalandığına, gerçeğin ise tam aksi olduğuna işaret eden Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi:

"İnsan haklarının sakız gibi çiğnendiği Batı dünyasında, Paris'te, Londra'da, Berlin'de meydanda erkeksen ezan oku, okuyamazsın. Ama Türkiye'de kilise çanından geçilmiyor. Bin sene geçse de Türkiye'deki hürriyeti Avrupa yakalayamaz. Belki ruhumuzun, kalbimizin doyacağı manada bir hürriyetten mahrumsun. Ama insanlar konuşa konuşa anlaşır. Peki niye araya duvarlar örüyorlar, oturup konuşmuyor, tezimizi takdim etmiyoruz?"

Türklere vatandaşlık tuzağı

Prof. Dr. Haydar Baş konuşmasında, Almanya'da Türklere pompalanan "Siz hala Alman vatandaşı olmadınız mı?" kampanyalarına, bu kampanyanın tehlikeli sonuçlarına da dikkat çekerek, bayraktan hareketle şu tarihi tahlilde bulundu:

"Alman vatandaşı olan Alman bayrağına selam duracaktır. Alman bayrağı ise Hıristiyanlığın, teslis inancının sembolüdür. Sarı renk Hz. Meryem'i, kırmızı renk Hz. İsa'yı, siyah renk ise Ruhül Kudüs'ü temsil etmektedir. Dolayısıyla Alman bayrağına selam duran Hıristiyanlığa selam duracak demektir. Bizim bayrağımızdaki kırmızı renk ise şühedanın kanının rengidir. Ay, Tevhid'i, Rabbimizi, yıldız da Hz. Muhammed'i (sav) temsil etmektedir. Bizim bayrağımız bu milletin inancını, İslam'ı temsil etmektedir. Onun için bu bayrağın gölgesinden kimse ayrılamaz. Onun için merhum Akif, "yol varsa bu, bilmiyorum başka çıkar yol" diyor."

Çarkı tersine çevirecek tez sahibi

Konyalılar hitaben yaptığı tarihi konuşmada diğer illerde olduğu gibi enflasyonu konusuna da değinen Prof. Dr. Haydar Baş, mevcut programlar enflasyonun düşünülmesini mümkün olmadığını Türkiye'deki enflasyonun maliyet enflasyonu olmasına rağmen talep enflasyonu reçetesi uygulanması hatasında ısrar edildiğini belirterek, enflasyonun, maliyetlerin düşürülmesi, emisyon hacminin genişletilerek proje karşılığı üretimin tahrik edilmesi suretiyle ancak düşürülebileceğini söyledi. Yardım dilenme gibi bir zilletle bir ülkenin hiçbir adım atamayacağını vurgulayan Prof. Dr. Baş , tek yolun 7'den 70'e çalışmaktan geçtiğinin altını çizdi. Milleti çalıştıracak formüle sahip olduğunu açıklamasında bulunan Prof. Dr. Haydar Baş, konuşmasını şöyle bitirdi:

"Trabzon mitinginde de söyledim. Yeminle konuşuyorum; biz bu işi 24 saatte hallederiz. Bu çarkı tersine çevirecek bir tezin sahibiyim ben. Bu tezimi Avrupa'ya da ABD'ye de kabul ettirdim. İsteseler de istemeseler de bana altın madalya verdiler. Bana muhtaç oldukları için bunu yaptılar. Ben iktisat sahasında iddialıyım. Görüşlerimiz dünya çapında kabul görmüş görüşlerdir. Allah'ın lütfuyla millet bizi nam ederse ,hizmete hazırız, mecburuz ve de memuruz. Bu millete hizmet etmek de Hakk'a hizmet etmektir."

Kurtuluş milli duruşta

Konya'da Dündar Restaurant hınca hınç dolduran 1500 Konyalıya Prof. Dr. Haydar Baş'ın haricinde Kuvay-ı Miliye kadrosundan Baki Bektaş, Ali Değirmenci, Bilal Karamus, Dr. Abdullah Terzi, Fuat Şengul, Cemal Baba, Abdullah Ağar, Mahmut Erdem, Harun Kayacı, Selim Kotil, İbrahim Berk, Ali Akbal, Mehmet Öztürk, Ahmet Erimhan ve Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi de kısa ve öz birer konuşma yaptılar.

Türkiye'nin içinde bulunduğu vahim kuşatmanın farkında olan kadronun bu çilekeş, vatanperver isimleri, ülkenin tarihinde görülmedik bir tehlike ile karşı karşıya bulunduğunu söylediler. Bu tehlikeyi savuşturmak yerine bizzat kendilerinin problem haline geldiğini, aydınların mandacı-teslimiyetçi bir tutum sergilediklerin haber verdiler. Bu tablonun hormonlu politikacıların eseri olduğun belirttiler. Çözümün milli bir duruşta olmasına rağmen liberal yeni aşıların önümüze konulmakta olduğuna, ölümü gösterip sıtmaya razı etme operasyonuna dikkat çektiler. Böyle bir ortamda ülkenin yalan ve yaban rüzgarlarına kapılmış fırdöndü siyasetçilere değil omurgası sağlam gerçek devlet adamlarına ihtiyaç olduğunu vurguladılar. Bu gerçek devlet adamının "Türkiye'nin meselelerini çekinmeyen Prof. Dr. Haydar Baş olduğunu söylediler. Konyalılar dahil tüm Türkiye'nin bu insanın sesine kulak vermesinin, bu sesle bütünleşmesinin zaruretine işaret ettiler. Ülkenin içinde bulunduğu makus talihinin ancak güleceğine dikkat çektiler. Türkiye'yi borç batağına sürükleyerek zillet içine düşürenlere Atatürk'ün şu sözünü hatırlattılar: "Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamanın yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş milletler, evveli haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar".
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi

Ekrem İmamoğlu'na 'siyasi yasak' istenen dava ertelendi

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun siyasi yasak ve 3 yıldan 7 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı dava ertelendi.Bir sonraki duruşma 31 Mayıs'ta görülecek.
25.04.2024 19:47:00
Anadolu Ajansı
Ekrem İmamoğlu'na 'siyasi yasak' istenen dava ertelendi
Ekrem İmamoğlu'na 'siyasi yasak' istenen dava ertelendi
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde, şartları oluşmayan bir firmaya ihale verdiği iddiasına ilişkin "ihaleye fesat karıştırma" suçundan 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam edildi.

Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan 7 sanığın avukatları ile davaya müdahil olan İçişleri Bakanlığının avukatı katıldı. Duruşmayı CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ile bazı partililer takip etti.

Hakim, sanık Ekrem İmamoğlu'nun celse arasında ifade verdiğini ve Sayıştay denetçileri tarafından hazırlanan bilirkişi raporunun da dava dosyasına geldiğini belirtti.

İmamoğlu: Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum

İmamoğlu'nun celse arasında, "Orada görev yapan arkadaşlarımın görev dönemi boyunca hassas ve titiz davranışlarının şahidiyim. Bahsi geçen olaylara hakim olmam mümkün değildir ancak o dönem görev yapan arkadaşlarıma güvendiğimi beyan etmek isterim. Atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum. Herhangi bir talimatım olmamıştır. Beraatımı talep ederim." şeklinde ifade verdiği öğrenildi.

Duruşmada beyanda bulunan İçişleri Bakanlığı avukatı Ahmet Özten raporun kendilerine ulaşmadığını söyledi.

Sanıklardan bazılarının avukatı Mehmet Gencerler, dosyaya sundukları beyanlarını tekrar ettiklerini belirterek, davada mütalaa hazırlanması için dosyanın duruşma savcısına gönderilmesini istedi.

İmamoğlu'nun avukatı Nusret Yılmaz, bilirkişi heyetinin raporunda hukuka aykırılık olmadığına yönelik tespitlere katıldıklarını anlatarak, "Müvekkilin savunması ve bilirkişi raporu alınmıştır. Müvekkilin başkanlığı döneminde bazı ihalelerde usulsüzlük iddiası vardır. Bilirkişi raporuna dahi ihtiyaç duyulmaksızın adı geçen fiillerle bağı olmadığı sabittir. Müvekkilin beraatını talep ederiz." dedi.

İmamoğlu'nun diğer avukatı Kemal Polatda İçişleri Bakanlığının, İmamoğlu'nun görevi kötüye kullanma kapsamında görevinin gereğini yerine getirmediği iddiasıyla yaptığı suç duyurusunu Danıştay'ın kaldırdığını ifade ederek, Danıştay'ın kaldırdığı soruşturma neticesinde yeniden yargılama yapılmasının mümkün olmadığını savundu.

Duruşma savcısı ise bilirkişi raporunda sözleşmenin değişmezliği ilkesinin görmezden gelindiğini ve raporda 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'yla ilgili hiçbir değerlendirme yapmadan, belediye ve firmayla yapılan ek sözleşmeyi hukuki göstermeye yönelik tespitlerde bulunulduğunun değerlendirildiğini kaydetti.

Bilirkişi raporunda eksiklikler olduğunu bildiren savcı, "Bilirkişi raporunun Bilirkişilik Yönetmeliğine aykırı olarak mahkemenin yerine geçerek, yargılama yaparcasına sanıklar hakkında yorum yaptığı, bu haliyle raporun tarafsızlığından söz edilemeyeceğine" dair değerlendirmede bulunarak, yeni bir rapor alınmasını talep etti.

Duruşmada sanıkların avukatları, savcılığın itirazına katılmadığını belirterek, yeni rapor alınması talebinin reddini istedi.

Ara kararını açıklayan mahkeme, İçişleri Bakanlığı avukatına bilirkişi raporunun gönderilmesi ve buna karşın beyanda bulunması için süre verilmesini kararlaştırdı.

Mahkeme, savcılığın bilirkişi raporuna itirazının, İçişleri Bakanlığı avukatının da gelecek celse rapora karşı beyanının alınmasının ardından değerlendirilmesine karar vererek, duruşmayı 31 Mayıs'a erteledi.

Duruşmanın ardından CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun avukatı Kemal Polat adliye önünde açıklama yaptı.

İddianameden neyle suçlanıyorlar?

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, ihbar eden olarak İçişleri Bakanlığı, sanık olarak ise Ekrem İmamoğlu ile Cem Ülken, Fidan Gül, Hasan Çetin, Hilal Çuhadar, Mehmet Hepgül ve Türkan Demirel Dişisağlam yer alıyor.

İddianamede, 29 Aralık 2015'te "Kültür Merkezlerinde Personel Çalıştırılması ve Kültür Sanat Organizasyonları Hizmet Alım İşi" ihalesi sırasında, İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu, diğer sanıkların ise belediyede müdür ve personel olarak görev yaptıkları anlatılıyor.

Beylikdüzü Belediye Başkanlığınca yapılan söz konusu ihalede, sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettikleri değerlendirilen iddianamede, "Sanıklar, ihale alıcısı bir firma lehine ancak kamu zararına neden olacak şekilde, ihaleye katılma yeterliliğine veya koşullarına sahip olmayan kişilerin ihaleye katılmasını sağlamak ve teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olmadığı halde, sahip olduğundan bahisle değerlendirmeye almak eylemlerinde bulunarak kamu kurumu statüsünü haiz Beylikdüzü Belediye Başkanlığının 250 bin 86 lira fazladan para ödemesine ve neticede 250 bin 86 lira tutarında kamu zararına neden olarak üzerlerine atılı 'ihaleye fesat karıştırma' suçunu işledikleri anlaşılmıştır." deniliyor.

İddianamede, sanıklar Ekrem İmamoğlu, Cem Ülken, Fidan Gül, Hasan Çetin, Hilal Çuhadar, Mehmet Hepgül ve Türkan Demirel Dişisağlam hakkında "ihaleye fesat karıştırma" suçundan üçer yıldan yedişer yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Yargıtay Başkanlığı seçiminde 25. turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin 25. turunda da hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı.
25.04.2024 14:23:00
İhlas Haber Ajansı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde 25. turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde 25. turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı görevine 24 Mart 2020'de seçilen Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresi 24 Mart itibarıyla sona erdi.

Yüksek Mahkeme'nin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için yapılan seçimin ilk 24 turunda hiçbir adayın 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamaması nedeniyle bugün 25. tur oylaması yapıldı.

24. turda en fazla oyu alan 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez ve 3. Ceza Dairesi Başkanı Muhsin Şentürk'ün katılabildiği oylamada, Kerkez 136, Şentürk ise 131 oy aldı. Seçime katılım 322 olarak kayıtlara geçerken, 13 boş oy kullanıldı, 42 oy da geçersiz sayıldı.

Salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle seçime 26. tur oylamayla devam edilecek. Seçimlerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması gerekiyor.

Çorlu tren kazası duruşması başladı

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının duruşması başladı.
25.04.2024 10:49:00
İhlas Haber Ajansı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 2018'de 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin davanın duruşması başladı.

Kazada hayatını kaybeden vatandaşların yakınları şehirde yürüyüş yaparak duruşmanın görüleceği Çorlu Halk Eğitim Merkezindeki mahkeme salonuna giriş yaptı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'de duruşmayı takip ediyor.

Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması

 Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, risk gruplarına ilişkin konuşurken çöl tozuna karşı toplumda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.
25.04.2024 10:42:00
İhlas Haber Ajansı
Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması
Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması
Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye'de etkili olurken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, 'Çocuklar, alerjisi ve astımı olanlar, KOAH'lılar, yaşlılar daha fazla risk altında. Partiküllerin içinde kimyasallar da var, ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından etkiler oluşturduğu gösterilmiş. Solunum semptomları olan hastalar acillere artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor. 'Neden olduk' diyorlar. Dışarıda geçireceğimiz vakti azaltalım, maskeyle çıkalım, aldığımız sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım' dedi.

Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye'de etkili oluyor. Rüzgar ile birlikte gelen toz, Yunanistan'ın başkenti Atina'yı turuncuya boyarken uzmanlar, tozun birkaç gün daha Türkiye'yi etkilemeye devam edeceğini belirtti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü toz taşınımına yönelik uyarılar yaparken uzmanlar, insan sağlığına etkisine yönelik bilgi verdi. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, risk gruplarına ilişkin konuşurken çöl tozuna karşı toplumda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.

'Çocuklar, alerjisi, astımı olanlar, KOAH'lılar ve yaşlılar daha fazla risk altında'

Havadaki tozun vücudun birçok noktasını etkilediğini ifade eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, 'Kışı biraz zor geçirdik özellikle viral hastalıklarımız çok fazlaydı, o dönemi şu an biraz kapattık, biraz alerjenler ortaya çıkmıştı. Bahar erken geldi, mart ayında çiçekler, polenler alerji mevsimi derken bugünlerde sabahları uyanıyoruz, arabalarımızın üstü çamur şeklinde. Sahra Çölleri'nden gelen dünyanın döngüsünde olan şeyler bunlar, ülkemize, şehirlerimize ulaşan kum fırtınasıyla ortaya çıkmış bir toz bulutu var. Bunlar mikro küçük partiküller şeklinde havada şu anda uçuşuyorlar. Bunları soluyoruz, belli bir mikro partikülün altındakilerin de akciğerimizin en küçük hava keseciklerine kadar ulaştığını biliyoruz. Bu da bizim solunum yolu şikayetlerimizi artırıyor. Bir; çocukları söylemek lazım, ikincisi alerjisi ve astımı olanlar, üçüncü grup olarak KOAH'lı, dördüncü yaşlı grubumuzu saymamız lazım. 4 grubun bugünlerde dışarıdaki bu etkene maruz kaldığında doğacak sonuçları daha fazla. Hepimiz maruz kalıyoruz ama saydığımız 4 grup daha fazla risk altında. Sadece akciğer için de bir etki oluşturmuyor şu an cildimizde; yüzümüzde, elimizde, saçımızda hissediyoruz. Etrafta uçuştuğu için göz bölümüne gelen hasta sayımızda bir artış var, solunum yoluyla ilgili ciddi manada artan bir şey var. Bu tozların içinde sadece kum taneleri, toz değil kimyasallar da var. Onların ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından da etkiler oluşturduğu dünyada gösterilmiş. Evimizde sinekliklerimiz vardır, partikülleri, polenleri, böcekleri, uzaklaştıracak şekilde, az düzeyde olsa bile geçişini engeller ama 'Penceremizi çok açalım, havalandıralım' gibi durumları en azından şu bir hafta için biraz azaltmamamız gerekiyor. Çok acil, olağanüstü bir durum yoksa bu grubun özellikle dışarıda çok vakit geçirmemesini hatırlatmak lazım' dedi.

'Hastalar artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor'

Toza karşı maske kullanımına yönelik konuşan Dr. Öğr. Üyesi Kansu, 'Özellikle kronik grubun kullanması şart, en basit cerrahi maske dediğimiz pandemide kullandığımız maske ile başlanabilir ama bu belli partikülün altını tutmayacaktır. İmkanı olanların özellikle bu saydığımız risk faktöründeki kişilerin 3M maskeleri kullanmalarını hatırlatabiliriz. Bu günlerde göğüs hastalıkları ya da acillere solunum semptomları olan hastalar, alerji, astım geçmişi olan hastalarımız kum fırtınası, partiküller sebebiyle artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla karşımıza geliyor. Neler var; öksürük, hırıltı, gece solunum şikayetleri, bir miktar ateş, nefes darlığı şeklinde bu hastalar acile ya da göğüs hastalıklarına geliyorlar. 'Neden olduk, ne değişti' diyorlar, farkına değiller. Alerjenlerin bu günlerde etkisi var ama son 2 haftadır bu kum fırtınasının bu alerji, astım, KOAH olan hastalarda biraz daha solunum semptomlarını kötüleştirdiğini, acile getirdiğini biliyoruz. Meteoroloji açısından takip etmemiz lazım, uzmanların görüşünü dinleyeceğiz, bu hafta akışının süreceğini biliyoruz. Boğazımızda bir gıcık hissi sadece bu saydığımız risk grubu değil şu anda hepimizde var. Cildimizde bir kuruluk hissi var. Birincisi dışarıda geçireceğimiz vakti biraz azaltalım, ikincisi pencerelerimizi çok açmayalım, üçüncüsü maskeyle çıkalım, dördüncüsü eve geldiğimizde lütfen bir duş alalım, üstümüzü değiştirelim. Beşincisi sıvı tüketimi, bol su içmeye çalışalım çünkü o sinüslerimiz, bronşlarımız, burnumuzun içinde de birikiyor bize gıcık hissi de yapıyor. Bu sadece bedenimize aldığımız bir şey değil, şu an da her yere arabamızın üzerine düştüğü gibi tarladaki ekinlere, mahsullere, sebze, meyvelere de düşüyor. Eve aldığımız, pazardan getirdiğimiz sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım" şeklinde konuştu.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.