(dünden devam…)
Hacıbektaşlı bir yazar olan Gönül Akkuş'un "Sır Olan Gelenekler" adlı kitabında yer alan şu ifadelere yer vermek istiyorum: "Cemalettin Çelebi Atatürk'ü karşılamaya geldiğini gören Mucur Kaymakamı Nihat Bey, Atatürk'ün kulağına eğilir ve 'Paşam, Çelebi'nin bu hareketi davamız için bir olumluluk belirtisidir' der. Gerçekten de Cemaleddin Çelebi davetini kabul ettiği kişilerden ilk defa birini karşılamaya gitmiştir. Atatürk üç gün boyunca Hacıbektaş'ta Cemaleddin Çelebi'nin evinde misafir olur. Yanlarına Cemaleddin Çelebi'nin oğlu Hamdullah Efendi'den başka kimseyi almazlar. Atatürk ile Cemaleddin Çelebi üç gece neler yapabileceklerini konuşurlar. Hamdullah Efendi de konuşulanları tek tek yazar. Atatürk oradan ayrılırken Cemaleddin Çelebi,'Atam Cumhuriyeti ne zaman kuruyoruz?' diye sorar.
Cumhuriyet kelimesini duyan Atatürk heyecanlanır ve Cemaleddin Çelebi'ye yaklaşarak, 'Aramızda kalmak kaydıyla en yakın zamanda' cevabını verir. Cumhuriyet ismi ilk olarak orada zikredilmiştir. Yine bu görüşme sırasında Atatürk, Cemaleddin Çelebi'ye, annesi Zübeyde Hanım'ın gördüğü bir rüyayı anlatır. Zübeyde Hanım'a rüyasında Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in altın tepsi içinde Kur'an ve kılıç getirdiğini söyleyince Cemalettin Çelebi, Atatürk'e, 'Sen de rüyaya yat bakalım bugün. Yarın konuşalım' der. Atatürk o gece rüyasında Deliktaş'a girdiğini ve kollarının dirseklerine kadar kanla dolduğunu görür ve sabah rüyasını Cemaleddin Çelebi'ye anlatır. Cemaleddin Çelebi rüyaları şu şekilde yorumlar: Peygamberimizin getirdiği Kur'an annene, kılıç ise sanadır. Aslında o kılıç sana verilmiştir ama annenin sütü sana helal olduğu için onun duasıyla sana gelecektir, senin savaşacağının işaretidir. Deliktaş'a girince kollarının kanla dolması ise bu savaşın zaferle sonlanacağını gösterir. Zaferin mübarek olsun.'
Atatürk bu görüşme sonrası Hacıbektaş'tan ayrılmadan Cemaleddin Çelebi ile birlikte Hacı Bektaş Veli Türbesi'ni ziyaret eder. Atatürk, Hünkar Hacı Bektaş Veli Hazretleri'nin kabrine kapanır ve 'Evladını önüme rehber eyledim. Meydana çıkıyorum. Yüzümü utandırma' diye dua eder. Görüldüğü üzere, Atatürk'ün başlattığı bu Millî Mücadele Hacıbektaş'ta yaptığı ziyaretle manevî bir boyut kazanmıştır. Kurtuluş Savaşı'nın temelleri Bektaşî dergâhında atılmıştır. Genelkurmay Başkanlığı'nın yayımladığı belgelerden olan bir telgraf, Atatürk ile Bektaşîler arası bu ziyaretten sonra gelişen hukuku anlatır.
Mustafa Kemal Paşa, 26 Haziran 1919'da Tokat'a gelir. Buradan Konya'daki 2. Ordu Müfettişliği'ne telgrafla şunları bildirir: "Tokat ve havalisinin İslam nüfusunun yüzde seksenini ve Amasya havalisinin de mühim bir kısmını Alevî mezhebinden olanlar teşkil ediyorlar ve Kırşehir'deki Baba Efendi Hazretleri'ne fevkalade bağlı bulunuyorlar. Vatanın ve millî istiklalin bugünkü tehlikesini bilfiil görmekte olan müşarünileyhin kanaat-ı hazırası şüphe yoktur, buna pek müsaittir. Binaenaleyh, söz sahibi ve emniyetli bazı zevatı görüştürerek kendilerince muvafık görülecek Müdafaa-i Hukuk-u Milliye ve Redd-i İlhak cemiyetlerini takviye edecek sûrette birkaç mektup yazdırılarak bu havalideki Alevî nüfuslarına dağıtmak üzere Sivas'a gönderilmesini pek faydalı telakki ediyorum. Bu babdaki muavenatı samilerini istirham ederim." (Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin Atatürk).
(devam edecek…)
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020