Lenfödemin tedavisinde gecikmenin bedeli ağır
Lenf dolaşımının doğuştan veya sonradan ortaya çıkan bazı durumlar nedeniyle bozulması sonucu proteinden zengin sıvının dokular arasında birikmesiyle oluşan lenfödem tüm dünyada önemli bir sağlık sorunu olarak öne çıkıyor.
25.11.2025 01:35:00 / Güncelleme: 25.11.2025 01:41:45
AHMET SAFA TERZİ
AHMET SAFA TERZİ





Genellikle kol veya bacaklarda şişlik ve dolgunluk hissiyle kendini gösteren bu hastalık, tedavide gecikildiğinde oluşan enfeksiyonlar, ağrı, ağırlık hissi ve ciltte derin yaralar gibi önemli sorunlara yol açması nedeniyle hastaların yaşam kalitelerini düşürüyor. Hastalık ilerlediğinde kıyafet seçimi zorlaşırken, yazı yazmak, yürümek ve ayakkabı giymek gibi basit işler bile güçleşebiliyor. Lenfödemin sadece fiziksel değil, psikolojik yönü de önemli. Hastalar, estetik kaygılar veya hareket kısıtlılığı nedeniyle sosyal ortamlardan uzaklaşırken, aile ve iş hayatında da sorunlarla karşılaşabiliyor. Tüm bunlar kaygı bozukluğuna ve depresyona yol açabiliyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Meltem Vural, erken tanının lenfödem tedavisinden etkin sonuç alınmasında kritik bir öneme sahip olduğuna dikkat çekerek, "Erken tanı için kol veya bacak bölgesinde hassasiyet, dolgunluk, ağırlık hissi veya hafif bir şişlik olduğunda mutlaka bir hekime başvurulmalıdır. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı bu ilk adımda hastanın öyküsü ile detaylı bir fizik muayene, ihtiyaç halinde laboratuvar tetkikleri ve görüntüleme yöntemleriyle lenfödemi tespit edebilmektedir. Erken tanı sayesinde, ciltte enfeksiyon ve derin yaralar gibi gelişebilecek olan sorunlara yönelik önleyici tedbirler alınabilmektedir. Erken tanı ve tedavinin yanı sıra hastaların kontrollerini düzenli olarak yaptırmaları tedavinin başarısı için çok önemlidir" dedi.
Dünyada yaklaşık 250 milyon kişi bu sorunu yaşıyor!
Bebeklik döneminden itibaren her yaşta görülebilen lenfödem dünyada ve ülkemizde yaygın görülen bir sorun. Öyle ki dünya çapında yaklaşık 250 milyon insanın lenfödemden etkilendiği belirtiliyor. Ülkemizde de benzer şekilde yaygın görülen bu hastalığın son yıllarda daha sık teşhis edildiğini belirten Prof. Dr. Meltem Vural, "Bunun en önemli nedeni ise kanser gibi hastalıkların artmasıdır. Bu hastalıklarda uygulanan cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi gibi tedaviler sonrasında ikincil sebeplerle lenfödem gelişebilmektedir" bilgisini verdi.
En riskli grup meme kanseri hastaları olsa da…
Lenfödem; lenf bezleri ile damarlarının gelişim sorunları ve lenfatik akım bozuklukları nedeniyle oluşuyor. Sıklıkla kol veya bacaklarda görülse de genital bölge, baş ile boyun gibi vücudun farklı bölgelerinde de rastlanabiliyor. Cerrahi girişimler, radyoterapi, travma veya enfeksiyon gibi sebeplerin yanı sıra doğuştan da görülebiliyor. Ancak, kanser hastalarının en yüksek risk grubunda olduğuna işaret eden Prof. Dr. Meltem Vural, sözlerine şöyle devam etti: "Kanserle ilişkili lenfödem sebebi olarak en sık meme kanseri karşımıza çıkmaktadır. Meme kanseri sonrasında lenfödem gelişme oranı yaklaşık yüzde 25 civarındadır. Hastalarda tedavi sonrasında çoğunlukla kol, önkol ve el bölgesinde lenfödem gelişebilmektedir. Bu durum genellikle lenf nodlarının alınması veya radyoterapi sonrasında ortaya çıkmaktadır. En önemli nedeni, işlemler sebebiyle dokularda oluşan etkilenmeler sonucunda lenfatik akımın bozulması ve dokular arasında lenf sıvısının birikmesidir."
Tedavisinde gecikmeyin, çünkü!
Prof. Dr. Meltem Vural, lenfödemin genellikle etkilenen kol veya bacak bölgesinde; şişlik, dolgunluk, hassasiyet ve ağırlık hissiyle kendini gösterdiğini belirterek, "Örneğin, yüzük veya kıyafetler dar gelmeye başlamışsa, dikkatli olunmalıdır. Şişlik ve dolgunluk hissi başlangıç evresinde hafifken; zamanında müdahale edilip tedavi edilmezse karşımıza daha ciddi bulgular çıkabilir. Şişlik artabilir, ciltte renk değişiklikleri, kalınlaşmalar, ağrı ve enfeksiyonlar gelişebilir" diye konuştu. RECEP BAHAR
Lenfödeme karşı 10 önemli öneri!
Lenfödem açısından riskli olan kişilerin veya lenfödem sorunu yaşayan hastaların kol ve bacak gibi uzuvlarına çok dikkat etmeleri gerekiyor. Prof. Dr. Meltem Vural, lenfödeme karşı alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:
• Sorunlu olan kol veya bacağınıza yönelik zorlayıcı aktivitelerden kaçının. • Ağırlık kaldırma, itme veya çekme gibi güç gerektiren hareketler yapmayın.
• Etkilenen kol bölgesinden tansiyon ölçümü yapmayın. Damar yolu açılacaksa lenfödem sorunu olduğunuzu bildirin, bu durumda işlem diğer kolunuzdan yapılacaktır.
• Cilt temizliğine ve kuruluğuna önem verin. Etkilenen bölgeye uygun PH içeriğine sahip temizleyici ürünlerle yıkanın. Ardından, cildinizi nazik bir şekilde kurulayın ve yağsız dermatolojik nemlendiriciler ile nemlendirin.
• Tırnaklarınızı cildinize zarar vermeyecek şekilde kısaltın.
İlgili bölgelerinizi güneşten koruyun, yüksek faktörlü güneş kremlerini tercih edin.
• Etkilenen uzuvlarınızı böcek ısırmalarına, yara ve çiziklere karşı koruyun.
• Sıkı ve dar giysilerden, takılardan kaçının.
• Uyurken, etkilenen uzvun altta kalmamasına dikkat edin.
• Uçak yolculuklarında basınç değişimlerine karşı bası giysileri giyin.
• Dengeli beslenin ve kilo kontrolüne özen gösterin.
• Hekiminizin önerileri doğrultusunda; tempolu yürüyün, temiz olduğu bilinen denizde yüzün, lenfödeme yönelik egzersizler ve nefes egzersizleri yapın. Ayrıca, uzun süre hareketsiz kalmamaya çalışın.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.



















































































