Dağda kurda yem olan sahipsiz kuzunun hesabını Halife'den soran ahlâkın; sahipsiz bırakıldığı için kurda yem olan kuzudan kendisini sorumlu sayan vicdânın özlemindeyiz! Ya öyle bir ahlâk yok, hiç olmamış, sadece hayal edilmiş; ya da öyle bir Halife yaşamamış, bir beşere olmadık güzellikler yüklenerek iftira edilmiş!Heey! İnsanlık, öldün mü?Heey! Ahlâk, öldürüldün mü?Heey! Vicdan, uyuşturuldun mu?Heey! Îman, şeytana yenildin mi?Heey! Hukuk, zorbalara teslim mi oldun?Heey! Adâlet, şirâzen mi bozuldu?Heey! İleri Demokrasi sayesinde yok edilen asayiş, seninde mi ırzına geçildi?Heey! Devlet! Devleti temsil eden, Devleti biraz daha yönetip biraz daha "Devletlûm" diye iltifat kazanmak için bindirilmiş kıta kalabalıklar karşısında gövde gösterisi yapan Yenici-Eskici Demokrat-Diplomat soytarılar! Sizin de canınız acıyor mu?Olmayan vicdanınız sızlıyor mu?Kurumuş gözleriniz, gösteriş için bile olsa ağlıyor mu?Kapıların kilitlenmediği, mahalle çocuklarının saklambaç oynarken komşuların evlerine saklandığı, komşu amcaların ve teyzelerin korkusundan kocaman delikanlıların sokaklarda sigara içemediği, hırsızlığın ayıplardan da ayıp bir iş sayıldığı; sokağın, mahallenin, ilçenin, şehrin namusundan herkesin ortak olarak sorumlu olduğu, Bekçi Baba'nın düdük sesi ile asayişin berkemâl olduğunun anlaşıldığı; her akşam sokaklarda üzeri süslü oyalı peçetelerle kapalı yemek kaplarının komşu-komşu dolaştırıldığı, "Alan var, alamayan var, göz hakkı var." düşüncesiyle Babaların alış-veriş filelerini komşulara göstermemek için yatsı namazından sonra sessizce evlerine girdiği; huzur ülkesi, kardeşlik-komşuluk memleketi Türkiyemizi kim buhale getirdi?Yeni Türkiye'niz başınızı yesin!Yeni Osmanlıcılığınız başınızı yesin!Allah sizin müstehâkınızı versin!Alın Yeni Türkiye'nizi, alın İleri Demokrasi'nizi, alın Yeni Osmanlı'nızı, alın İSTİKRÂR'ınızı, cehennemin dibine kadar gidin!Bana; karakolun sokağından geçmeyi bile düşünmeyen ahâlinin yaşadığı Eski Türkiyem'i geri verin!Bana; Bekçi Baba'nın bir düdük sesi ile hissettiğim asayişimi geri verin!Bana; varlığı ile övündüğüm ve gücünü hissettiğim kadar kendimi emin hissettiğim Ordum'u ve hatta Ordumun Vesayetini geri verin!Eğer ki; Özgecan adlı Kızımın, eve gitmek için bindiği toplu taşıma aracında can emniyeti yoksa; Eğer ki; Özgecan'ın Annesi; "Kuzumun canını çok acıtmışlar! Keşke kafasına bir kurşun sıksalardı!" diye dövünüyorsa;Onlarca yıl; Anadolu'nun kırsal bölgelerinde atlı veya piyâde olarak, ay ışığında, ıssız dağ başlarında kilometrelerce yolun korkusuzca yüründüğü, huzur ülkesi memleketimizde; büyükşehirlerde elektriğin olmadığı, kameraların gözlemediği veya gözlediği sokaklarda emin yürünemiyorsa; Dünyanın 9. Büyük Ordusuna sahip olmamıza rağmen, sınırlarımızın yol geçen hanı edilmesine sebep olan İleri Demokrasinizle birlikte Allah müstehakınızı versin!TOMA'larla, panzerlerle, helikopterlerle ve daha bilmem nelerle techîz emniyet güçlerine rağmen sağlanamayan asayiş ve İleri Demokrasinizle birlikte Allah sizi ıslah etsin! 12 yıllık yönetiminizde kesinlikle kaybettiğim ve ölesiye özlediğim; saygı duyduğum ama asla korkmadığım Polislerim geri gelinceye kadar; "Bekçi Baba"nın düdük sesinin sağladığı asayişim geri gelinceye kadar; her ne sebeple olursa olsun sokakta nöbet tutan Mehmetçiğime yine komutanlarından gizli yiyecek-içecek bir şeyler ikrâm edinceye kadar yani ölümüne saygı duyduğum ama asla korkmadığım, varlığı ile kendimi emîn hissettiğim Ordum geri gelinceye kadar; huzurlu Eski Türkiyem'e dönünceye, Bekçi Baba'nın düdük sesiyle asayişi sağlayıp kapılarımız yeniden açık yatıncaya kadar sizinle mücadeleye, size direnmeğe devam edeceğim!Özgecan'ın kanı ellerinizdedir! Özgecan'ı siz öldürmediyseniz de, siz öldürttünüz!"Siz de mini eteği giyinip soyunup Lâik sistemin ahlaksızlaştırdığı sapıklar tarafından tacize uğrayınca da bas bas bağırmayacaksın!" diyebilecek kadar ağzından yellenen sapıkların, insanlığın yüz karası vicdan fukaralarının ekran ekran dolaştırılıp konuşturulmasından siz sorumlusunuz!Fiîl-i Livata'dan sabıkalı birilerinin, kadın ticaretinden sabıkalı birilerinin Dincilik/Emevistlik/Baasçılık/Nakşîlik yaptırıldığı bir ülkede; bu sapıkların konuşturulmasından siz sorumlusunuz! Heeey Başkancılık Oynayanlar!Eğer Başkan olmak, İleri Demokrat Sultan olmak istiyorsanız, bunu sağlayabilmek için dört yüz milletvekili istiyorsanız, memlekette:- Türk Lirasının ayarını koruyacaksınız ki, kazananlar gönüllü vergi versin!- Halkı âdil yasalarla idare edeceksiniz. Yandaşlarınızın başkalarına zorlama ve baskı yapmasına müsamaha göstermeyeceksiniz ki, yasalara uyulsun!- Bütün yolları emin tutacak, eşkıya ve yol kesicilerin hepsini ortadan kaldıracaksınız ki, halk dostunuzu dost, düşmanınızı düşman bellesin! Ancak bu üç olmazsa olmaz uygulama ile halkın hakkını ödemiş olursunuz!Şu an Türkiye'de milyonlarca ağızdan: "Canımızı yaktırdınız, Allah da canınızı yaksın!" diye bedduâlar yapılıyor, duyuyor musunuz?"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN." Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017