Lozan 2023 yalanı

Bir ülkenin gelişmesi, herhangi bir birliğe girmesiyle, gelişmiş olan ülkelere yakınlaşmasıyla alakalı değildir.Eğer sizler sahip olduğunuz zenginlikleri değerlendirmesini bilmezseniz sizin bu ülkelere olan yakınlığınız onların sömürüsüne maruz kalmaktan başka bir netice doğurmaz.Bugün güçlü ve söz sahibi diyebileceğimiz ülkelere baktığımızda, sahip olduğu madenleri en iyi şekilde değerlendiren ve de para politikasına önem veren ülkelerdir.Almanya 1945 hezimetinin etkilerinden para politikasıyla kurtulmuştur, ABD bir dolar imparatorluğudur ve Rusya Milli Ekonomi Modeli sayesinde milli parasının farkına vardığı için kapitalist ülkelerin boyunduruğundan kurtulmayı başarmış ve dünyanın zirvesine oturmuştur.Ve bu ülkelerin gerek kendi coğrafyalarında gerekse dünya genelinde yer altı kaynaklarına verdikleri önem de aşikardır. Bu kaynaklar için birçok savaş yaşanmıştır.Bugün dünyanın en zengin aileleri olan ve aynı zamanda ABD, İngiltere, Almanya gibi güçlü ülkelerin ekonomilerine, siyasetlerine yön veren, Büyük Ortadoğu Projesinin sahibi Yahudi kökenli Rockefeller ve Rothschild aileleri de zenginliklerini madenlere ve ülkeler adına para basma yetkisine sahip olmalarına borçludur.ABD ve AB ülkelerinin milli gelirleri karşılığı para basma hakkı bu ailelere aittir, bunlar devletlere borç verirler. Bu sebeple bütün Batılı ülkelerin trilyonlarca dolar borçları vardır.Maden ve para politikaları ile güç sahibi olan Batılı ülkeler ve bu ülkelerin arkasındaki aileler, diğer ülkelerin bu güce sahip olmaması için hem o ülkelerin siyasetçilerini avuçlarının içine alarak, hem de yalan yanlış propagandalar üreterek her türlü engellemeyi yapmışlardır.Batılı ülkeler Osmanlı Devleti'nin sahip olduğu maden zenginliğini çok iyi biliyorlardı. Osmanlı'yı önce borçlandırarak kendilerine bağımlı hale getirdiler ardından da yol ve tren yolu bahaneleriyle Osmanlının madenlerine çöreklendiler. Osmanlı Birinci Dünya Savaşı'ndan mağlup çıkınca önüne konulan Sevr Antlaşması'yla da bu maden talanını kayıt altına aldılar.Mustafa Kemal Atatürk ile verdiğimiz Milli Mücadele her sahada tam bağımsızlık mücadelesiydi ve de nihayetinde Batılı ülkelere imzalattırılan Lozan Antlaşması da bunun resmi belgesiydi. Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Lozan Antlaşması Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bağımsızlık tapusudur" derken bu gerçeğin altını çizmektedir.Yani birilerinin yıllardır Türk milletine empoze ettiği gibi Lozan madenlerimizi çıkartmamızı engelleyen bir antlaşma değil, tam aksine bize maden çıkartma özgürlüğü veren antlaşmaydı.Sayın Baş, atılan bu büyük iftira hakkında şu gerçeklerin altını çiziyor:"3 katrilyon dolarlık yeraltı kaynağımız var. Daha önce bunu inkâr edenler şimdi bunu kabul ediyor ama Lozan Antlaşması'na iftira atmaya başladılar. 'Tamam, Hocanın dediği kaynaklar var, ama Lozan Antlaşması'nda gizli bir madde var ve 2023 yılına kadar bu madenlere kimse el süremez' dediler. Bu o kadar büyük bir yalan ki; bir Cumhuriyete iftira, iki Atatürk'e iftira, üç millete iftira. Arkadaşlar Türkiye'de işlenmedik maden kalmadı. Bu madenleri yabancı şirketler işliyor. Madenleri alıp götürüyorlar. Sen nasıl bir vicdan taşıyorsun da bu kadar yalanı utanmadan konuşuyorsun"Prof. Dr. Baş, bu iftiranın kaynağının da İngiliz ve Yunan istihbaratı olduğunu belirtti.Bunlar neden böyle iftirayı ülkemize taşıdılar diye sorarsanız, başta anlattığımız gibi bunların madenlere verdikleri önem ve de Sevr'de elde ettikleri Lozan'la yırtılıp atılınca kanlarına dokunması diyebiliriz.Bu madenleri Türk milletine yar etmemek için, Atatürk'ün vefatından sonra bir taraftan siyasileri satın aldılar, bir taraftan da bu iftira ile de onlara madenleri çıkartmamaları için bir bahane, bir koz verdiler.   Olaya bir de tersten bakalım; iftira atıldığı gibi Lozan gerçekten maden çıkartmamıza engel olsaydı, taa Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana Raman'dan petrol çıkartılıyor, bakır, çinko, kurşun, demir, bor, mermer, kömür ve daha birçok madenler o zamandan bu zaman işletiliyor bu mümkün olur muydu?İlkokul okuyanlar bilir, ülkemizde çıkan madenler tek tek ilkokul kitaplarında vardı hatta İnce Mehmet'in taşkömürünü bulması hikayesi herkesin bildiği bir hikayeydi. Demek ki bu iftirayı atanlar ve de buna inananlar ya ilkokul okumadı, ya da bunlar en arka sıralarda derste uyuyanlardı.Günümüze, AKP iktidarı dönemine gelelim. Lozan maden çıkartılmasına engelse, o zaman neden 5177 sayılı yabancılara maden çıkartma yetkisi veren Maden yasasını 2003 yılında çıkarttın? Atatürk'ün çıkardığı Köy Kanunu'nu neden iptal ettin?Bugün resmi rakamlara göre 90 binin üzerinde maden arama ruhsatı verildi, bunların çoğu yabancı, birazı da yerli ve yandaş şirketler; Lozan maden çıkartılmasına engelse bunlar nasıl her gün varil varil petrol, kamyon kamyon altın, bor, kömür çıkartıp ham halde yurt dışına çıkartıyor? Onlara serbest de, Lozan millet için mi engel? Tam bir yalan.Neden 2023 diyorlar; çünkü bu adamların planları, 2023 yılına kadar Türkiye'nin altını boşaltmak?Para konusunda da yıllardır "para basma enflasyon olur" yalanıyla Türk milletini uyuttular. Böylece gelişmiş ülkelerin en temel iki kaynağı olan maden ve parayı Türk milletinin elinden aldılar, Türkiye'yi sürekli borçlandırdılar, bağımlı hale getirdiler.Lozan iftirasıyla; bir taraftan Türk milletinin kendi zengin madenleriyle buluşması engellenirken, diğer taraftan sürekli eleştirilen Lozan milletin gözünde kötü gösterildi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk milletinin bağımsızlık tapusu millete yırttırılmak istendi.İşte bütün bu kirli oyunları sadece Prof. Dr. Haydar Baş bozdu.BTP iktidarında hem madenler millet için çıkartılacak, hem de milletin emeği ve üretimi karşılığı kendi milli paramız devreye konulacak. Bu gerçek kaynakları açıklayan tek lider Prof. Dr. Haydar Baş? Bu kaynaklarla 5000 TL asgari ücret de verilir, 1500 TL ev hanımı maaşı, 1000 TL vatandaşlık maaşı, 250 TL çocuk parası da?Millet yalancıların ve iftiracıların peşinde gitmeyi bırakıp da gerçek Liderinin etrafında kenetleştiği gün Türkiye dünyanın en zengin ve en güçlü ülkesi olacak, Türk milleti de bir eli yağda, bir eli balda? Ayıkmazsak ne devletimiz kalır, ne de bu coğrafyada yaşama şansımız?