Makyaj tazeliyorlar

AKP kuruldu. Milletin karşısına gömleklerini çıkararak çıktılar. Tabi bu coğrafyada rüzgarlar hep sert eser, insanı üşütür, hasta eder. Baktılar gömleksiz durum iyi değil her mağazadan bir gömlek aldılar. Avrupa'ya gittiler Avrupalı oldular. ABD'ye gittiler "kadim dost" oldular. Filistin'e gittiler mücahit(!) oldular. İsrail'e gittiler "Ortadoğu'da ki en büyük müttefik" oldular. Masonlarla oturup, cesaret madalyası aldılar. Suudilerle oturup "İslama hizmet" madalyası aldılar. Zalim(!) Kaddafi'den insan hakları ödülü aldılar. Hülasa o koltukta her renge girdiler. Bizzat Sayın Başbakan'ın ifadesiyle "papaz gömleği bile giyerim" anlayışıyla siyaset arenasında kimliklerini oluşturdular.İç politikada da bu renkten renge girme, o gömlekten bu gömleği ilikleme sürüp gitti. Tek farkla; Bir Türk gömleği giyemediler. Birde geçmişte millet huzurunda giydikleri gömlek altında verdikleri sözleri, sergiledikleri itikadı unuttular, o tarafa bile bakmadılar. Kürt dediler, Laz dediler, Romen dediler, Rum dediler, Ermeni dediler ama Türk diyemediler.Bizzat "kadim dost"larının dışişleri "22 İslam ülkesinin sınırları değişecek ve buna Türkiye'de dahil" dedi. Avrupa'da ülkenin bölünmüş haritaları masa üstünde. İsrail'in bu coğrafyadaki özlemleri ve bunu kağıt üzerine yansıtmaları zaten hep gündemde. Bu zihniyetlerle ittifak kurarak yönetime gelen iktidar, verdikleri sözlerin ağırlığını taşıyamamaya, millete kendini anlatmakta zorlanmaya başladı. Ama daha hedefler tam gerçekleşmemişti. Bir dönem daha Meclis'te, iktidar olmak lazımdı. İşte bunun için iyi makyaj ve imaj tazelemesi lazımdı.Bu Batılı müttefiklerine verdikleri sözlerden biri "Kürt sorunu" idi. Sıfıra yaklaşmış bir terör sorununu BOP eş başkanı Tayyip Bey aldı, biz size haklarınızı vereceğiz, Diyarbakır'ı yıldız yapacağız, ana dilinizde eğitiminizi sağlayacağız vs. vs. Habur'dan militanlar törenle karşılandı, barış elçilikleri(!) kabul edildi, usulüne uygun bir mahkemede de tertemiz edildiler. Erdoğan sanıyordu ki artık her şey gül gibi olacak. Ama nerede. Hani bizde bir laf vardır "azmış ile kudurmuşun çaresi olmaz" Aynen öyle. Yaktılar, yıktılar, polis tokatladılar, devlet maaşı ve terörist kıyafetiyle devlete taş attılar, Bayrağımı indirdiler, Atatürk'ün heykeline Apo resmini yapıştırdılar? alanen tehdit ettiler; "Çok kan akacak çok.."Haliyle hükümet köşeye sıkıştı. Allah'a verecekleri hesabı düşünselerdi bu noktaya gelinmezdi. Ama yakında seçim var ve millet bu açılımın hesabını soracak. Ne yapılması lazım? Tabiî ki iyi bir makyaj, göz altlarına iyi bir botoks, sarkan yerlere iyi bir estetik ameliyatı. Hedef iktidarda oldukları 9 yılı "delete" leyip 2001'e geri dönmek, milleti tekrar kendilerine acındırmak.Başbakan çıktı "Bu ülkede Kürt sorunu yoktur" dedi. Yalan söylüyorsun. Bizzat kendiniz ifade etmiştiniz "Kürt sorunumuz vardır" diye. Aynen  BOP eş başaknı olduğunuz iddialarına, bunları söyleyenler ispat etmezlerse şerefsizdirler deyip, Bayrampaşa ilçe teşkilatına "Bizim ortadoğuda bir misyonumuz var. İspanyayla beraber BOP eş başkanıyım" demiştiniz. Sonra birilerinin Öcalan'ı (haşa) peygamber gibi gördüklerini söylediniz. İlk olarak sizin adamlarınız bu ifadeyi sizin için kullanıp, şiir yazdı.Kastamonu'da hain saldırı gerçekleşti. Bir polisimiz şehit. Vali açıklama yapıyor; bu olay AKP'ye karşı değil. PKK olayı üstleniyor. Ama Başbakan şehit cenazeleri üzerinden siyaset yapmakla birilerini itham ettiği günleri unutmuşçasına meydanlarda "kefen" edebiyatı yapıyor. B. Arınç "bu olaylar bizi ürkütüyor" diyor. Meclis başkanı, PKK vekillerinin açıklamalarından dolayı küplere biniyormuş?Adama sormazlar mı? Ne oluyor? Kadim dostunuz kendi teröristini (Ladin'i) yakalıyor, silahı da yok. Öldürüyor ve denize atıyor. Sen Apo'yu neden besliyorsun. Örgütü yönetmesine nasıl müsaade ediyorsun. Apo'yla görüştü diyenleri alçaklıkla itham etmiştin. Sonra 'devlet görüşür, devletin başı da iktidardır' demiştin. Bu nasıl iştir? Ne yapmaya çalışıyorsunuz? Hedefiniz ne?