Maliye, Prof. Dr. Baş'a teslim edilmelidir

İngiltere'de ülkelerin kanını emen küresel tefecilerle bir araya gelen Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya ile ilgili ilginç haberler yayımlandı. 
Reuters ve Bloomberg'in haberlerine göre, Şimşek ve Çetinkaya, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faiz konusundaki sert söylemlerini yumuşatarak yeni bir faiz artırımı mesajı verdiler. Buna göre, enflasyon yükselişi sürdüğü takdirde -ki sürecek- Merkez Bankası (MB) yeniden müdahale edecek ve faiz artıracak.
Anladığım kadarıyla verilen bu sözle birlikte faiz artırımı da otomatiğe bağlanmış oluyor. Fon yatırımcılarından birisi, "Verilen mesaj, geçen hafta Erdoğan'dan işittiklerimizden farklıydı" diye konuştu.
Reuters'a konuşan kaynaklara göre, Şimşek ve Çetinkaya, Erdoğan'ın faizle ilgili açıklamalarını seçim atmosferinde yaptığına dikkat çekerek, o dönem 'seçim modunda' verilmiş mesajlar olarak niteledi. Ve MB'nin, lirayı korumak adına müdahale etme özgürlüğüne sahip olduğunu vurguladılar. Verilen sözler çerçevesinde, 4 Haziran'da yayınlanacak enflasyon verilerine göre faiz konusunda yeni bir adım atılacak. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem bu anlatılanları doğruladı; enflasyon rakamlarının yüksek gelmesi halinde Merkez Bankası'nın harekete geçeceğini söyledi.
İngiltere'de yapılan yorumlara bakılırsa, küresel fon yöneticilerinin yani tefecilerin Türkiye'den faiz beklentisi oldukça yüksek? Örneğin, İngiliz gazetesi Financial Times'ta yayımlanan bir analizde, ABD'li profesör Steve Hanke, Türkiye'nin enflasyon oranının düşük gösterildiğini, gerçekte yüzde 39,2 olduğunu söyledi. Hanke buna bağlı olarak faizlerin de yüzde 40'ın üzerine çekilmesi gerektiğini belirterek küresel tefecilerin Türkiye'den faiz beklentisini dillendirmiş oldu.
Dünyanın en büyük fon yönetim şirketi olan Black-rock gelişmekte olan ülke fonları, geçen hafta Türkiye'nin dolar ve euro cinsi tahvillerini ve TL aldı. Portföy yönetimi birimi başkanı Trigo Paz, "Geçen hafta Türkiye'ye yatırım yaptık. Şimdi TL ve dolar cinsi tahvillerinden memnunuz, ancak faiz oranlarından memnun değiliz" ifadelerini kullandı. Gördüğünüz gibi bütün küresel tefeciler Türkiye'deki faizlere odaklanmış durumdalar?
Mehmet Şimşek attığı tweet'inde, "Londra temaslarımız verimli geçti yatırımcının ilgisi büyük. Ekonomide yeniden dengelenme süreci başladı" ifadelerini kullansa da, bu sanal ve seçimlik görüntünün hangi bedeller karşılığında olduğunu çok yakında göreceğiz. 
Gerçi dolar, oynanan bütün bu tiyatrolara rağmen 4,50'nin altına biraz düşse de dün yeniden tırmanışa geçti, 4,60'ları aştı.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Para politikasında sıkılaşma devam edecek" dedi, paranın zaten olmadığı bir atmosferde daha fazla sıkılaşma nasıl olacaksa... "Yeni küresel koşullara uygun makro finansal çerçeve oluşturacağız" dedi, yeni küresel koşul, Türkiye'den faizleri yüzde 40'ın üzerine çıkartması, nasıl yapacaksın? "Para politikasını uygulayan Merkez Bankası, kurumsal araç bağımsızlığına sahip olacak" dedi, MB'nin bağımsızlığından kasıt, Türkiye Cumhuriyeti'nden bağımsız hale gelip küresel fonlara tamamen bağlanması? 
Zaten İngiltere'de fon yöneticilerine "MB enflasyon oranında faiz artıracak" garantisi verilerek, iş otomatiğe bağlandı, bu gerçekleşmiş oldu.
"Sıkı maliye politikası uygulayacağız" dedi, bu da artan borçların ve faizlerinin ödenmesi uğruna vatandaşın vergiler, cezalar ve zamlarla ümüğünün sıkılması anlamına geliyor. Borcu borçla çevirmeye çalışan ve de ekonomi değirmenine eskisi gibi taşıma suyu bulamayan Türkiye'nin işbilmez siyasileri, görünen o ki çok tehlikeli bir vadiye girmiş durumdalar.
Bu gidişle, ülkeye döviz girsin diye, hem döviz kurları artacak hem de faizler. Enflasyon artışına çifte doping? Birilerinin koltuğu uğruna 80 milyon Türk vatandaşın idam fermanı imzalanıyor, farkında değilsiniz.
Geçtiğimiz hafta Bursa'da gerçekleştirilen 10. MEM Kongresi'nde konuşan Rusya Bilimler Akademisi Üyesi Prof. Dr. Andrey Manankov, "Prof. Dr. Haydar Baş'ın fikirleri pratik hayatta kendine karşılık buluyor ve bu model belli menfaat gruplarına değil halklara hizmet ediyor. Haydar Baş'ın Milli Para formülü sömürü oyunlarını bozdu" gerçeğini dile getirdi.
İşbilmez siyasilerin yanlış politikalarıyla küresel tefecilerin sömürü tuzağına düşen bir Türkiye, siyasetiyle, milletiyle sahip olduğu kör inat sebebiyle, içinden çıkan ve bütün bu sömürü oyunlarını bozan Milli Ekonomi Modeli'nden ve de sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'tan istifade edemiyor. 
Türkiye'nin iktidarıyla, muhalefetiyle siyasileri, bir taraftan Prof. Dr. Baş'ın "patentli" projelerini çalarak millete seçim vaadi olarak sunuyor, hırsızlık yapıyor, suç işliyor, milleti kandırıyor; diğer taraftan da asıl uyguladığı ve uygulayacağı politikalarının yol haritasını küresel tefecilerin talimatlarıyla belirliyor.
Bu bir topyekun intihardır. 
Yazımızı Prof. Dr. Haydar Baş'ın son yazısındaki şu önemli tespitleriyle bitirelim: "Türkiye batmıştır, batmıştır, batmıştır. Dövizin, faizin yükselişine engel olunamamaktadır. Borcu borçla kapatabilmek için ABD'nin kapıları kapadığı bir ortamda İngiltere'den borç dilenenler, lütfen artık gerçekleri görsün ve benim dünyayı kurtaran modelime yönelsinler. Sosyal devlet projelerimi yani tezimi aşırmaya çalışanlar, kullandıkları projelerin bana ait olduğunu demeye mecburlar. Yoksa suç işlerler. Daha da önemlisi, bunların verilmesi yalnızca benim modelimle olabilir. Sosyal medyada ekonomi konusundaki tek adam olduğumu söyleyen vatandaşların dedikleri doğrudur. Derhal maliyenin bana teslim edilmesi batan geminin kurtulması için Türkiye'nin son şansıdır."