logo
17 NİSAN 2024

Mankurtluk, düşmanına sarılma zilletidir

25.06.2012 00:00:00
Bir arkadaşım vaktiyle bana yaşanmış bir hikâye anlatmıştı. Hikâye şöyle olmuş. Güzel bir Türk kızı, Türk düşmanı manyak bir yabancıya âşık olmuş. Adama deli gibi tapıyormuş. Adam, Türklere o kadar düşmanmış ki kendisine âşık olan kıza Türklerden intikam alma kiniyle yaklaşıyormuş. Türk kızının kendisine olan büyük aşkını sırf bu intikam duygusunu tatmin için istismar etmeye başlamış. Kıza bin bir türlü hakaretler, eziyetler ediyormuş. Bunlara rağmen kız, ona deli gibi tapıyor, adamın her sözünü ayet gibi belliyor, her aşağılayıcı hareketinde bir keramet arıyormuş.  Adam, bir gün kızı karşısına dikmiş. Seninle heyecanlı bir oyun oynayacağız demiş. Buna göre kızı bir duvara dayamış. Ellerini ve ayaklarını olabildiğince yanlara açarak duvardaki çivilere bağlamış. Böylece kız, ellerini ve ayaklarını hiçbir yere hareket ettiremez olmuş. Bacaklarının arasına, tabure üstüne bir elma koymuş. Karşısına geçip 50 metre uzaklıktan elmayı vurmak için silahla ateş etmeye hazırlanmış.  Bu durumu gören kız, bağırmaya, yalvarmaya başlamış. Yapma etme, yanlışlıkla beni vurursun, ölürüm filan dediyse de adam aldırmamış ve nişan alıp silahını çekmiş. Elmayı vurmuş, kıza bir şey olmamış. Sonra ellerini ayaklarını çözmüş. Kız şoka girmiş bir vaziyette adama sarılarak hüngür hüngür ağlamaya başlamış.
Hikâye kısaca böyle. Bu hikâye bize bugün neleri çağrıştırıyor bakalım: Bugün bir kısım hatta çok kısım Türkler, Türk düşmanlarına âşık olmuş; hatta tapar hâle gelmiş vaziyettedir. Dışarıdan ve içerden bütün Türk düşmanları, kendilerine kayıtsız şartsız tapınan bu mankurt Türklere her türlü hakareti yapıyor, aşağılıyor. Düşmanlarımız bizi sürüm sürüm süründürmek, orta yerde cascavlak bırakmak için elimizde neyimiz var neyimiz yoksa alavere dalavere ile alıyor, tarihimize, atalarımıza, dinimize, kültürümüze, bütün dinî ve millî değerlerimize her türlü hakareti yapıyorlar. Ama buna rağmen mankurtlaşmış Türk ahali, bu düşmanlarına sarılıp onlara tapmaya devam ediyor.  
Türkiye'de Türk milletini tasfiye etme, Türkiye'nin yer altı yer üstü zenginliklerini yağmalama, Türkiye'yi Türksüzleştirme, Türkiye'yi etnik siyasetle kavimler kargaşası içinde kaosa sürükleme projelerini uygulayan Türk düşmanları, bugün mankurtlaşmış Türkler tarafından kurtarıcı tanrı olarak görülüyor.  
Dışarıdan ve içerden işbirliği hâlinde çalışan Türk düşmanları, içlerinde besledikleri kinleri gizleyerek Türk'ü kendilerine yalvarttırarak, her türlü hakarete rağmen kendilerinden başka sığınak olmadığına iman ettirerek sadistçe intikam duygularını tatmin etmeye çalışıyorlar. Bu bağlamda mankurt Türklerin, ilericilik, çağdaşlık, modernizm, liberalizm, demokrasi, bilmem ne hakları adına iman ve ibadet hâline getirdikleri Amerikancılık, Avrupa Birlikçiliği, Türk düşmanlığına dayalı etnik ırkçılık propagandaları, düşmanına sarılan romantik âşık kız tavrıdır.  Atatürk'ün tabiriyle haricî ve dahilî bedhâhlar (dış ve iç düşmanlar), kurdukları siyasi, ekonomik, kültürel, hukukî kapan sistemiyle, ülkemizin her tarafını örümcek ağı gibi sararak bizim ellerimizi ayaklarımızı âdeta duvara çivilediler. Türk'ün parası, fabrikası, iş alanları, kültürü, basını, sanatı, dini, ruhu, kalbi her şeyi elinden alındı. Daha doğru bir tabirle, mankurtça âşık olduğu Türk düşmanına her şeyini kendi eliyle teslim etti.  Patron, şeyh, siyasetçi, hoca, aydın, gazeteci, televizyoncu, romancı, yazar, türkücü, şarkıcı, sinemacı edindiği efendilerine bakın, hemen hepsi Türk'ün kimliğine ve değerlerine düşman adamlardır. Ama mankurt Türk, bütün bu efendilerine deli gibi tapmaktadır. Kendinden kaçıp düşmanının kollarına sığınıp orada hüngür hüngür ağlayarak kurtuluşu yine ondan beklemektedir.  
Apış aramıza değil; tam kalbimizin üzerine elmayı koyup her gün oraya nişan alıyorlar. Ölüp ölüp diriliyoruz ama adamlar bizi öldürmüyorlar. Sadistçe intikam duygularını tatmin ediyorlar. Biz ecel terleri döktükçe adamlar içlerinden katıla katıla gülüyorlar. Bütün bunlara rağmen kendilerine hâlâ yalvarmamızdan, kucaklarına atılmamızdan, kurtuluşumuzu yine onlara teslim olmakta bulmamızdan gizli bir sevinç duyarak bizimle alay etmeye devam ediyorlar. Ölmekten beter bir ölüm yaşıyoruz. Zillet ki ne zillet!... Türk'ün başına gelmiş en büyük felâket bu mankurtluk hastalığıdır.  
Yeniden millî doğruluş için hiçbir zaman ümidimizi kaybetmiyoruz. Mankurtlaşmış ahalimizi kazanmak, uyandırmak, bilgilendirmek ve bilinçlendirmek için Türk'ün sahih münevver aydınlarına, fedakâr ve cefakâr Nayman Analarına büyük ihtiyaç var. Türk, derin bir gaflet uykusuna dalmış ki uyanası değil. Mankurtluğumuzun farkına varmak, ilk kalkış noktamız olacaktır. Şereflice, soyluca bir hayat yaşamak istiyorsak kendi elimizle başkalarına teslim ettiğimiz bütün maddi ve manevi değerlerimizi tekrar geri alacağız. Ruhumuza, kimliğimize, dilimize, dinimize, vatanımıza, toprağımıza, toprağımızın zenginliklerine sahip çıkacağız.  
 
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
Neler olacak neler?
İktisat profesöründen özel açıklamalar
İsrail'in yaptığı terör eylemi
İsrail, uluslararası hukuku ihlal etti
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı
'En büyük hatam o kareye girmekti'
'Suistimalleri engellemeye yönelik tedbir'
Şimşek'ten KDV açıklaması
Erdoğan'dan 31 Mart yorumu
'İlk kazanan sandık olmuştur'
Tasarruf genelgeleri kağıt üstünde, vergi artışları gerçek
Kamu ne kadar tasarruf yaptı?
Bakan Şimşek'ten açıklama geldi
'Söylentilere inanmayın'
Yeni imajıyla ilk grup toplantısını yaptı
'Teşekkür önce örgütümüze'
75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
Bayram trafiğinin acı bilançosu
Ticaret Bakanlığı'ndan çimento açıklaması
9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Yerel seçimi kazanan CHP'yi uyardı
Bahçeli'den yeni anayasa çıkışı
Yargıtay'da başkanlık krizi sürüyor
17 turda da sonuç çıkmadı
Ölümden dönen Zehra nine konuştu
'Parçalayacaklardı, zor kurtuldum'
Sadece karın doyurmanın maliyeti
Minimum 16 bin 646 TL
Tarımda maliyetler yükselmeye devam ediyor
Tarım ÜFE yıllık yüzde 61.87 arttı
Neler olacak neler?
İktisat profesöründen özel açıklamalar
İsrail'in yaptığı terör eylemi
İsrail, uluslararası hukuku ihlal etti
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı
'En büyük hatam o kareye girmekti'
'Suistimalleri engellemeye yönelik tedbir'
Şimşek'ten KDV açıklaması
Erdoğan'dan 31 Mart yorumu
'İlk kazanan sandık olmuştur'
Tasarruf genelgeleri kağıt üstünde, vergi artışları gerçek
Kamu ne kadar tasarruf yaptı?
Bakan Şimşek'ten açıklama geldi
'Söylentilere inanmayın'
Yeni imajıyla ilk grup toplantısını yaptı
'Teşekkür önce örgütümüze'
75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
Bayram trafiğinin acı bilançosu
Ticaret Bakanlığı'ndan çimento açıklaması
9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Yerel seçimi kazanan CHP'yi uyardı
Bahçeli'den yeni anayasa çıkışı
Yargıtay'da başkanlık krizi sürüyor
17 turda da sonuç çıkmadı
Ölümden dönen Zehra nine konuştu
'Parçalayacaklardı, zor kurtuldum'
Sadece karın doyurmanın maliyeti
Minimum 16 bin 646 TL
Tarımda maliyetler yükselmeye devam ediyor
Tarım ÜFE yıllık yüzde 61.87 arttı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.