Sevde BAŞ
Medeniyet; insanın, insanca vasıflarla donanması, kendi ve çevresiyle barışık olması,
Teknoloji; maddeyi şekilden şekile sokmasıdır.
Çağımızın hastalığı ise, teknoloji ile medeniyetin birbirine karıştırılmasıdır. Teknolojik olarak ileri giden dünyalar, aynı zamanda medenî olarak kabul edilmektedir. Medeniyeti oluşturan, insanlık, güzel ahlâk, bireysel sorumluluk gibi değerlerin yerini teknolojik ve ekonomik ilerleme almıştır.
O halde medeniliğin ölçüsü, medeniyetin tarifi nedir? Ahlâk mı, teknoloji mi, iktisadî gelişmişlik seviyesi mi?
ABD eski Başkanı Carter'ın güvenlik danışmanı olan Brezinski "Amerika ve Batı Avrupa'nın gelişmiş liberal toplumları için başlama noktası, manevi bilinci geliştirmek, ahlaki kuralların istenir ve yararlı olduğunun farkına varmak ve bu yolla nefse düşkünlük yerine kendini sınırlama özelliğini benimsemektir" diyor. Ve Bosna katliamı karşısında "politik felç" durumu alan ve tepkisiz kalan Batı ruhunun "aslında davranışlarında rehber olacak ahlâki ilkeleri olmadığı" tespitini yapıyor.
Bu tespit doğrudur. Medeniyet; insanın fedakârlık, hoşgörü, yardımseverlik, cömertlik, merhamet, sabır, şükür, kanaat gibi aranılan üstün vasıflarla donanması; kendisine, cemiyete ve dünyaya faydalı bir fert olmasıdır.
Bu fertlerin oluşturduğu toplum medenidir.
Bu sorumluluk bilincine sahip fertler hiç kimseye karşı zulüm ve haksızlıkta bulunmadıkları gibi bulunulmasına da izin vermezler. Medeniyet budur.
İnsan, bilimde, teknolojide keşifler yapabilir, ekonomik olarak ileri gidebilir, mimari, şehircilik, yerleşim, ulaşım, haberleşme alanında büyük gelişmelere imza atabilir. Ancak, bütün bunlar medeniyet değildir. Medeniyet, bir ahlâkî olgunluğu yakalama meselesidir. Ahlâkî vasıflara sahip olma sürecidir. Teknolojik yönde ileri giden ülkeler bugün bu değerden mahrumdur. Dolayısıyla medeni olarak kabul edilmezler.
Brezinski Amerikan toplumunun ahlâkî değerlerden mahrum bulunmasının toplumsal açıdan ciddi bir tehlike olduğunun altını çiziyor ve "Sadece kendini kayıran, bencil, tüketime endeksli bir toplum, dünyaya ahlâkî bir çağrı sunamaz" diyor.
Türk milleti tarihi boyunca insanlığa bugün hasreti çekilen ve medeniyet tarifi içinde yerini bulan değerleri yaşatmış, öğretmiş ve medeniyet konusunda rehberlik etmiştir.
İnsanlık şimdi bu değerlere ve bu değerleri iç dünyasında hakim kılan fertlere muhtaçtır.
Medeniyet; insanın, insanca vasıflarla donanması, kendi ve çevresiyle barışık olması,
Teknoloji; maddeyi şekilden şekile sokmasıdır.
Çağımızın hastalığı ise, teknoloji ile medeniyetin birbirine karıştırılmasıdır. Teknolojik olarak ileri giden dünyalar, aynı zamanda medenî olarak kabul edilmektedir. Medeniyeti oluşturan, insanlık, güzel ahlâk, bireysel sorumluluk gibi değerlerin yerini teknolojik ve ekonomik ilerleme almıştır.
O halde medeniliğin ölçüsü, medeniyetin tarifi nedir? Ahlâk mı, teknoloji mi, iktisadî gelişmişlik seviyesi mi?
ABD eski Başkanı Carter'ın güvenlik danışmanı olan Brezinski "Amerika ve Batı Avrupa'nın gelişmiş liberal toplumları için başlama noktası, manevi bilinci geliştirmek, ahlaki kuralların istenir ve yararlı olduğunun farkına varmak ve bu yolla nefse düşkünlük yerine kendini sınırlama özelliğini benimsemektir" diyor. Ve Bosna katliamı karşısında "politik felç" durumu alan ve tepkisiz kalan Batı ruhunun "aslında davranışlarında rehber olacak ahlâki ilkeleri olmadığı" tespitini yapıyor.
Bu tespit doğrudur. Medeniyet; insanın fedakârlık, hoşgörü, yardımseverlik, cömertlik, merhamet, sabır, şükür, kanaat gibi aranılan üstün vasıflarla donanması; kendisine, cemiyete ve dünyaya faydalı bir fert olmasıdır.
Bu fertlerin oluşturduğu toplum medenidir.
Bu sorumluluk bilincine sahip fertler hiç kimseye karşı zulüm ve haksızlıkta bulunmadıkları gibi bulunulmasına da izin vermezler. Medeniyet budur.
İnsan, bilimde, teknolojide keşifler yapabilir, ekonomik olarak ileri gidebilir, mimari, şehircilik, yerleşim, ulaşım, haberleşme alanında büyük gelişmelere imza atabilir. Ancak, bütün bunlar medeniyet değildir. Medeniyet, bir ahlâkî olgunluğu yakalama meselesidir. Ahlâkî vasıflara sahip olma sürecidir. Teknolojik yönde ileri giden ülkeler bugün bu değerden mahrumdur. Dolayısıyla medeni olarak kabul edilmezler.
Brezinski Amerikan toplumunun ahlâkî değerlerden mahrum bulunmasının toplumsal açıdan ciddi bir tehlike olduğunun altını çiziyor ve "Sadece kendini kayıran, bencil, tüketime endeksli bir toplum, dünyaya ahlâkî bir çağrı sunamaz" diyor.
Türk milleti tarihi boyunca insanlığa bugün hasreti çekilen ve medeniyet tarifi içinde yerini bulan değerleri yaşatmış, öğretmiş ve medeniyet konusunda rehberlik etmiştir.
İnsanlık şimdi bu değerlere ve bu değerleri iç dünyasında hakim kılan fertlere muhtaçtır.