Devlet, millet ve asker düşmanlığı üzerinden prim elde etmeye çalışmanın çok büyük bir yanlış olduğunu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, "Mevlana gibi gel, ne olursan ol yine gel, diyeceksen bu meydana çıkacaksın" diye konuştu.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bugüne kadar hukuk soruşturma açılmasına müsaade etmediği halde üzerine gelindiğini söyleyerek açılan büyük bir hukuki mücadeleyle bütün davalardan kazanarak çıktıklarını dile getirdi. Hiç kimsenin üzerine hukuk dışı bir şekilde gidilmemesi gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Haydar Baş, "bizi belden aşağı vurarak susturmak ve de milletin huzurundan yok etmeye çalışıyorlar. Ama unutmayın ki bu karanlık gecenin mutlaka bir nurlu sabahı vardır" diye konuştu.
Mahkeme kadıya mülk olmaz"Bugüne kadar üzerimize cihan savaşı yapar gibi geldiler" diyen Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, yapılan bütün hukuksuzluklara rağmen doğruları dile getirmeye devam ettiklerini söyledi. Prof. Dr. Baş şunları söyledi: "Sevgili arkadaşlar hukuken bize soruşturma açılması mümkün olmadığı halde, bu dindar(!), Müslüman, mütedeyyin(!) adamlar benim üzerime öyle geldiler ki, sanki cihan savaşı yapar gibiydiler. Ben de Allah'a şükür, eğer öleceksem, buna karar verdiğimde ölürüm. Bunların üzerine tam gittik. Ve bütün davaları lehimize sonuçlandırdık. Şimdi mahkeme kadıya mülk olmaz. Ben bunu en baştakilere söylüyorum. Hiç kimsenin üzerine hukuk dışı gitmeyin. Yerinizde olsam bu cehaleti tercih etmem. Eğer bunu yaparsam, ayaklarımın altını kazarlar, bir kuyuya bizi atarlar bunu kafamıza koyalım. Hiç kimsenin üzerine hukuk dışı gidilmesin. Buradan milletimin huzurunda sesleniyorum. Bu arkadaşlarımız bu kadar üzerimize gelmelerine rağmen biz meydanlarda ne dedik; "Türkiye'nin ekonomisi elden gidiyor, batma noktasına doğru sürükleniyor. Borcu 200 milyar dolardan 600 milyar doların üzerine çıkıyor. Devlete ait kurum ve kuruluşlar bedava fiyatlara satılıyor. Çok enteresandır Giresun SEKA'nın 50 milyon dolarlık gayrimenkulü vardır, 1 milyon dolara bu elimizden çıkıyor. Çayeli Bakır işletmelerini 49 milyon dolara yani on binde bir fiyatına elimizden çıkardık." Tabi biz bunları konuştuğumuz için Haydar Hoca'yı susturmaya çalışıyorlar. Hodri meydan diyoruz. Üzerimize ilim olarak gelemiyorlar. Ne yapıyorlar? Yani hep belden aşağı atış yaparak bizi susturmak ve de milletin huzurundan yok etmeye çalıştılar. Ama unutmayın ki bu karanlık gecenin mutlaka bir nurlu sabahı vardır."
Müsamahanız engin olmalıDevlet düşmanlığı ve asker düşmanlığı üzerinden prim yapmaya çalışanlar olmasına rağmen bu kurumların vazgeçilmez kurumlarımız olduğu için bunlara karşı düşmanlık yapmaya asla tenezzül etmediklerini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş şöyle konuştu: "Bir milleti ayakta tutan olmazsa olmaz kurumlar vardır. Bunlar, ailedir, ordudur, devlettir, vatandır ve dindir. Bunlardan bir tanesini yok ettiğiniz zaman millet diye bir toplumu koruyamazsınız. Şimdi bu kurumlardan bir ya da birkaçı gaflette dalalette üzerinize gelebilir. Onları esas kabul ederek kurumun üzerine yürümeniz büyüklerin şanından değildir. Nereye benzer? Bir ailenin çocuğu gider komşunun penceresini kırar ve zarar verir. Baba çocuğu alır terbiye eder, ıslah eder ve komşuya zararsız hale getirir. Eğer siyasete dönük bir hizmete talip olduysanız, bu karaktere bünyenizde sahip olmanız şarttır. Yani müsamahanız engin olacak. Mevlana gibi gel, ne olursan ol yine gel, diyeceksen bu meydana çıkacaksın."
Gelin bir ve beraber olalımOrdu ve devlet düşmanlığı yapanları yeri geldiğinden yine askerin koruyacağını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyledi: "Şimdi biz de devlet düşmanlığı yapsak, ordu düşmanlığı yapsak, soruyorum size geldiğimiz neticeyi görüyorsunuz neredeyse PKK'yı çiçekle karşılayacaklar eşkıyalık şimdi fazilet oldu. Gene sizi kim koruyacak o 'yanlıştır, batıldır' dediğin asker koruyacak. Peki, onun noksanını tamamlayıp eğitimi verdikten sonra milletin hesabına kazanmak dururken, karşına almanın manası nedir? Ben bunu kabul etmiyorum. Ne olursa olsun biz milletimiz adına tavrımızı belirlemeliyiz, orduyu ve diğer kurumlarımızı devletin ve milletin yararına kazanmaya mecburuz. Bu kurumlar üzerinde oynamaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Bunun için de hiçbir kuruma dil uzatmadım ve uzatmayacağım. Ve hepsine tekrar ediyorum; Gelin ne olursanız olun bir olalım beraber olalım, dost olalım.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bugüne kadar hukuk soruşturma açılmasına müsaade etmediği halde üzerine gelindiğini söyleyerek açılan büyük bir hukuki mücadeleyle bütün davalardan kazanarak çıktıklarını dile getirdi. Hiç kimsenin üzerine hukuk dışı bir şekilde gidilmemesi gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Haydar Baş, "bizi belden aşağı vurarak susturmak ve de milletin huzurundan yok etmeye çalışıyorlar. Ama unutmayın ki bu karanlık gecenin mutlaka bir nurlu sabahı vardır" diye konuştu.
Mahkeme kadıya mülk olmaz"Bugüne kadar üzerimize cihan savaşı yapar gibi geldiler" diyen Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, yapılan bütün hukuksuzluklara rağmen doğruları dile getirmeye devam ettiklerini söyledi. Prof. Dr. Baş şunları söyledi: "Sevgili arkadaşlar hukuken bize soruşturma açılması mümkün olmadığı halde, bu dindar(!), Müslüman, mütedeyyin(!) adamlar benim üzerime öyle geldiler ki, sanki cihan savaşı yapar gibiydiler. Ben de Allah'a şükür, eğer öleceksem, buna karar verdiğimde ölürüm. Bunların üzerine tam gittik. Ve bütün davaları lehimize sonuçlandırdık. Şimdi mahkeme kadıya mülk olmaz. Ben bunu en baştakilere söylüyorum. Hiç kimsenin üzerine hukuk dışı gitmeyin. Yerinizde olsam bu cehaleti tercih etmem. Eğer bunu yaparsam, ayaklarımın altını kazarlar, bir kuyuya bizi atarlar bunu kafamıza koyalım. Hiç kimsenin üzerine hukuk dışı gidilmesin. Buradan milletimin huzurunda sesleniyorum. Bu arkadaşlarımız bu kadar üzerimize gelmelerine rağmen biz meydanlarda ne dedik; "Türkiye'nin ekonomisi elden gidiyor, batma noktasına doğru sürükleniyor. Borcu 200 milyar dolardan 600 milyar doların üzerine çıkıyor. Devlete ait kurum ve kuruluşlar bedava fiyatlara satılıyor. Çok enteresandır Giresun SEKA'nın 50 milyon dolarlık gayrimenkulü vardır, 1 milyon dolara bu elimizden çıkıyor. Çayeli Bakır işletmelerini 49 milyon dolara yani on binde bir fiyatına elimizden çıkardık." Tabi biz bunları konuştuğumuz için Haydar Hoca'yı susturmaya çalışıyorlar. Hodri meydan diyoruz. Üzerimize ilim olarak gelemiyorlar. Ne yapıyorlar? Yani hep belden aşağı atış yaparak bizi susturmak ve de milletin huzurundan yok etmeye çalıştılar. Ama unutmayın ki bu karanlık gecenin mutlaka bir nurlu sabahı vardır."
Müsamahanız engin olmalıDevlet düşmanlığı ve asker düşmanlığı üzerinden prim yapmaya çalışanlar olmasına rağmen bu kurumların vazgeçilmez kurumlarımız olduğu için bunlara karşı düşmanlık yapmaya asla tenezzül etmediklerini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş şöyle konuştu: "Bir milleti ayakta tutan olmazsa olmaz kurumlar vardır. Bunlar, ailedir, ordudur, devlettir, vatandır ve dindir. Bunlardan bir tanesini yok ettiğiniz zaman millet diye bir toplumu koruyamazsınız. Şimdi bu kurumlardan bir ya da birkaçı gaflette dalalette üzerinize gelebilir. Onları esas kabul ederek kurumun üzerine yürümeniz büyüklerin şanından değildir. Nereye benzer? Bir ailenin çocuğu gider komşunun penceresini kırar ve zarar verir. Baba çocuğu alır terbiye eder, ıslah eder ve komşuya zararsız hale getirir. Eğer siyasete dönük bir hizmete talip olduysanız, bu karaktere bünyenizde sahip olmanız şarttır. Yani müsamahanız engin olacak. Mevlana gibi gel, ne olursan ol yine gel, diyeceksen bu meydana çıkacaksın."
Gelin bir ve beraber olalımOrdu ve devlet düşmanlığı yapanları yeri geldiğinden yine askerin koruyacağını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyledi: "Şimdi biz de devlet düşmanlığı yapsak, ordu düşmanlığı yapsak, soruyorum size geldiğimiz neticeyi görüyorsunuz neredeyse PKK'yı çiçekle karşılayacaklar eşkıyalık şimdi fazilet oldu. Gene sizi kim koruyacak o 'yanlıştır, batıldır' dediğin asker koruyacak. Peki, onun noksanını tamamlayıp eğitimi verdikten sonra milletin hesabına kazanmak dururken, karşına almanın manası nedir? Ben bunu kabul etmiyorum. Ne olursa olsun biz milletimiz adına tavrımızı belirlemeliyiz, orduyu ve diğer kurumlarımızı devletin ve milletin yararına kazanmaya mecburuz. Bu kurumlar üzerinde oynamaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Bunun için de hiçbir kuruma dil uzatmadım ve uzatmayacağım. Ve hepsine tekrar ediyorum; Gelin ne olursanız olun bir olalım beraber olalım, dost olalım.