Star Medya Grubu'nun sahibi Ethem Sancak âşık olmuş?
Tabii ilk akla gelen soru, hangi hatuna, olur. Ama bu arkadaş bir başka erkeğe sevdalanmış. AKP iktidarı döneminde aldığı ihalelerle öyle semirmiş ki, iktidarın başına övgü üstüne övgü yağdırırken iş, şirazesinden çıkmış kara sevdaya dönüşmüş. Diyor ki Ethem Sancak, "Erdoğan'ı gördükçe âşık oldum?". Demek o kadar sık görüyorlar ki birbirlerini, aşk kaçınılmaz oluyor.
Yanlış anlaşılmasın; Lüksemburg'un erkek başbakanının erkek sevgilisiyle evlendiği haberi de bir gazetede yayınlanıyordu (Sözcü, 17 Mayıs 2015). Ethem Sancak'ın Tayyip Erdoğan'a aşkı böylesi sapık bir ilişki değil. Sancak, Erdoğan'la ilişkisini Mevlâna-Şems arasındaki ilişkiye benzeterek, iki erkek arasında ilahi aşk olabileceğini, belirtiyor (16 Mayıs 2015 tarihli Cumhuriyet gazetesi).
Ethem efendi aşkını ilân ediyorsa da, Tayyip beyden henüz bir ses çıkmadı. Tek taraflı aşk da olabilir. Tek taraflı ya da karşılıklı, bizi ilgilendirmez. Bizi rahatsız eden nokta Mevlâna-Şems benzetmesidir. Benzetmeyi yapan sevdalıya soralım, hanginiz Şems, hanginiz Mevlâna? İlişkinin taraflarına bakıyoruz her ikisinin de, ne Mevlâna ne de Şems'le uzaktan yakından benzerliği var.
Tayyip bey Mevlâna'ya benziyor mu, bakalım;
Çağımızda da, evrensel bir bilge olarak insanlığa yol gösteren Mevlâna, hukukun rahmet olduğunu söylüyor ve adaleti şöyle tanımlıyor:
"Adalet demek, her şeyi yerli yerine koymak demektir. Ayakkabı ayağındır. Şapka da başa aittir."
Tayyip beye soruyoruz, ayakkabı kutusunda paranın işi ne, Mevlâna ise bu tavrın neresinde?
Yine Mevlâna'ya göre, "Adalet, atın kapıda durması, sultanın da başköşede oturmasıdır."
Tayyip bey, Cumhurbaşkanlığı makamında oturması ve bu makamın hakkını vermesi gerekirken, seçim meydanlarındadır. Hadi para yolunu şaşırdı ve olmayacak yerlerde kendini buldu, yoldan çıktı.
Peki Cumhurbaşkanının tarafsız bölgeden çıkıp, AKP'ye tampon olmasına ne demeli?
Mevlâna düşünce ve ifade özgürlüklerini en geniş anlamda savunur: "Düşünceden dolayı suçlanmak yoktur. İnsanın içi özgürlük dünyasıdır. Düşünceler havada uçan kuşlar gibidir. Mademki köle değilsin, padişah gibi seslen. Görüşlerini, düşüncelerini istediğin şekilde söyle."
Tayyip Erdoğan da, tam aksine, yayınlanmamış bir kitap için bile ceza verdirebilmiştir.
Mevlâna, eskimeyen, günümüzde de yol göstermeye devam eden baş yapıtı Mesnevi'de, adalet sembolü Süleyman Peygamberin ağzından şunları söyler: "Allah bize devleti, kuvveti ve gücü; halk bunalıp da göklere el açmasınlar, şikâyetçi olmasınlar, ağlamasınlar diye verdi."
Tayyip beyin tesis ettiği düzende ellerini semaya kaldıran, şikâyet edip, ağlayanların sayısı on milyonları buldu.
Görüldüğü gibi ne benzetmeymiş?
Bu ikilinin arasındaki sevdaya seçim yelleri değerse, işiteceğimiz şu olur: Mühim olan aşkımız, o da bitti şaşkınız!