Meydanlar milyonlarca Iraklı ölürken neden dolmadı?

Mısır'da Büyük Ortadoğu Projesi'nin uygulamaları sebebiyle kan akıyor, gözyaşı dökülüyor. Yaşanan bütün acı hadiseler, hedefte olan 22 İslam ülkesinin sınırlarının ve rejimlerinin değiştirilmesi maksadıyla yaşanıyor.Dolayısıyla bu ülkelerde zuhur eden ya da edecek olan hiçbir hadise tesadüf değildir, bir planın, projenin parçasıdır.Projenin mimarı İsrail, taşeronları ABD, AB ülkeleri, şimdilik müttefik olan ama gerçekte parçalanma hedefinde olan bazı İslam ülkeleri ve de Türkiye?AKP hükümeti ve Türkiye'deki bir takım çevreler, Mısır'da ABD güdümünde hareket eden ve onun talimatıyla darbe yapan askeri yönetimi eleştirip duruyorlar. Bunun için mitingler, toplantılar, protesto eylemleri yapılıyor.Doğru, hiçbir darbe girişimi ve özellikle de bu kan dökülerek yapılıyorsa tasvip edilemez ama siyasilerimiz ve bir takım çevreler Irak'ta, Afganistan'da, Libya'da yapılan askeri müdahalelere, milyonlarca Müslüman'ın kanı acımasızca dökülmesine rağmen meydanları doldurmadı, protesto eylemleri yapmadı, katliamları lanetlemedi.Bırakın tepki göstermeyi, AKP hükümeti Afganistan'a NATO lehine asker gönderdi; Irak'ta ABD'ye her türlü lojistik desteği sağladı, İncirlik Üssü'nü milyonlarca insanın katledilmesi için ABD uçaklarına kullandırdı, Felluce'de, Samarra'da, Telafer'de, Ebu Garip Cezaevi'nde yaşanan insanlık dramlarına seyirci kaldı; Libya müdahalesinde NATO uçakları için İzmir'i merkez üs yaptı, Libya'ya yardım gelmesin diye donanma gönderdi? Hatırlarsanız, Felluce'de ABD askerleri ölen Müslümanların cesetlerini köpeklerine yediriyordu. Samarra'da onbinlerce Müslüman kıza tecavüz edildi. Tecavüz edilenlere işaret konuluyor ve doğum yapması sağlanıyordu. Ebu Garip Cezaevi'nde yaşananların fotoğrafları hala internet sitelerinde dolaşıyor.Soydaşlarımızın yaşadığı Telafer'de de tam bir soykırım yapılmıştı. Evlere girilmiş, kadın, erkek, çocuk demeden Müslümanlar ya öldürülmüş, ya tutuklanıp en ağır işkencelere maruz bırakılmış, ya da çöle, açlığa ve sefilliğe sürüklenmişti. Kentin tek hastanesi de ABD üssü haline getirildiği için yaralananlar ölüme mahkum edilmişti.Dönemin Kızılay Genel Müdürü Tekin Küçükali o dönemi şöyle anlatıyordu:"Buradaki insanlar yerlerinden yurtlarından edildi. Oradaki dramı anlatırken zorlanıyorum. Çocukların durumu vahim? İnsanlar ölüyor kurtuluyor, geride kalanlar ise zor şartlarda yaşıyor."Bütün bunlar yaşanırken AKP hükümeti, AKP'li Türkiye, sınırlarını ve hava sahasını 1 Mart tezkeresinin reddine rağmen ABD'nin yolgeçen hanına çevirmişti.Ben bugün "Mısır için neden meydanlar dolu?" demiyorum. Dün bu katliamlar bizzat Haçlı orduları tarafından yapılırken neden meydanlar boştu? AKP ABD'nin katliam değirmenine su taşıyorken neden hiçbir Müslüman sokağa çıkıp tepkisini ortaya koymadı?Yoksa bizler ABD istediği zaman tepki gösteren, istemediği zaman gıkını bile çıkarmayan bir noktaya mı geldik?Mısır'da yaşananları iyi okumalıyız. Mısır'da Hüsnü Mübarek'i ABD ordunun yardımıyla devirmiş ve Mursi'yi iş başına getirmiştir. Yine aynı ABD yine askeri kullanarak bu sefer Mursi'yi devirmiştir.ABD sivil iradeyi sözde iş başına getirip ardından da askeri iradeyi sert bir şekilde müdahale ettirerek Mısır'da bir iç savaşın yaşanmasını arzu etmiştir.Baştaki insanlar bu ABD senaryosunun figüranlarıdır, oyun Mısır halkına oynanmaktadır.Olayları değerlendirirken bu gerçekleri dikkate alarak değerlendirmeliyiz.