Edirne'nin Keşan ilçesinde oğlu Mert Duyan ile yaşayan 54 yaşındaki emekli hemşire Sevil Duyan, Türkiye'deki çeşitli hastaneler ve sağlık merkezlerinde hemşirelik yaptığını, 3 yıl önce emekli olduğunu anlattı.
İstanbul'daki Bakırköy Yenimahalle Doğum Evi'nde çalıştığı 2009 yılında bir sağlık merkezinde endoskopi yaptırdığını belirten Duyan, "Endoskopi çektirip tekrar çalışmaya devam ettim. Bir hafta sonra sonuçları almaya gittiğimde mide kanseri olduğumu öğrendim ve başımdan aşağı kaynar sular döküldü." dedi.
İlk başlarda kanser hastalığını kabullenmek istemediğini ifade eden Duyan, "Bir sağlıkçı olarak bu teşhisi duymak çok zor. Mide kanserinin üçüncü evresindeydim ve bunun en kötü huylu olduğunu duyduğum anda kabullenmekte çok zorlandım. Endoskopi çeken hekimi aradığımda o da bana 'Ben de çok şaşkınlık içerisindeyim, kendine çok iyi bir cerrah bulmalısın.' dedi. Daha sonra teşhisi kabul etmedim ve üç yerde daha endoskopi çektirdim." diye konuştu.
"Ameliyat olunca zannetmiştim ki her şey bitecek"
İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi'ndeki tedavisinin bir yıl sürdüğünü dile getiren Duyan, midesinin tamamının alındığını ve yemek borusunun ince bağırsağına bağlandığını, bu nedenle yediklerine çok dikkat ettiğini vurguladı. "Ameliyat olunca zannetmiştim ki her şey bitecek, midem alınacak ve kurtulacağım. Konsey tarafından 4 doz kemoterapi ve 25 gün radyoterapi kararı alındı." bilgisini veren Duyan, hemşire olarak farkındalığı yüksek olmasına rağmen hasta olarak süreci yaşamanın farklılığına işaret etti.
"En önemli şey yaşam enerjinizi kaybetmeyin"
Tedavi sürecinde oğlu ve arkadaşlarının kendisine çok moral verdiğini belirten Duyan, şunları kaydetti: "Oğlum Mert için yaşamam gerektiğini düşündüm. Zorlu bir süreç geçirsem de oğlum beni yaşama bağlıyor. Bu süreçte kız kardeşlerim, meslektaşlarım ve beni tanıyanlar çok üzüldü. Tedavinin ardından yemek yemekte zorlandığım zamanlar oldu. Hemşire arkadaşım evime çorba getiriyordu. Üçüncü evre kanseri yenerek 13 yıldır midem olmadan yaşıyorum. Hemşire arkadaşıma yaşadıklarımı anlattığımda hem şaşırdı hem sevindi, bana 'mucize hemşire' diye hitap ediyor. Buradan benimle aynı rahatsızlığı paylaşan kanser hastalarına sesleniyorum; en önemli şey yaşam enerjinizi kaybetmeyin. İnsan mücadelesine devam etmeli. Sevgiyle yaklaşın herkese. Nefes almanın çok kıymetli olduğunu bilerek yaşayın."
Duyan, konuştuğu kanser hastalarına da moral verdiğini belirterek, "Ben de moralimi yüksek tutmaya çalışıyorum. Kitap okurum, sinemaya, tiyatroya giderim. Evde oturup yaşlanmayı bekleyen bir insan olmadım. Ne yaparsanız yapın sevgiyle yapın." ifadelerini kullandı.
