Millet iş aş istiyor, beyefendi makam

Türk-İş'in araştırmasına göre, dört kişilik ailenin açlık sınırı bin 257 liraya, yoksulluk sınırı da 4 bin 094 liraya çıktı. Asgari ücret ise yılın ilk altı ayı için 949 lira. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın 2011 yılında yaptığı araştırmasına göre her 100 aileden 77'si açlık sınırının, 93.4'ü yoksulluk sınırının altında yaşıyor. AK Parti iktidarına göre, kişi başına düşen milli gelir 10 bin doların üzerinde. Ancak, bakanlığın "Türkiye'de Aile Yapısı" araştırmasına göre Türkiye'de yılda kişi başına 10 bin dolar civarı geliri olan haneler nüfusun sadece % 1.2'si. 77 milyon çalışıyoruz, 800-900 bin kişi kazanıyor.Başbakan Sayın Davutoğlu'nun "işsizleri bize gönderin" havasına bakmayın. TÜİK'in verilerine göre Ekim 2014 itibariyle işsizlik oranı % 10.4. İş aramaktan vazgeçmiş kesimi ve gizli işsizleri de kattığınızda bu rakam % 30'un üzerinde.Sıfırdan bir ülke kurulmasına, her türlü imkansızlıklara rağmen 1923-1938 yılları arasında Atatürk döneminde büyüme hızı yıllık % 8, çok partili 1946-2002 yılları arasında büyüme hızı koalisyonlara, darbelere, ambargolara rağmen yıllık % 5.1 olmuştur. 2003-2012 yılları arasındaki büyüme hızı ise yıllık % 4.9'da kaldı. 2013 ve 2014 yıllarındaki ortalamadan düşük büyüme hızı da buraya dâhil edildiğinde % 4.9'luk oran daha aşağı inecektir.Büyüme hızı yavaşlarken, enflasyon resmi rakamlara göre bile hızla çift hanelere ilerliyor: 8.7. Milletin cebindeki enflasyon ise % 30'larda. İktidar, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Kanunu'nda yapacağı değişiklik ile ipleri eline alabilecekken, yüksek faiz nedeniyle Merkez Bankası'na sadece feryat ediyor.2003 yılından sonra nüfusumuz yaklaşık 8 milyon daha artmasına rağmen, 3 milyona yaklaşan kayıtlı çiftçi sayısı 2 milyon civarına geriledi. İşlenen tarım arazisi 239 milyon dönümden 206 milyon dönüme indi. Köylü arazilerini haraç mezat satıp şehirlere akın etti. Tarım kesiminin, bankacılık sektörüne olan kredi borcu 2002'den bu yana 8 kat, batık kredi hacmi 7 kat arttı. Bankalar köy ağası oldu.TOBB'un verilerine göre geçen yıl yaklaşık 36 bin işletme kapandı. Masraf ve sair nedenlerle tasfiyeye gidemeyen ancak atıl olan on binlerce şirket buna dâhil değil. Özel sektör şalter indirdi, esnaf kepenk kapattı. 80'li, 90'lı yıllarda küçümsenen memurluk, vatandaşın tek umudu haline geldi. Milyonlar atama kuyruğunda bekliyor.2002'de 155 milyar lira olan devletin iç borcu 436 milyar liraya yükseldi. Dış borç ise 130 milyar dolardan 388 milyar dolara fırladı. 2002'de kişi başına düşen dış borç 1.963 Dolar iken, şimdilerde her bebek 5.103 Dolar borçla doğuyor. Nüfus artışına rağmen yiğitliğimize laf sürdürmemek adına kamçılandık durduk. Cari açık 626 milyon Dolardan 83 kat artışla 52 milyar Dolara zıpladı. Son 12 yılda İç ve dış borç ile cari açık her yıl rekor üstüne rekor kırıyor.Vatandaşın bankalara borcu 4 milyar dolardan, 160 milyar dolara yükseldi. 2002 yılında bankalar vatandaşın cebinden 1.6 milyar Doları faiz olarak hortumlarken, bu rakam 19.2 milyar dolara fırladı. 42 milyon kişi bankalara mahkûm edildi. Vatandaş çalışıyor, faiz lobisi kazanıyor.İçinizi daha fazla karartmamak için, icralık olanların, boşanmaların, aile içi şiddetin, suç ve hükümlü ile birbirleri ile mahkemelik olanların sayısındaki artışı, tırmanan sosyal gerilimi yazmayacağım.Ülkenin ordusuna kurulan kumpas, adalete olan güven, personelinin sürekli yer değiştirdiği dinamik (!) emniyet, devlete kurulan paralel devlet, aklanan paklanan bakanlar, Güneydoğu'da yaşananlar ve iç politikadaki iflas, çöken dış siyaset anlayışı zaten hepimizin malumu. Ülkemizin sadece temel sorunları dahi saymakla bitmez.Bütün sorunların çözüm mercii olan iktidar ve Sayın Cumhurbaşkanı'nın gündeminde ise vatandaş değil, başkanlık sistemi var. Millet iş istiyor, millet aş istiyor, millet huzur istiyor, Sayın Cumhurbaşkanı makam. Sanki yaşananların sorumluları kendileri değil de, parlamenter üniter yapımızmış gibi."12 defa görevden almışız, mahkeme 13. defa gene atıyor. Kendi kadromu kuramıyorum" diyor özetle Sayın Cumhurbaşkanı. Ak Parti 12 yılı aşkın iktidara rağmen, bir türlü muktedir olamamış. Bu seçim dönemi de mağdur!Hâlbuki milletin cebine para koymak, iş vermek, aş vermek istediniz de, parlamenter rejim mi engel oldu? Tarım, sanayi, özel sektör şaha kalkacaktı da sizinle gelip sizinle gitmeyecekler mi tutuyor? Milletin yüzünü güldürmeye Anayasa mı mani?Elbette hayır. Mevcut düzende çıkarılacak bir kanunla bu millet dipten zirveye 24 saatte çıkar. Ancak iş o iradeyi gösterebilmekte. O iradenin tek sahibi de BTP Genel Başkanı Sayın Prof. Dr. Haydar Baş'tır.Son not: Sayın Cumhurbaşkanı'nın röportaj verdiği TRT 1'deki "Cumhurbaşkanı Özel Yayını" medyatava.com'un paylaştığı verilere göre reyting sıralamasında oldukça düşük sıralarda yer aldı. Total izleyicide ilk 100'e giremedi. AB grubunda ise 52. sırada yer buldu. Bir zamanlar Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın özel röportajları ilk 10'a girerdi. Şimdi ise izlenmede hava durumundan bile daha alt sıralara düşmesi oldukça manidar.