BTP başkanlık divanı ve il başkanları toplantısına giderken Yalova-Bursa yolunda geçirdikleri elim bir trafik kazası sonucu dört kıymetli kardeşimizi kaybetmiş bulunuyoruz. Lütfullah Dereci BTP Gençlik kolları başkanı, Engin Hüseyin Çamurdan Genel Başkan Yardımcısı, Aziz Mete Bozdoğan MYK üyesi ve Adana müfettişliği görevini sürdürmekteydi. İsrafil Aslan ise çalışkan bir nefer idi.
Her bir arkadaşımız genç yaşına rağmen bütün varını yoğunu, sevdasını, gayretini Türkiye Cumhuriyetinin tam bağımsızlığına, vatanımızın bölünmez bütünlüğüne ve milletimizin birlik ve beraberliğine adamışlardır. Prof. Dr. Haydar Baş tarafından başlatılan Kuva-yi Milliye hareketinin ilk andan itibaren birer neferi idiler. Bağımsız Türkiye Partisinin kısa süre içerisinde teşkilatlanmasında, halka mal olmasında rahmetli arkadaşlarımızın öz verili çalışmalarının, büyük payı olmuştur. Ayaklarında demir çarık, aldıkları bütün vazifeleri yerine getirmişlerdir. Canları pahasına yaptıkları bu çalışmalarda tek gayeleri bayrağa, sancağa; vatana, millete hizmet etmek ve Allah'ın rızasını kazanmak idi. Ve bu uğurda muvaffak oldular. Bu gün BTP'nin çalışmaları ile ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar deşifre edilmiştir. Çözümün dindar ama fundamentalist olmayan; milliyetçi ama şövenist olmayan; bağımsız, ulusal duruş sahibi ve mandacılığa karşı kadrolarla gerçekleşeceği, yani milletin bizzat kendisinin gayretiyle olacağını gösterilmiştir.
Hayatı hizmet mantığıyla yaşayan ve bu uğurda can veren şehitlerimiz milletimizin kayıp hanesine yazılmıştır.
Durum böyle iken, şehitlerin yakınları ve arkadaşları olarak beklediğimiz hiç olmazsa taziye dilekleri ile acımızın paylaşılması idi. Fakat AKP'li vekil Nusret Bayraktar'ın organizesi ve provokasyonu ile merhum Lütfullah Dereci'nin vasiyeti ve varislerinin isteklerine rağmen, cenaze ailesinin elinden alınmaya çalışılmış, hukuka rağmen şiddete başvurulmuştur. Hukuk anlayışındaki bu zafiyet bazı görsel ve yazılı medya tarafından da malzeme olarak kullanılmış; hadise saptırılarak kamuoyuna ilan edilmiştir. Merhumların kişilikleri, hizmetleri değil de uydurma, masa başı habercilik anlayışı ile şehitlerimiz ve misyonları göz ardı edilmeye çalışılmıştır.
Bu yola başvuranlar bilmeliler ki, güneş balçıkla sıvanamayacaktır. Ülkemizde yaşanan hadiselerin gerçek yüzünü, devletin ve milletin gerçek sahiplerini, halkımız artık bilmektedir. Nitekim cenaze merasimine katılan sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, akademik çevrenin değerli mensupları, yurt içinden ve yurt dışından gelen binlerce vatandaşımız, şehitlerimize layık oldukları ilgiyi göstermişlerdir.
Umut ederiz ki, milletimizin engin teveccühü malum çevrelerin de ayıkmasına vesile olacaktır.
Her bir arkadaşımız genç yaşına rağmen bütün varını yoğunu, sevdasını, gayretini Türkiye Cumhuriyetinin tam bağımsızlığına, vatanımızın bölünmez bütünlüğüne ve milletimizin birlik ve beraberliğine adamışlardır. Prof. Dr. Haydar Baş tarafından başlatılan Kuva-yi Milliye hareketinin ilk andan itibaren birer neferi idiler. Bağımsız Türkiye Partisinin kısa süre içerisinde teşkilatlanmasında, halka mal olmasında rahmetli arkadaşlarımızın öz verili çalışmalarının, büyük payı olmuştur. Ayaklarında demir çarık, aldıkları bütün vazifeleri yerine getirmişlerdir. Canları pahasına yaptıkları bu çalışmalarda tek gayeleri bayrağa, sancağa; vatana, millete hizmet etmek ve Allah'ın rızasını kazanmak idi. Ve bu uğurda muvaffak oldular. Bu gün BTP'nin çalışmaları ile ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar deşifre edilmiştir. Çözümün dindar ama fundamentalist olmayan; milliyetçi ama şövenist olmayan; bağımsız, ulusal duruş sahibi ve mandacılığa karşı kadrolarla gerçekleşeceği, yani milletin bizzat kendisinin gayretiyle olacağını gösterilmiştir.
Hayatı hizmet mantığıyla yaşayan ve bu uğurda can veren şehitlerimiz milletimizin kayıp hanesine yazılmıştır.
Durum böyle iken, şehitlerin yakınları ve arkadaşları olarak beklediğimiz hiç olmazsa taziye dilekleri ile acımızın paylaşılması idi. Fakat AKP'li vekil Nusret Bayraktar'ın organizesi ve provokasyonu ile merhum Lütfullah Dereci'nin vasiyeti ve varislerinin isteklerine rağmen, cenaze ailesinin elinden alınmaya çalışılmış, hukuka rağmen şiddete başvurulmuştur. Hukuk anlayışındaki bu zafiyet bazı görsel ve yazılı medya tarafından da malzeme olarak kullanılmış; hadise saptırılarak kamuoyuna ilan edilmiştir. Merhumların kişilikleri, hizmetleri değil de uydurma, masa başı habercilik anlayışı ile şehitlerimiz ve misyonları göz ardı edilmeye çalışılmıştır.
Bu yola başvuranlar bilmeliler ki, güneş balçıkla sıvanamayacaktır. Ülkemizde yaşanan hadiselerin gerçek yüzünü, devletin ve milletin gerçek sahiplerini, halkımız artık bilmektedir. Nitekim cenaze merasimine katılan sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, akademik çevrenin değerli mensupları, yurt içinden ve yurt dışından gelen binlerce vatandaşımız, şehitlerimize layık oldukları ilgiyi göstermişlerdir.
Umut ederiz ki, milletimizin engin teveccühü malum çevrelerin de ayıkmasına vesile olacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Cumhuriyetin ikinci yüzyılında: Kim bu devletin sahibidir? / 03.11.2025
- Ne Batı’nın taşeronu ne Doğu’nun aparatı: Cumhuriyet’in yol haritası / 02.11.2025
- Cumhuriyetin unutulan cephesi ekonomidir / 01.11.2025
- Cumhuriyet: Tebaadan vatandaşa, tarihten geleceğe / 31.10.2025
- Makedonya’da Türk izleri; Üsküp'te ezan sesleri / 28.10.2025
- Kıbrıs’ta sandıktan federasyon mu, arayış mı çıktı? / 23.10.2025
- Madenler devlet ve milletin ortak servetidir / 20.10.2025
- Bağımsızlığın madenle başlayan hikâyesi / 19.10.2025
- Gazze’de barış mı, yeni harita mı? / 18.10.2025
- Geçiş Süreci Kanunu: Tıkanan sürecin yeni maskesi / 17.10.2025
- Ne Batı’nın taşeronu ne Doğu’nun aparatı: Cumhuriyet’in yol haritası / 02.11.2025
- Cumhuriyetin unutulan cephesi ekonomidir / 01.11.2025
- Cumhuriyet: Tebaadan vatandaşa, tarihten geleceğe / 31.10.2025
- Makedonya’da Türk izleri; Üsküp'te ezan sesleri / 28.10.2025
- Kıbrıs’ta sandıktan federasyon mu, arayış mı çıktı? / 23.10.2025
- Madenler devlet ve milletin ortak servetidir / 20.10.2025
- Bağımsızlığın madenle başlayan hikâyesi / 19.10.2025
- Gazze’de barış mı, yeni harita mı? / 18.10.2025
- Geçiş Süreci Kanunu: Tıkanan sürecin yeni maskesi / 17.10.2025












 


































































