Bu anlayışın kaynağı, "insanı yaşat ki, devlet yaşasın" kuralıdır. Kurumlar, insana hizmet etmelidir. Binlerce yıllık Türk tarihi ve onlarca asra yayılan imparatorluk dönemlerine baktığımız zaman, insan merkezli bir devlet geleneğinin hakim olduğunu görüyoruz.
Türk milletinin uzun süre ayakta kalabilen devletler vücuda getirme kabiliyetinin sırrı, "insanı esas alması"dır. Topluma hizmette sadece çoğunluğun çıkarları esas alınmamaktadır. Bütün fertlerin mutluluğu olmadan toplumda gerçek huzurun olamayacağı prensibi ile hareket eden Milli Devlet bir insanı kurtarmak bütün insanlığı kurtarmaktır diyen ölçüye sahiptir.
Batı dünyası için insan hakları, her zaman sadece kâğıt üzerinde kalmıştır. Bunun nedeni, meselenin iyi ele alınamamış olması değil, Batı dünyasında insan haklarını verecek bir iradenin bulunmayışıdır; böylece işin sadece propagandası yapılmakta, denilenler yalnızca lafta kalmaktadır. Hakkı veren olmayınca, istismarların olması ise çok normaldir. Milli Devlette, önümüzdeki bölümlerde değineceğimiz gibi, hakların verilmesi değil, "insan için doğuştan var olduğu" devlet tarafından kabul edilen hakların yine devlet eliyle yaşatılması ve korunmasından bahsedilir.
Biz, ilk olarak fertlere haklarını verecek insanı ele alıyoruz. Öncelikle bu insanı yetiştiriyoruz. Hak ve hürriyetleri yaşatacak uygulamaları hayata geçirecek bir yaşam telakkisi kazandırıldıktan sonra, ancak insan haklarının uygulamalarından bahsedilebilir. Milli Devlet, eğitim konusunu, günümüzde ihtiyaç duyulan ve özlenen insanın yetiştirilmesi bakımından önemle ele almaktadır. Bu bağlamda Kapitalizmin bencil ve egoist insan modelinin yerine; tüm insanlığa haklarını verecek ve onları koruyacak fertlerin yetiştirilmesi, milli eğitimin ana vazifelerindendir.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Hidayet Sarı / İstanbul Üniversitesiİşte tek kurtuluş yolunuzKüreselleşme, egemenlik ve Bağımsızlığın kayıp olmasını ister. Milli Devlet, devleti devlet yapan hiçbir unsurdan vazgeçmez. Bağımsızlığını AB ve ABD gibi hiçbir güce teslim etmez. Küreselleşme, devletin milletine yeterli sağlık desteği vermesini istemez. Bu yönde özel sağlık sigortasını destekler. Milli Devlet, vatandaşın sağlığını korumayı, kollamayı ve tedaviyi garanti altına alır. Sağlık harcamalarını devlet tarafından yapılmasını sağlar. Küreselleşme, devletlerin can, mal ve namus emniyetini tehdit eder. Ülkeleri aldatma, baskı ve savaşla işgal eder (Afganistan, Irak?). Milli Devlet, güçlü devlet ve güçlü ordu anlayışıyla vatandaşının can, mal ve namus emniyetini sağlamayı garanti altına alır. Küreselleşme, özgürlükleri kısıtlar. Milli Devlet, insanın özgürlüklerini, okuma hakkı, muhtaç olmadan yaşama hakkı, sağlık hakkı, üretim yapma hakkı gibi pek çok insan hakkını kendisine yaşatmayı görev bilir. "Devlet milleti için vardır. Millet olmadan devlet olmaz. Devlet olmadan millet olmaz. Devlet başa, kuzgun leşe. Devlet devletliğini yapmalı. Nerde bu devlet, nerde bu millet?" deniyorsa, işte Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Sosyal Devlet-Milli Devlet" projesi Türk milleti ve bütün dünya milletleri işte kurtuluş yolunuz. Hayırlı olsun.