Milli Ekonomi Modeli tüm sorunların ilacıdır
BTP Genel Başkan Yardımcısı Harun Kayacı, “dünyanın ve Türkiye'nin içine düştüğü ekonomik darlığın ilacı Milli Ekonomi Modelidir" dedi
04.02.2012 00:00:00
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Harun Kayacı, ABD, AB ve Türkiye'deki krizin ortak adının tüketici krizi olduğunu söyledi. Tüketici krizinin iki şekilde ortaya çıktığını söyleyen Kayacı bunları, “Birincisi, piyasalarda dolaşan paranın yetersizliği, yani tüketicinin ihtiyacını gidermek için yeterli parayı piyasadan elde edememesi, ikincisi ise piyasalara yetecek, var olan paranın belli ellerde toplanmasıdır” şeklinde ifade etti. Bu iki sıkıntının nedeninin kapitalizmin paraya kazandırdığı maliyet olduğunu sözlerine ekleyen BTP Genel Başkan Yardımcısı Harun Kayacı şunları kaydetti: “Bu maliyet tüketiciyi ezmekte, üreticiyi cezalandırmaktadır. Paranın ekonomi dışına kaçmasına ve paraya hükmedenlerin emek ve üretim ortaya koymadan para kazanmasına sebep olmaktadır. Kendi emisyonunu üretebilen, yani kendi milli parasını basabilen ülkelerdeki problem ise basılan paranın doğru yerlerden ekonomiye katılmamasıdır. Başka bir ifadeyle, sorun, emisyonun sosyal devlet projeleriyle ekonomiye aktarılmamasından kaynaklanmaktadır.
Bizim gibi, kendi milli parasını üretemeyen, kendi emisyonunu genişletemeyen ülkelerde ise hem birey hem devlet borç yükünün altına girmektedir. Piyasalarda dolaşan paranın maliyeti otomatik olarak 2-3 katına çıkmakta ve bütün yerüstü-yeraltı kaynaklarının sömürülmesine neden olmaktadır.”
Gelir düzeyi yükseltilmeli
“Tüketicinin sosyal devletle desteklenmediği piyasalarda tüketiciler, geçici rahatlama sağlamak için yani ihtiyaçlarını karşılamada zaman kazanmak için çek-senet, kredi kartı gibi kaydi para kullanmaktadırlar” diyen BTP Genel Başkan Yardımcısı Kayacı, “Örneğin çek, yasada günübirlik nakit yerine kullanılan değerli kağıt olmasına rağmen, fiili durumda ihtiyaçların vadeli olarak karşılanması şeklinde realize olmuştur. Bu yolla 2011 yılının 11. ayı itibarıyla 53 milyon çek kullanılmış, 35 milyar (eski parayla 35 katrilyon) TL işlem hacmi oluşmuştur. Kredi kartlarıyla oluşan işlem hacmi ise 262 milyar (eski parayla 262 katrilyon) TL olmuştur. Kaydi paralarla oluşturulan işlem hacmi, insanların gerçek gelirlerini yansıtmamaktadır. 43 milyon insanın bankalara borçlanması ve bankalar tarafından milyonlarca insanın soruşturma ve hacizlere maruz kalması bunun göstergesidir. 26 yıldan beri yürürlükte bulunan çek yasasındaki hapis kararının kaldırılması, ilk bakışta olumlu gibi görünmekle beraber çekin yaptırım gücünü zayıflatacağı için uzun vadede piyasaların daralmasına neden olacağı gibi bankalara olan kredi talebini de arttıracaktır. Bu talebin daralması da krizin derinleşerek hızlanmasına vesile olacaktır. Çözüm ise çek-senet ve kredi kartına muhtaç kalmayacak şekilde gelir düzeyinin yükseltilmesidir. O zaman bu enstrümanlar sadece hızlı alışveriş kolaylığı sağlayacaktır” diye konuştu.
Ekonomi rayına BTP'yle girecek
Ekonomiyi rayına sokacak tek partinin Bağımsız Türkiye Partisi olduğunu söyleyen Harun Kayacı şöyle konuştu: “Biz Bağımsız Türkiye Partisi olarak, “Milli Ekonomi Modeli'nde matematiği ifade edilen emisyon üretilir, sosyal devlet projeleriyle tüketici kesimi desteklenirse ekonomi rayına girer, kriz ortadan kalkar, işsizlik tarih olur” diyoruz. Başka bir ifadeyle, işsizliğin, gelir dağılımındaki adaletsizliğin, yoksulluğun çözümü Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in yazdığı Sosyal Devlet-Milli Devlet kitabındaki sosyal projelerdir. Daha iyi anlaşılması için, üretilen emisyon; Ayşe Teyze'ye 1000 TL ev hanımı ve vatandaşlık maaşı, asgari ücretin 3000 TL olması gibi projelerle tüketiciye aktarılırsa ekonomi sıhhatli büyüme yoluna girer. Kriz gerçekten o zaman teğet geçer.”
Bizim gibi, kendi milli parasını üretemeyen, kendi emisyonunu genişletemeyen ülkelerde ise hem birey hem devlet borç yükünün altına girmektedir. Piyasalarda dolaşan paranın maliyeti otomatik olarak 2-3 katına çıkmakta ve bütün yerüstü-yeraltı kaynaklarının sömürülmesine neden olmaktadır.”
Gelir düzeyi yükseltilmeli
“Tüketicinin sosyal devletle desteklenmediği piyasalarda tüketiciler, geçici rahatlama sağlamak için yani ihtiyaçlarını karşılamada zaman kazanmak için çek-senet, kredi kartı gibi kaydi para kullanmaktadırlar” diyen BTP Genel Başkan Yardımcısı Kayacı, “Örneğin çek, yasada günübirlik nakit yerine kullanılan değerli kağıt olmasına rağmen, fiili durumda ihtiyaçların vadeli olarak karşılanması şeklinde realize olmuştur. Bu yolla 2011 yılının 11. ayı itibarıyla 53 milyon çek kullanılmış, 35 milyar (eski parayla 35 katrilyon) TL işlem hacmi oluşmuştur. Kredi kartlarıyla oluşan işlem hacmi ise 262 milyar (eski parayla 262 katrilyon) TL olmuştur. Kaydi paralarla oluşturulan işlem hacmi, insanların gerçek gelirlerini yansıtmamaktadır. 43 milyon insanın bankalara borçlanması ve bankalar tarafından milyonlarca insanın soruşturma ve hacizlere maruz kalması bunun göstergesidir. 26 yıldan beri yürürlükte bulunan çek yasasındaki hapis kararının kaldırılması, ilk bakışta olumlu gibi görünmekle beraber çekin yaptırım gücünü zayıflatacağı için uzun vadede piyasaların daralmasına neden olacağı gibi bankalara olan kredi talebini de arttıracaktır. Bu talebin daralması da krizin derinleşerek hızlanmasına vesile olacaktır. Çözüm ise çek-senet ve kredi kartına muhtaç kalmayacak şekilde gelir düzeyinin yükseltilmesidir. O zaman bu enstrümanlar sadece hızlı alışveriş kolaylığı sağlayacaktır” diye konuştu.
Ekonomi rayına BTP'yle girecek
Ekonomiyi rayına sokacak tek partinin Bağımsız Türkiye Partisi olduğunu söyleyen Harun Kayacı şöyle konuştu: “Biz Bağımsız Türkiye Partisi olarak, “Milli Ekonomi Modeli'nde matematiği ifade edilen emisyon üretilir, sosyal devlet projeleriyle tüketici kesimi desteklenirse ekonomi rayına girer, kriz ortadan kalkar, işsizlik tarih olur” diyoruz. Başka bir ifadeyle, işsizliğin, gelir dağılımındaki adaletsizliğin, yoksulluğun çözümü Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in yazdığı Sosyal Devlet-Milli Devlet kitabındaki sosyal projelerdir. Daha iyi anlaşılması için, üretilen emisyon; Ayşe Teyze'ye 1000 TL ev hanımı ve vatandaşlık maaşı, asgari ücretin 3000 TL olması gibi projelerle tüketiciye aktarılırsa ekonomi sıhhatli büyüme yoluna girer. Kriz gerçekten o zaman teğet geçer.”