Önce bir anekdot.
1954 seçimleri arefesinde Erzurum civarında.. Anlatan; M. Çetin Baydar:
"Yaklaşan seçimler genç kaymakamda derin bir merak uyandırır. Köylü hangi patiden yana oy kullanacaktır? Kasaba bürokratlarından bir kaçını da ardına takan kaymakam bir dağ köyüne doğru yola koyulur. Mevsim bahar, suların çoşkun zamanı...
Köyün altından akan dere bir türlü geçit vermez. Kaymakam bağır-çağır köy muhtarına sesini duyurur; muhtar, davetsiz misafirleri sırtlayarak teker teker sudan geçirir.
Konuklar köy odasında ikramlandıktan sonra kaymakan muhtarı yoklar.
"Seçimlere de bir şey kalmadı muhtar, köylünün oyları bu sefer iktidara mı gider yoksa muhalefete mi?"
Muhtar içini çeker:
"Kaymakam bey bugün sizi sırtlayıp geçirdiğim dere var ya, geçenlerde kaza merkezinden hanımlarımla dönerken yine o su karşımıza çıktı. Çaresiz sıra ile hanımları sırtlayıp karşıya geçirmem gerekti. Suyun tam ortasında zorlanırken küçük hanım "Efendi, ne dersin, büyük hanım mı daha hafif yoksa ben mi?" dedi. Zaten burnumdan soliram, dedim ki; "O ki, ikizde (ikinizde) beni eşşek edip dalıma (sırtıma) bindiz; seni de zuggum dutsun oni da!.."
Tatlı bir tebessüm eşliğinde köy muhtarı kendi şahsında Anadolu irfanını konuşturuyor; çok kibarca, iktidarınızla, muhalefetinizle her hal ve şartta bu milletin sırtındasınız. Semerler değişiyor, semerciler değişiyor, arada bir yer değiştiriyorsunuz ama sırtımız semerden kutulmuyor.
Muhtarın ifadesiyle hepinizi de zıkkım tuta.
Mevcut iktidara bakarsak muhtarın duygularını daha iyi anlarız. Milli değerlerine sahip olduğu iddiasıyla oy isteyen parti ve partilerin sergiledikleri tutumlar ortada. Hemen hemen bütün partilerden milletin zerre kadar bir beklentisi yok. Özellikle milli değerlere sahip iddialı partilere sesleniyorum size ne oldu kardeşim?
Millet deyince, vatan, bayrak deyince şaha kalkanların hepsi mi dünyasını değişti? İçinizde ilaç için olsun bir vatanperver kalmadı mı?
Kalmış olsaydı ülke bugünleri görür müydü, millet bu zilleti yaşar mıydı? Tek can simidiniz olan "tek başımıza iktidar olsaydık..." bahanesine sarılmayın lütfen. Diyelim ki tek başınıza iktidar olamadığınız için yapmak istediklerinizi yapamıyorsunuz, memleketin satışına engel de olamıyorsunuz! Peki hükümetten çekilerek bu tuzağı bozacak mecaliniz, hassasiyetiniz de mi kalmadı? Milli hasletler, vatanın birliği, toprak bütünlüğü hiç bir devirde bu kadar "kirli pazarlıklara" konu olmadı ve iktidarın bir ayağı sizsiniz.
Çehreniz çok değişti.
1954 seçimleri arefesinde Erzurum civarında.. Anlatan; M. Çetin Baydar:
"Yaklaşan seçimler genç kaymakamda derin bir merak uyandırır. Köylü hangi patiden yana oy kullanacaktır? Kasaba bürokratlarından bir kaçını da ardına takan kaymakam bir dağ köyüne doğru yola koyulur. Mevsim bahar, suların çoşkun zamanı...
Köyün altından akan dere bir türlü geçit vermez. Kaymakam bağır-çağır köy muhtarına sesini duyurur; muhtar, davetsiz misafirleri sırtlayarak teker teker sudan geçirir.
Konuklar köy odasında ikramlandıktan sonra kaymakan muhtarı yoklar.
"Seçimlere de bir şey kalmadı muhtar, köylünün oyları bu sefer iktidara mı gider yoksa muhalefete mi?"
Muhtar içini çeker:
"Kaymakam bey bugün sizi sırtlayıp geçirdiğim dere var ya, geçenlerde kaza merkezinden hanımlarımla dönerken yine o su karşımıza çıktı. Çaresiz sıra ile hanımları sırtlayıp karşıya geçirmem gerekti. Suyun tam ortasında zorlanırken küçük hanım "Efendi, ne dersin, büyük hanım mı daha hafif yoksa ben mi?" dedi. Zaten burnumdan soliram, dedim ki; "O ki, ikizde (ikinizde) beni eşşek edip dalıma (sırtıma) bindiz; seni de zuggum dutsun oni da!.."
Tatlı bir tebessüm eşliğinde köy muhtarı kendi şahsında Anadolu irfanını konuşturuyor; çok kibarca, iktidarınızla, muhalefetinizle her hal ve şartta bu milletin sırtındasınız. Semerler değişiyor, semerciler değişiyor, arada bir yer değiştiriyorsunuz ama sırtımız semerden kutulmuyor.
Muhtarın ifadesiyle hepinizi de zıkkım tuta.
Mevcut iktidara bakarsak muhtarın duygularını daha iyi anlarız. Milli değerlerine sahip olduğu iddiasıyla oy isteyen parti ve partilerin sergiledikleri tutumlar ortada. Hemen hemen bütün partilerden milletin zerre kadar bir beklentisi yok. Özellikle milli değerlere sahip iddialı partilere sesleniyorum size ne oldu kardeşim?
Millet deyince, vatan, bayrak deyince şaha kalkanların hepsi mi dünyasını değişti? İçinizde ilaç için olsun bir vatanperver kalmadı mı?
Kalmış olsaydı ülke bugünleri görür müydü, millet bu zilleti yaşar mıydı? Tek can simidiniz olan "tek başımıza iktidar olsaydık..." bahanesine sarılmayın lütfen. Diyelim ki tek başınıza iktidar olamadığınız için yapmak istediklerinizi yapamıyorsunuz, memleketin satışına engel de olamıyorsunuz! Peki hükümetten çekilerek bu tuzağı bozacak mecaliniz, hassasiyetiniz de mi kalmadı? Milli hasletler, vatanın birliği, toprak bütünlüğü hiç bir devirde bu kadar "kirli pazarlıklara" konu olmadı ve iktidarın bir ayağı sizsiniz.
Çehreniz çok değişti.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024