Antep gençleri:Antep savunmasında Kebapçı Said Ağa'nın oğlu küçük Mehmet, Şahin Bey'in oğlu Hayri, şehit Yolağası'nın oğlu Mehmed Ali, arzuhalci Ali Efendi'nin oğlu İsmail gibi11-12 yaşlarındaki çocukların özverisi göz yaşartıcı boyuttadır. Bu çocuklar Arslan Bey'in başında bulunduğu milis kuvvetlerinin içinde diğer Kuva-yi Milliyeciler gibi silahlı olup yeri geldiğinde çatışmalara katıldılar ve çoğu zaman da istihbarat hizmetinde bulundular. O küçük yaşlarına rağmen tren raylarını sökerek düşmana büyük zayiat verdiler.Maraş müdafaasında,14 yaşındaki Sarıca köylü Ali, bu bölgedeki Türk askerine kılavuzluk görevi yapmıştır. Bir seferinde de düşmanın yolunu kesmek için kendisine verilen köprü uçurma görevini dillere destan bir başarıyla yerine getirmiştir. Çanakkale Savaşı'na katılan çok sayıda genç çocuk, vatan savunması uğrunda farklı sahalarda gerçekleştirdikleri fedakâr hizmetlerle destan niteliğinde kahramanlık şaheserleri sergileyerek, "Milli Kahramanlarımız " olarak Türk ve Dünya tarihine adlarını yazdırmışlardır. Ve bizler bu fedakâr gençlerin verdikleri canları ile bu güzide vatanımızda özgür ve bağımsız yaşamaktayız. Bir milletin gençliği o kadar önemlidir ki, milletlerin gelecekleri gençleri ile beraber yükselir ve olgunlaşır. Gençlik milletlerin hayat suyudur can damarıdır. Gençliğine sahip çıkamayan milletler çökmeye mahkûmdur. Yukarıda örneklerini verdiğim gençler Türk milletinin gençleridir. Ve böyle bir fedakârlık başka hiçbir millette görülmemiştir. Türk gençliğinin gündemde olduğu su günlerde milli mücadele yıllarında olduğu gibi yine Türk gençliğini büyük bir direniş ve mücadele içerisinde görmekteyiz. Günlerce gezi parkı protestoları ile tüm Türkiye' yi ayağa kaldıran Türk gençliği Gezi Parkı' nın yeşil alanın yok edilmesine karsı çıkarak, bizleri yönetenlere Türk gençliğinin şuur ve direnme gücünü göstermişlerdir. Aslında yeşil bir alanın yok edilmesinden öte asıl protesto Türkiye' yi yöneten hükümetinin 12 yıldır yaptığı tüm yanlışlara büyük bir isyandır. Özgürlüğümüzün bağımsızlığımızın ve bölünmez bütünlüğümüzün tehlikede olduğunu anlayan Türk gençliği her fikirden her partiden her mezhepten her yöreden bir ve beraber olarak yapılan tüm yanlışlara büyük bir direniş göstermiştir. Ve göstermeye devam etmektedir. Maalesef ki hükümetimiz gençleri anlayıp dinlemek yerine şiddet ve baskı kurma yöntemleri ile Türk gençliğini bir noktaya getireceğini sanmıştır. Çanakkale savaşında Türk milletini küçümseyen İngiltere Başvekili Lloyd George "Türk Milleti sadece birinci sınıf dövüşen bir kalabalıktır." ifadesinde ki küstahça açıklaması ile yüce Türk milletini küçümsemiş fakat ağır bir yenilgiye uğramıştır. İngiliz küstahlığı gibi kendi milletinin gençlerine "Çapulcu" diyen başbakan Erdoğan'a buradan sesleniyorum. "Sayın başbakanım, çapulcu dediğiniz gençliğinde başbakanısınız, eğer ki bu milletin gençliği dediğiniz gibi çapulcu ise, bu da sizin sucunuzdur. Ve bu ülkede kim çapulcu ise çapulcu olmak zorunda kaldı ise Allah bunun hesabını size soracaktır. Çapulcu dediğiniz gençler 12 yıldır sizin müfredatını oluşturduğunuz okullardan mezun oldu. Devlet babadır. Ve siz devlet iseniz evlatlarınıza sevgi ve hoşgörü ile muamele etmek zorundasınız. Bu milletin gençlerine mahalle kabadayılığı ile çıkışırsanız kaybedersiniz. Ve sunu da bilin ki Türk milletini küçümseyen İngiliz komutanı nasıl hezimete uğradıysa, Türk milletinin gençliğini çapulcuya benzeterek aşağılayan sizlerde büyük bir hezimete uğrayacaksınız. Çünkü Allah kibirli olanları sevmez ve bu kibrinizin hesabını Allah mutlaka size sorar. Bu yüzyılın Türk Gençliği Çanakkale' nin Sarıkamış'ın Sakarya'nın ruhunu gönlünde taşımaktadır. Bu milletin gençliğini küçümsemek ahmaklıktır. İnsanlar konuşa konuşa anlaşırlar. Fedakâr onurlu ve milli şuur sahibi Türk gençliğinin gönlünü alıp, onları ikna etmek yerine bağırıp çağırmak ancak haksızlara yakışır. Başbakanın bu kızgınlığı bu öfkesi yaptığı haksızlıkların Türk Gençliği tarafından yüzüne vurulmasındandır. Gezi parkı olayları göstermektedir ki, Milli mücadele günlerinde olduğu gibi, şuanda da Türk Gençliği vatanının bölünmez bütünlüğünü bağımsızlığını yine tek yürek tek bilek olarak en şiddetli şekilde savunabilecek konumdadır.Ve Gezi parkı olayları göstermektedir ki Çanakkale deki birlik ruhu Taksim' de Kızılay' da Tandoğan' da ve ülkenin her yerinde lazı, kürdü, arabı, çerkezi, alevisi ve sünnisi ile bu yüz yılın Türk gençliğinin gönlüne işlemiş ve hep birlikte kardeşçe haksizlik karsısında direnişlerine devam etmiştir. Türk gençliğinin bu direnişi sadece gezi Parkı' nın yok edilmemesi adına değil, 12 yıldır iç ve dış siyasette AKP hükumetinin yaptığı tüm yanlış siyasetedir. Son olarak buradan başbakan Erdoğan'a Şeyh Edebali' nin Osman Gazi'ye verdiği nasihat ile sesleniyorum. "Ey Oğul! Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana? Güceniklik bize; gönül almak sana? Suçlamak bize; katlanmak sana? Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana? Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana? Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana?"
Hüseyin Turhan / diğer yazıları
- Neden dedeler parklarda oturur bilir misiniz? / 02.04.2024
- Bir anketin düşündürdükleri / 26.03.2024
- Ramazanın getirdiği bir demet güzellikler / 12.03.2024
- 106. yıl sonra Eskişehir’de… / 27.02.2024
- Emekliler kervanının yeni üyesi / 20.02.2024
- Perşembe akşamı izlenimlerim! / 13.02.2024
- Yerel seçimler üzerine / 07.02.2024
- Bu bizim insanlık namına görevimiz! / 30.01.2024
- Bir nefes sıhhat / 23.01.2024
- Üç cilt çıkan kitaplarımın öyküsü / 16.01.2024
- Bir anketin düşündürdükleri / 26.03.2024
- Ramazanın getirdiği bir demet güzellikler / 12.03.2024
- 106. yıl sonra Eskişehir’de… / 27.02.2024
- Emekliler kervanının yeni üyesi / 20.02.2024
- Perşembe akşamı izlenimlerim! / 13.02.2024
- Yerel seçimler üzerine / 07.02.2024
- Bu bizim insanlık namına görevimiz! / 30.01.2024
- Bir nefes sıhhat / 23.01.2024
- Üç cilt çıkan kitaplarımın öyküsü / 16.01.2024