Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır

Ülkemizde enflasyon can yakıcı bir şekilde yükselmeye devam ederken, toplumun her kesimi ciddi gelir daralması sebebiyle kara kara düşünürken, AKP iktidarının gündemi yeni anayasa…

Bu hedefleri için yerel seçimleri de bir basamak olarak kullanmak istiyorlar.

Kendi hesaplarınca, yerel seçimlerden iyi bir netice alıp, bu şekilde güven tazeleyip seçim sonrası yeni anayasayı masaya koyacaklar.

Ama şimdiden tekrar hatırlatalım ki, evdeki hesap çarşıya uymayabilir!

Daha seçimler yapılmadı, önümüzde 20 günden az zaman kaldı ve seçmen iktidardan hiç memnun değil. Eğer bu memnuniyetsizlik sandığa yansırsa, işte o zaman hükümet bazı yanlış adımlarda o kadar rahat olamayacak.

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, hükümetin yeni anayasa planları konusunda halkımızı uyarmaya devam ediyor.

Yerel seçim çalışmaları kapsamında Kayseri'yi ziyaret eden BTP lideri Baş, bu konuda şu dikkat çekici açıklamaları yaptı:

"Arkadaşlar, şu anda yavaş yavaş dillerine doluyorlar, seçimden sonra bir şey yapmak isteyecekler. Ne bu? Anayasa değişikliği. 

Bakın kıymetli Kayserililer, bu dakikadan sonra anayasayı değiştirmek isteyen emin olun o üç maddeyi değişmek için anayasa değiştirmek istiyor. Neydi o üç madde? Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bayrağıydı, milletinin yapısıydı. 

İşte bugün AK Parti hükümetinin bizim üzerimize dayatmaya çalıştığı şey, bizim üzerimizden yapmaya çalıştığı şey, bizi kendi benliğimizden, kendi kimliğimizden uzaklaştırmaktır. Bizlere düşen, seçimden sonra önümüze koyulacak olan bu anayasa değişikliğine hayır demektir. 

Ne diyeceğiz, o anayasa değişikliğinde ne diyeceğiz, hayır diyeceğiz. Bütün Türkiye'ye de  'hayır' demesi gerektiğini biz göstereceğiz."

Evet, gerçekten de AKP hükümetinin 22 yıllık yönettiği döneme baktığımızda o beğenmedikleri, değişmemiz lazım dedikleri anayasanın değiştirilebilir hemen hemen bütün maddelerini değiştirmişler.

Değiştiremedikleri, dokunamadıkları sadece anayasanın ilk 3 maddesi kalmış.

Söz oraya geldiği vakit, hemen bir refleks olarak "Hayır biz o 3 maddeyi değiştirmeyeceğiz" diyorlar ama görünen köy kılavuz istemez. Yaptıkları yapacaklarının teminatıdır. İktidar, "demokrasi" diye diye demokrasiyi rafa kaldırmadı mı? Halbuki demokrasinin en temel kuralı, yasama, yürütme ve yargı erklerinin birbirinden bağımsız olması ve birbirlerini millet yararına denetlemeleridir.

AKP hükümeti, yaptıkları anayasal değişikliklerle, partili cumhurbaşkanlığı sistemi ile bu 3 erki tek bir kişinin kontrolüne verdi. 

İşte zaten bu demokrasinin rafa kaldırılmasıdır.

İlk 3 maddeyi değiştirmenin anahtarı, 4'üncü maddedir. Bu maddede, ilk 3 maddenin değiştirilemeyeceği ve hatta değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği belirtilmektedir. Dolayısıyla BTP lideri Baş'ın bir hukukçu olarak daha önceki yaptığı açıklamalarda ifade ettiği gibi, bu maddenin değiştirilmesiyle birlikte ilk 3 maddenin değiştirilmesinin önündeki tüm engeller de kaldırılmış oluyor.

Peki, ne olur bu 3 madde değişirse, bunları önemli kılan şey nedir?

BTP lideri Hüseyin Baş'ın yine belirttiği gibi bu maddeler değişirse;

Millet yapımız değişiyor,

Üniter yapımız, birlik beraberliğimiz bozuluyor,

Bayrağımız değişiyor,

Dilimiz değişiyor,

Marşımız değişiyor, 

Başkentimiz değişiyor,

Bağımsız bir cumhuriyet oluşumuz değişiyor

Devletimizin demokratik, laik, sosyal, hukuk yapısı değişiyor…

Yani Türkiye Cumhuriyeti devletini Türkiye Cumhuriyeti devleti yapan, Türk milletini de Türk milleti yapan ne kadar milli ve manevi değer varsa hepsi değişiyor.

Milli benliğimiz, milli kimliğimiz yok oluyor.

Millet olarak Atatürk'ün bizlere kazandırdığı ve bizi biz yapan bu değerleri sonuna kadar korumak istiyorsak, yeni anayasa "hayır" demeliyiz.

Bunun için de ilk aşama olarak yerel seçimlerde, yeni anayasayı talep eden iktidara ve de bu değişim için hükümete koltuk değnekliği yapan muhalefet partilerine asla ve asla oy vermemeliyiz.

Yeni anayasa en güçlü şekilde hayır diyen BTP'ye oyumuzu vermeliyiz. 

Oyumuzu vererek, BTP lideri Hüseyin Baş'ın sesinin daha gür çıkmasını sağlamalıyız.

Unutmayalım, bu kritik seçimde sadece belediye başkanlarını seçmiyoruz, bu seçimler aynı zamanda iktidarıyla muhalefetiyle memnun olmadığımız, bıktığımız siyasetçilere de dur demenin seçimidir.

Memnun değilsek, mecbur değiliz.