Milli para "halkın parası"dır

Siyasilerimizin yaptıkları açıklamalara, basın yayın organlarında çıkan haberlere baktığımızda dış ticarette milli para kullanımının Cumhurbaşkanımız Erdoğan tarafından gündeme getirildiği, hatta Rusya'ya, Çin'e ve İran'a Sayın Erdoğan tarafından teklif edildiği ısrarla ifade edilmektedir.
Hatta bu kapsamda, Çin ile Türkiye'nin TL-Yuan para takası yaptığı, Rusya ve İran'ın da milli paralarla ticarete olumlu yaklaştığı belirtilmektedir.
Öncelikle, ilk kez Prof. Dr. Haydar Baş tarafından Milli Ekonomi Modeli (MEM) eseri ve de organize edilen 9 adet uluslar arası MEM kongresinde Model'in olmazsa olmazı olarak gündeme getirdiği milli para ve milli paralarla ticaret tanımlarının yıllar sonra geç de olsa Türkiye'de de gündeme gelmesi bizi mutlu etmektedir.
BRICS ülkelerinin başını çeken Rusya, 2005 yılında MEM sayesinde milli para tanımıyla tanışmış ve 2006 yılından itibaren de kalkınma planına alarak uygulamaya başlamış ve bu sebeple de IMF'ye erken ödeme yaparak geriye dön marş marş demiştir.
ABD'de başlayan küresel krizin tüm dünyayı kasıp kavurduğu, Kapitalizmin bittiğini en meşhur kapitalistlerin dahi itiraf ettiği 2008 yılında, ABD'nin de bittiğini zanneden Rus yetkililer, Sayın Baş'ı ziyarete gelmişlerdir.
Sayın Baş onlara, parası dünya parası olan, her ülkede konvertibl olan ABD'nin, Doların hakimiyeti bu kadar yaygınken asla bitmeyeceğini söylemesi üzerine çözümün ne olduğunu sormuşlardır. Sayın Baş da, cevap olarak MEM'in bir dış ticaret projesi olan "milli paralarla ticaret"i onlara önermiştir. Ve Rus lider Putin, 1 hafta sonra yaptığı basın açıklamasında Rusya'nın bundan sonra milli paralarla ticaret yapacağını ilan etmiş, bu ilandan bir hafta sonra da Rusya ve Çin bu konuda anlaşmıştır.
Milli para ve milli paralarla ticaret hakkındaki gerçekler buyken, bütün arşivler bu gerçeklerin şahidiyken, Türkiye siyasetinin bu tanımlara sahiplenmeye çalışması gerçekten de komiktir. Haberlerde bahsi geçen ülkeler bunlara gülüp geçmektedir, Türkiye'nin itibarı yerlerde sürünmektedir.
Rusya, Çin ve diğer BRICS ülkeleri nazarından Türkiye'ye bakıldığında; bir tarafta kendilerinin yıllardır uyguladığı bir projeyi yıllar sonra "ben teklif ettim" diyen bir siyaset tablosu; diğer tarafta da bu ülkeleri modeliyle, çözümleriyle ayağa kaldırıp dünyanın zirvesine oturtan ama halkı tarafından dışlanan, göz ardı edilen, görmezden gelinen mükemmel bir çözüm adamı, Prof. Dr. Haydar Baş?
Esasen bu tablo, dünya ülkeleri nazarında, Türkiye'deki "kıymet bilmez" halkın seviyesini de gözler önüne sermektedir.
Halbuki Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli; halktan yola çıkan, devletin bütün imkanlarını, parayı, yer altı ve yerüstü kaynaklarını halkın hizmetine sunan, "devlet halk içindir" tezini ortaya koyan, halkı merkeze oturtan, halk için oluşturulmuş bir modeldir.
Milli Ekonomi Modeli'ne göre, milli para, halkın ürettiği emek ve üretim karşılığı, teknik ifadesiyle gayri safi milli hasıla (GSMH) karşılığı basılan paradır.
Bu para basılır, sosyal devlet projeleriyle adil bir şekilde yine halka pay edilir. Bu şekilde milli gelir halkın cebine girer ve üretilen mal ve emek de stoka atılmaz, talep bulur.
Ekonomilerde arz-talep yani üretim-tüketim dengesi ancak bu dinamik ekonomi ile sağlanabilir.
Milli Ekonomi Modeli'ne göre, milli para, halkın parasıdır, milletin parasıdır. Değeri halkın ürettiği emek ve üretimdir, kendisi ise halkın cebindedir.
Devlet bu döngüyü sağlayan sistemin adıdır.
Devlet, halkın emek ve üretimi karşılığı para basar, bu parayı adil bir şekilde halka dağıtır, halkın ulaşım, eğitim, sosyal güvenlik, sağlık gibi ihtiyaçlarını bir yük olarak tanımlamaz, hizmet olarak görür ve en üst düzeyde ortaya koyar.
"Egemenlik kayıtsız şartsız millete aittir" diyerek halk egemen olamaz, milli para halkın parası olursa, halka adil bir şekilde paylaştırılırsa millet egemen olabilir.
Para, bugün olduğu gibi kontrolü bizde olmayan faizli Doların karşılığı ise ve bu para halka maliyetli bir şekilde faizle veriliyorsa, dahası kaymağı yabancıların, rantiyenin cebindeyse, halk gelir yetersizliği sebebiyle ihtiyaçlarını karşılayamıyor ve faizli borç batağına saplanıyorsa buna dense dense "kölelik" denir.
Halkını esir hale getiren, Doların karşılığı basılan para asla milli para olamaz. Bu para olsa olsa milletin, halkın prangasıdır, esaret zinciridir.
Prof. Dr. Haydar Baş, "var mısınız Türk Lirasını esaretten kurtarmaya" diye haykırırken, aslında yaptığı çağrı şudur:
"Var mısınız Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini esaretten kurtarmaya."
Ayıkmak dileğiyle?