"Sizin en hayırlınız, ?kavminin zulüm ve haksızlıklarını destekleme gibi bir günah işlemeden? kendi soyunu müdafaa eden kimsedir." (Hz. Muhammed (s.a.a.).
Bugün Milliyetçilik'i konuşalım biraz. Nedir bu milliyetçilik?
Neden, Ermeni, Kürt, Fransız yapınca doğru; Alman yapınca, İtalyan yapınca suç?
İngiliz yapınca dünyanın en doğru işi! Fars yapınca yanlış! Japon, yapsa da yapmasa da olur! Çinli'nin milliyetçilik yapıp yapmaması dünyanın umurunda değil!
Ama Türk, milliyetçilik yapınca dünyada da, Türkiye'de de korkak bölücülerin, işbirlikçilerin ödü patlar!
Çarıklı erkân?ı harb; "Milliyetçilik ailede başlar" diye tarif etmişler bu duyguyu... Bütün dünyada Türk aile yapısının, ata?erkil olarak tarif ve kabul edildiği de aklımızda bulunsun.
Türk dünyasında kişi, önce ailesini sevip hakkını gözetir. Sonra sırayı, yakınlık derecesine göre akrabaları, komşuları, mahalleliyi, köylüyü, ilçeliyi, şehirliyi, bölgeliyi ve yurttaş yakınları koruyup gözetmek alır...
Komşusunun meselesiyle ilgilenmeyen birinin, ülkenin öbür ucundaki veya dünyanın her hangi bir yerindeki bir insanın, hatta soydaşının meselesiyle ilgilenmesi, beklenebilir mi?
Hatta daha iddialı bir söylemle; amca ile dayı arasındaki kavgada tarafsız kalan birisinin, milliyetçilik yapabilmesi, mümkün değildir! Amca ile dayının; teyze ile halanın kavgasında taraf olmak, tamamen karakteristik bir olaydır, duygudur, hatta tamamen içgüdüdür.
Genlerinin ağırlığına göre; amca?dayı, teyze?hala çekişmesinde taraf tutar. Bu tarafgirliğin her hangi bir ideolojiyle, her hangi bir fikirle alakası olabilir mi?
Fertten yola çıkarak toplumlara baktığımızda da aynı sonuca varılır. Milliyetçilik, genetiktir ve kesinlikle bir duygudur. Genlerin baskısı ve iç dürtülerle milliyetçilik yapanlar milliyet ve milliyetçileri severken, bir başkaları milliyetsizmiş gibi davranabilirler.
Bu yüzden de milliyetsiz gibi davrananları suçlamamak ama mesafeli durmak gerekir!
Tarihi ve inkâr edilemez bir gerçek te, kahramanların ve tarihte iz bırakanların ekseriyetle milliyetçilerden çıktığıdır.
Kahramanı olan ve kahramanı ölen toplumlar, millet tarifini ve devletli millet olarak tarihteki yerini almıştır.
Türk Milleti, kahramanları olan ve kahramanlarının destansı ölümleriyle tarih yapan bir millet olarak hep var olmuştur. Bu gerçek, aynı zamanda Türklerin milliyetçilik duygusunu coşkulu olarak yaşadığının ve bu coşkuyla "milletçilik" i başardıklarının da ispatıdır.
Milliyetsizlerin bir araya gelerek oluşturduğu kalabalıklar, milliyetçilikten ve milliyetçiliği yaşayanların coşkusundan korkarlar...
Bu korkaklar birlikleri, korktuklarını sıraya koyunca da tarihin dolgu malzemeleri olan Hinduların, Ermenilerin, Arapların, Romanların milliyetçiliğini pek ciddiye almazlar!
Kıta Avrupa'sında Almanlar ve İtalyanlar, milliyetçilik adıyla şövenizm?ırkçılık yaptıkları için suçludurlar. Bu iki milletin milliyetçiliği, insanlık vicdanında da suçludur...
Avrupalılar İngiliz milliyetçiliğinden, ortak dinleri ve İngilizlerin deniz aşırı ülkelerdeki hakimiyet hayallerinden dolayı korkmazlar. Hatta dindaşlık gereği destek bile verirler.
Türk'ün milliyetçiliğine gelince:
Türk, gittiği her yerde kalıcı olmuştur. Bu kalıcılığı da gittiği yerin yerlilerine kendini sevdirerek kabul ettirmekle sağlamıştır. Gittiği yerlere medeniyet götürmüş ve gittiği yerlere hem Türk'ün hem de İslamiyet'in kalıcı mühürlerini vurmuştur. Avrupa yıllardır, Türk'ün medeniyet izlerini, mühürlerini silmekle tarihi eserleri yıkıp yok etmekle meşguldür!
Yani milliyetsizlerin bir araya gelerek oluşturduğu Medeniyet Projesi, Türk?İslâm medeniyetini yok etmek ve Türkleri yeniden Orta Asya'ya sürmek üzerine kurulmuştur...
Haçlı milliyetsizlerin oluşturduğu, iki güçlü grup vardır: Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği Devletleri...
İki birliğin, en belirgin benzerliği de, milliyetsiz gibi görünseler de Yahudilerin bir arada tuttuğu topluluklar olmalarıdır... Bu iki birliğin de dini, Hristiyanlıktır. İkisi de tarihte "Haçlı Birliği" mensubudur.
Bu milliyetsizler, 9. Haçlılar olarak yeniden sahnedeler! Geçmişte sekiz Haçlı Seferi'ni İslam adına tek başına göğüsleyen Türk Milleti, bu 9. Haçlı Seferi' ne karşı tepkisizlik sergileyince, milliyetsizlerden oluşmuş Haçlı'nın keyfine ?elbette? diyecek yoktur! Gözler önünde açıkça sahnelenen bu oyunun sosyologlarca, toplum?bilimcilerce dikkate alınmamasını anlayamıyorum!
Milletçi Türk Milleti'nin günümüzde bir sıkıntısı daha var ki, o da Türk Devleti demilliyetsizler tarafından yönetilmektedir!
Atatürk; bugünleri tahmin ederek; "Asli unsurlarıyla yönetilmeyen milletler için izmihlâl mukadderdir" demişti! Allah korusun...
Bu duygularla korkak milliyetsizlerin Haçlı Birliği oluşturdukları gibi, Türk Milliyetçilerinin; "Kâinat Türk Devleti" ülküsünde birleşmeleri ve aslî unsur olarak devlet yönetimine geçmeleri, en büyük arzum ve dileğimdir...
"BU VATAN BİZİMDİR, BİZİM KALACAK" Vesselâm...
Selam, sevgi, dua...
Bugün Milliyetçilik'i konuşalım biraz. Nedir bu milliyetçilik?
Neden, Ermeni, Kürt, Fransız yapınca doğru; Alman yapınca, İtalyan yapınca suç?
İngiliz yapınca dünyanın en doğru işi! Fars yapınca yanlış! Japon, yapsa da yapmasa da olur! Çinli'nin milliyetçilik yapıp yapmaması dünyanın umurunda değil!
Ama Türk, milliyetçilik yapınca dünyada da, Türkiye'de de korkak bölücülerin, işbirlikçilerin ödü patlar!
Çarıklı erkân?ı harb; "Milliyetçilik ailede başlar" diye tarif etmişler bu duyguyu... Bütün dünyada Türk aile yapısının, ata?erkil olarak tarif ve kabul edildiği de aklımızda bulunsun.
Türk dünyasında kişi, önce ailesini sevip hakkını gözetir. Sonra sırayı, yakınlık derecesine göre akrabaları, komşuları, mahalleliyi, köylüyü, ilçeliyi, şehirliyi, bölgeliyi ve yurttaş yakınları koruyup gözetmek alır...
Komşusunun meselesiyle ilgilenmeyen birinin, ülkenin öbür ucundaki veya dünyanın her hangi bir yerindeki bir insanın, hatta soydaşının meselesiyle ilgilenmesi, beklenebilir mi?
Hatta daha iddialı bir söylemle; amca ile dayı arasındaki kavgada tarafsız kalan birisinin, milliyetçilik yapabilmesi, mümkün değildir! Amca ile dayının; teyze ile halanın kavgasında taraf olmak, tamamen karakteristik bir olaydır, duygudur, hatta tamamen içgüdüdür.
Genlerinin ağırlığına göre; amca?dayı, teyze?hala çekişmesinde taraf tutar. Bu tarafgirliğin her hangi bir ideolojiyle, her hangi bir fikirle alakası olabilir mi?
Fertten yola çıkarak toplumlara baktığımızda da aynı sonuca varılır. Milliyetçilik, genetiktir ve kesinlikle bir duygudur. Genlerin baskısı ve iç dürtülerle milliyetçilik yapanlar milliyet ve milliyetçileri severken, bir başkaları milliyetsizmiş gibi davranabilirler.
Bu yüzden de milliyetsiz gibi davrananları suçlamamak ama mesafeli durmak gerekir!
Tarihi ve inkâr edilemez bir gerçek te, kahramanların ve tarihte iz bırakanların ekseriyetle milliyetçilerden çıktığıdır.
Kahramanı olan ve kahramanı ölen toplumlar, millet tarifini ve devletli millet olarak tarihteki yerini almıştır.
Türk Milleti, kahramanları olan ve kahramanlarının destansı ölümleriyle tarih yapan bir millet olarak hep var olmuştur. Bu gerçek, aynı zamanda Türklerin milliyetçilik duygusunu coşkulu olarak yaşadığının ve bu coşkuyla "milletçilik" i başardıklarının da ispatıdır.
Milliyetsizlerin bir araya gelerek oluşturduğu kalabalıklar, milliyetçilikten ve milliyetçiliği yaşayanların coşkusundan korkarlar...
Bu korkaklar birlikleri, korktuklarını sıraya koyunca da tarihin dolgu malzemeleri olan Hinduların, Ermenilerin, Arapların, Romanların milliyetçiliğini pek ciddiye almazlar!
Kıta Avrupa'sında Almanlar ve İtalyanlar, milliyetçilik adıyla şövenizm?ırkçılık yaptıkları için suçludurlar. Bu iki milletin milliyetçiliği, insanlık vicdanında da suçludur...
Avrupalılar İngiliz milliyetçiliğinden, ortak dinleri ve İngilizlerin deniz aşırı ülkelerdeki hakimiyet hayallerinden dolayı korkmazlar. Hatta dindaşlık gereği destek bile verirler.
Türk'ün milliyetçiliğine gelince:
Türk, gittiği her yerde kalıcı olmuştur. Bu kalıcılığı da gittiği yerin yerlilerine kendini sevdirerek kabul ettirmekle sağlamıştır. Gittiği yerlere medeniyet götürmüş ve gittiği yerlere hem Türk'ün hem de İslamiyet'in kalıcı mühürlerini vurmuştur. Avrupa yıllardır, Türk'ün medeniyet izlerini, mühürlerini silmekle tarihi eserleri yıkıp yok etmekle meşguldür!
Yani milliyetsizlerin bir araya gelerek oluşturduğu Medeniyet Projesi, Türk?İslâm medeniyetini yok etmek ve Türkleri yeniden Orta Asya'ya sürmek üzerine kurulmuştur...
Haçlı milliyetsizlerin oluşturduğu, iki güçlü grup vardır: Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği Devletleri...
İki birliğin, en belirgin benzerliği de, milliyetsiz gibi görünseler de Yahudilerin bir arada tuttuğu topluluklar olmalarıdır... Bu iki birliğin de dini, Hristiyanlıktır. İkisi de tarihte "Haçlı Birliği" mensubudur.
Bu milliyetsizler, 9. Haçlılar olarak yeniden sahnedeler! Geçmişte sekiz Haçlı Seferi'ni İslam adına tek başına göğüsleyen Türk Milleti, bu 9. Haçlı Seferi' ne karşı tepkisizlik sergileyince, milliyetsizlerden oluşmuş Haçlı'nın keyfine ?elbette? diyecek yoktur! Gözler önünde açıkça sahnelenen bu oyunun sosyologlarca, toplum?bilimcilerce dikkate alınmamasını anlayamıyorum!
Milletçi Türk Milleti'nin günümüzde bir sıkıntısı daha var ki, o da Türk Devleti demilliyetsizler tarafından yönetilmektedir!
Atatürk; bugünleri tahmin ederek; "Asli unsurlarıyla yönetilmeyen milletler için izmihlâl mukadderdir" demişti! Allah korusun...
Bu duygularla korkak milliyetsizlerin Haçlı Birliği oluşturdukları gibi, Türk Milliyetçilerinin; "Kâinat Türk Devleti" ülküsünde birleşmeleri ve aslî unsur olarak devlet yönetimine geçmeleri, en büyük arzum ve dileğimdir...
"BU VATAN BİZİMDİR, BİZİM KALACAK" Vesselâm...
Selam, sevgi, dua...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017