Bu gece, Receb ayının 27. gecesine rastlayan Mirac Kandili...
Mirac Kandili, sene içindeki 5 kandilden biri olduğu gibi, içinde bulunduğumuz Receb ayındaki iki kandilden de biridir.
Receb ayındaki diğer kandil, Recebin ilk Cuma gecesine rastlayan Reğâib Kandilidir.
Peygamberimiz'in diliyle "Allah'ın ayı" olarak bildirilen Receb ayının, hem başında hem sonunda birer kandil bulunmakla, zaten kendisi nur olan bu mübârek ay iki kandille ayrıca nurlandırılmıştır.
Kandiller, mühim hadiselerin, mühim tecellilerin meydana geldiği gecelerdir.
Bu geceler, Allah indinde ayrı bir değere sahip olduğu içindir ki, ilk defa tecelli eden nur, feyiz ve bereket, her senenin aynı gecesinde yeryüzüne indirilir.
O gecelerde yapılan ibâdetler bundan dolayı daha değerlidir.
Bu husus milletimizin zihnine adeta kazınmış olduğundan, kandil gecelerinde câmiler dolup taşmakta, evlerde o gece daha fazla ibâdet edilmekte, pastaneler kandil simitleri satmakta, Müslümanlar bunları alıp birbirlerine ikram etmekte, ayrıca birbirleriyle kandilleşmektedirler.
Bu bir gelenek olmuştur. Bu güzel gelenek, şahıslar bazında güzel olduğu gibi, topyekün millet olarak bir dayanışma, bir birlik sağladığı için millet bazında da güzeldir.
Dikkat ediniz!
Kandillere milletçe gösterilen ilgi, birleştirici unsurlardan biri olduğundan, milletimizin birliğinin devamını istemeyenler, milletin kandillere gösterdiği bu hürmetin devamını da istemezler.
Çünkü, kandillere gösterilen ilgi ortadan kalkarsa, birleştirici unsurlardan biri de ortadan kalkmış olacaktır.
Bu tipler, kandil gecelerinde farklı bir durum olmadığını söyleyerek, bu gecelere olağanüstü bir değer verilmesini istemeyenler ve bu gecelerin milletin zihnindeki değerinin silinmesi arzu edenlerdir.
* * *
Dedik ki, kandil geceleri mübârek gecelerdir ve bu gecelerde yapılan ibâdetler diğer gecelerdeki ibâdetlere nazaran daha sevaptır.
O halde, bu gece ne yapacağız?
Okuyabildiğimiz kadar Rabbimizin kelamını, Kur'an'ı okuyalım.
Allah'ın ayı olan Receb'in bu 27. gecesinde, Allah'ın varlığından ve birliğinden bahseden İhlas sûresini çok okuyalım. Peygamberimiz'e bol bol salavât gönderelim. Çokça istiğfar ederek Allah'tan affımızı dileyelim.
Kâfirlerin baskısı altında bulunan din kardeşlerimize dua etmeyi de asla unutmayalım.
Kılabildiğimiz kadar nâfile namaz kılalım.
Bilenler Tesbih Namazı kılsınlar.
Çünkü Tesbih Namazı, bütün vücutla yapılan istiğfardır; af dilemektir ve Peygamberimiz'in haber verdiğine göre günahların affına sebeptir.
Büyük-küçük, gizli-âşikar, önce-sonra, bilerek-bilmeyerek işlenen günahlardan kurtulmak isteyenler, sadece kandil gecelerinde değil, senenin istedikleri diğer gece ve gündüzlerinde de Tesbih Namazına devam etmelidirler.
Sevgili Peygamberimiz, bu namazın üzerinde çok durmuş ve amcası Hz. Abbas'a tavsiye ederken şöyle buyurmuşlardır:
-Ey amca! Bu namazı her gün kıl. Hergün kılamazsan haftada bir defa kıl. Haftada bir kılamazsan ayda bir defa kıl. Ayda bir kılamazsan senede bir defa kıl. Senede bir de kılamazsan hiç olmazsa ömründe bir defa kıl.
Sevgili okuyucular, Hz. Resûlullah'ın üzerinde bu kadar durduğu bu namazı, bu mübârek kandil gecesinde kılmamız gerekmez mi?
Peygamberimiz'den öğrendiğimize göre, Tesbih Namazı insanı günahların her türlüsünden temizlemektedir. Hangimiz günahsız olduğumuzu söyleyebiliriz?
O halde hepimiz kılmaya çalışmalıyız.
Bilemeyenler en kısa zamanda nasıl kılındığını öğrenmelidirler.
* * *
Her Müslüman'ın; bu gecede az-çok ibâdet edeceğini düşünüyoruz.
Hazır o gece ayaktayken bir de sahur yemeği yiyip ikinci gün de oruçlu bulunmalıdır.
Receb ayında oruç tutmak zaten çok sevapken, bu orucun bir de Mirac gecesinin gündüzünde olması ayrıca sevaba vesile olur.
Çünkü, mübârek gecelerin bitimiyle o gecelerdeki tecelliler hemen bitivermez.
Ondan sonraki gündüz de devam eder.
O gündüzü oruçlu olarak geçirmek, birçok hayırlara vesile olacaktır.
İkindi namazından önce olmak şartıyla, hiç olmazsa 4 rekat da namaz kılıp, bu günlere eriştiğimiz için Allah'a şükür etmek de çok sevap bir ibadet olur.
* * *
Üç aylar gelince insanlar biraz daha fazla ibâdet yapmaya çalışırlar.
Ve ilk ay olan Receb'i böyle geçirirler. Ondan sonraki ayı unutup Ramazan ayını beklerler.
Halbuki, Recebten sonraki Şaban ayı Peygamberimiz'e izafe edilen ay olup o da ayrı bir değere sahiptir. O halde, onda da ibâdet cihetinden gayretli olmalıyız.
Buna rağmen insanların çoğu bu hususta gâfildirler.
Peygamberimiz, (sav) insanların çoğunun ibâdet cihetinden gafil olduğu Şaban ayının unutulmaması gerektiğini hatırlatmaktadır.
İbâdet cihetinden Receb ayı ekme, Şaban ayı sulama, Ramazan ayı ise mahsul toplama ayıdır.
Mânevi cihetten Receb ve Şaban aylarında toparlanamayanlar, Ramazan ayında da toparlanamazlar. Ramazanda toparlanamayanlar da sene içinde hiç toparlanamazlar.
Tasavvuf büyüklerinden bize bilgi olarak intikal eden bu mühim hususu da gözardı etmemek gerekir.
Mirac Kandilinin, okuyucularımıza, diğer Müslümanlar'a ve bütün İslam âlemine hayırlı olmasını diliyorum.
Mirac Kandili, sene içindeki 5 kandilden biri olduğu gibi, içinde bulunduğumuz Receb ayındaki iki kandilden de biridir.
Receb ayındaki diğer kandil, Recebin ilk Cuma gecesine rastlayan Reğâib Kandilidir.
Peygamberimiz'in diliyle "Allah'ın ayı" olarak bildirilen Receb ayının, hem başında hem sonunda birer kandil bulunmakla, zaten kendisi nur olan bu mübârek ay iki kandille ayrıca nurlandırılmıştır.
Kandiller, mühim hadiselerin, mühim tecellilerin meydana geldiği gecelerdir.
Bu geceler, Allah indinde ayrı bir değere sahip olduğu içindir ki, ilk defa tecelli eden nur, feyiz ve bereket, her senenin aynı gecesinde yeryüzüne indirilir.
O gecelerde yapılan ibâdetler bundan dolayı daha değerlidir.
Bu husus milletimizin zihnine adeta kazınmış olduğundan, kandil gecelerinde câmiler dolup taşmakta, evlerde o gece daha fazla ibâdet edilmekte, pastaneler kandil simitleri satmakta, Müslümanlar bunları alıp birbirlerine ikram etmekte, ayrıca birbirleriyle kandilleşmektedirler.
Bu bir gelenek olmuştur. Bu güzel gelenek, şahıslar bazında güzel olduğu gibi, topyekün millet olarak bir dayanışma, bir birlik sağladığı için millet bazında da güzeldir.
Dikkat ediniz!
Kandillere milletçe gösterilen ilgi, birleştirici unsurlardan biri olduğundan, milletimizin birliğinin devamını istemeyenler, milletin kandillere gösterdiği bu hürmetin devamını da istemezler.
Çünkü, kandillere gösterilen ilgi ortadan kalkarsa, birleştirici unsurlardan biri de ortadan kalkmış olacaktır.
Bu tipler, kandil gecelerinde farklı bir durum olmadığını söyleyerek, bu gecelere olağanüstü bir değer verilmesini istemeyenler ve bu gecelerin milletin zihnindeki değerinin silinmesi arzu edenlerdir.
* * *
Dedik ki, kandil geceleri mübârek gecelerdir ve bu gecelerde yapılan ibâdetler diğer gecelerdeki ibâdetlere nazaran daha sevaptır.
O halde, bu gece ne yapacağız?
Okuyabildiğimiz kadar Rabbimizin kelamını, Kur'an'ı okuyalım.
Allah'ın ayı olan Receb'in bu 27. gecesinde, Allah'ın varlığından ve birliğinden bahseden İhlas sûresini çok okuyalım. Peygamberimiz'e bol bol salavât gönderelim. Çokça istiğfar ederek Allah'tan affımızı dileyelim.
Kâfirlerin baskısı altında bulunan din kardeşlerimize dua etmeyi de asla unutmayalım.
Kılabildiğimiz kadar nâfile namaz kılalım.
Bilenler Tesbih Namazı kılsınlar.
Çünkü Tesbih Namazı, bütün vücutla yapılan istiğfardır; af dilemektir ve Peygamberimiz'in haber verdiğine göre günahların affına sebeptir.
Büyük-küçük, gizli-âşikar, önce-sonra, bilerek-bilmeyerek işlenen günahlardan kurtulmak isteyenler, sadece kandil gecelerinde değil, senenin istedikleri diğer gece ve gündüzlerinde de Tesbih Namazına devam etmelidirler.
Sevgili Peygamberimiz, bu namazın üzerinde çok durmuş ve amcası Hz. Abbas'a tavsiye ederken şöyle buyurmuşlardır:
-Ey amca! Bu namazı her gün kıl. Hergün kılamazsan haftada bir defa kıl. Haftada bir kılamazsan ayda bir defa kıl. Ayda bir kılamazsan senede bir defa kıl. Senede bir de kılamazsan hiç olmazsa ömründe bir defa kıl.
Sevgili okuyucular, Hz. Resûlullah'ın üzerinde bu kadar durduğu bu namazı, bu mübârek kandil gecesinde kılmamız gerekmez mi?
Peygamberimiz'den öğrendiğimize göre, Tesbih Namazı insanı günahların her türlüsünden temizlemektedir. Hangimiz günahsız olduğumuzu söyleyebiliriz?
O halde hepimiz kılmaya çalışmalıyız.
Bilemeyenler en kısa zamanda nasıl kılındığını öğrenmelidirler.
* * *
Her Müslüman'ın; bu gecede az-çok ibâdet edeceğini düşünüyoruz.
Hazır o gece ayaktayken bir de sahur yemeği yiyip ikinci gün de oruçlu bulunmalıdır.
Receb ayında oruç tutmak zaten çok sevapken, bu orucun bir de Mirac gecesinin gündüzünde olması ayrıca sevaba vesile olur.
Çünkü, mübârek gecelerin bitimiyle o gecelerdeki tecelliler hemen bitivermez.
Ondan sonraki gündüz de devam eder.
O gündüzü oruçlu olarak geçirmek, birçok hayırlara vesile olacaktır.
İkindi namazından önce olmak şartıyla, hiç olmazsa 4 rekat da namaz kılıp, bu günlere eriştiğimiz için Allah'a şükür etmek de çok sevap bir ibadet olur.
* * *
Üç aylar gelince insanlar biraz daha fazla ibâdet yapmaya çalışırlar.
Ve ilk ay olan Receb'i böyle geçirirler. Ondan sonraki ayı unutup Ramazan ayını beklerler.
Halbuki, Recebten sonraki Şaban ayı Peygamberimiz'e izafe edilen ay olup o da ayrı bir değere sahiptir. O halde, onda da ibâdet cihetinden gayretli olmalıyız.
Buna rağmen insanların çoğu bu hususta gâfildirler.
Peygamberimiz, (sav) insanların çoğunun ibâdet cihetinden gafil olduğu Şaban ayının unutulmaması gerektiğini hatırlatmaktadır.
İbâdet cihetinden Receb ayı ekme, Şaban ayı sulama, Ramazan ayı ise mahsul toplama ayıdır.
Mânevi cihetten Receb ve Şaban aylarında toparlanamayanlar, Ramazan ayında da toparlanamazlar. Ramazanda toparlanamayanlar da sene içinde hiç toparlanamazlar.
Tasavvuf büyüklerinden bize bilgi olarak intikal eden bu mühim hususu da gözardı etmemek gerekir.
Mirac Kandilinin, okuyucularımıza, diğer Müslümanlar'a ve bütün İslam âlemine hayırlı olmasını diliyorum.
Ali Eren / diğer yazıları
- Alın size Avrupa'dan taze cevap / 16.03.2002
- Derviş'e ODTÜ'yü dar etmek / 02.03.2002
- Bayram sonrası düşünceleri / 26.02.2002
- Artık açıkça "ha kilese ha câmi" diyebiliyorlar / 16.02.2002
- Müfsidi Kebir (Büyük Fesatçı) / 13.02.2002
- Bir maskara / 12.02.2002
- Tarihe ve zihinlere bir-iki hatıra kaydı / 09.02.2002
- Başbakanlığı al, neyi ver? / 02.02.2002
- Papa'nın davet etmemesine üzülünür (!) / 26.01.2002
- Bizi, onlarca sene dinsiz tanıtmışlar / 19.01.2002
- Derviş'e ODTÜ'yü dar etmek / 02.03.2002
- Bayram sonrası düşünceleri / 26.02.2002
- Artık açıkça "ha kilese ha câmi" diyebiliyorlar / 16.02.2002
- Müfsidi Kebir (Büyük Fesatçı) / 13.02.2002
- Bir maskara / 12.02.2002
- Tarihe ve zihinlere bir-iki hatıra kaydı / 09.02.2002
- Başbakanlığı al, neyi ver? / 02.02.2002
- Papa'nın davet etmemesine üzülünür (!) / 26.01.2002
- Bizi, onlarca sene dinsiz tanıtmışlar / 19.01.2002