Mülteci sorunu BOP kaynaklıdır

Bugün Ortadoğu'da, Türkiye'de ve dünyada ABD-AB ve İsrail'in neden olduğu büyük bir insanlık dramına şahit oluyoruz.Arzı Mevut hedefli Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında bulunan İslam ülkeleri bir bir işgal edilip, teröre maruz bırakılıp insanlarının yüz binlercesi katledilirken, milyonlarcası da mülteci durumuna sokulurken, bu işgal projesinin gerçek mimarları ellerini ovuşturarak yeni coğrafyalarına kavuşacaklarının heyecanını yaşıyorlar.Birilerinin dramı, trajedisi diğerlerinin sevinci oluyor.Bütün bu hadiseler yaşanırken, bunlara sebep olanlar görüntüde demokrasi havarisiymiş, insan hakları savunucusuymuş gibi davranmayı da ihmal etmiyorlar.Bu genel tespitlerden sonra dilerseniz günceli biraz değerlendirelim.Terör ve örtülü işgal sebebiyle vatanları ellerinden alınan Suriyeliler akın akın Avrupa'ya geçmeye çalışıyorlar.Binlercesi Akdeniz ve Ege Denizini derme çatma botlarla geçmeye çalışırken, her gün onlarcasının boğulma haberini alıyoruz.Denizden kaçak geçmenin büyük bir bedeli olduğunu gören Suriyeliler, özellikle Kobanili küçük Aylan'ın dramatik ölümünün dünyada yankı bulmasından cesaretle kara yoluyla Avrupa'ya geçmenin yollarını arıyor.Bilmiyorlardı ki minik Aylan için dökülen gözyaşları sadece timsah gözyaşlarıydı.İstanbul Otogarı'na gelen binlerce Suriyeli, otobüslerin kendilerini Edirne'ye götürmemesi sebebiyle 240 kilometrelik yolu yaya olarak aç, susuz ve uykusuz yürüme yoluna gittiler. Bu satırları yazarken yüzlerce Suriyeli İstanbul Otogar'daydı, 800 kişi Edirne'ye yürümeye çalışıyordu, 2000 Suriyeli Edirne'deydi, 4500 kişi de otobüslerle tekrar İstanbul'a geri gönderilmişti.Kendi ifadelerine bakılırsa, bu mülteciler önce Yunanistan'a geçip ardından Almanya ya da Hollanda'ya varmayı planlıyorlardı.Başlarına geleceklerinden habersiz sonu olmayan bir yolculuk?Basına yansıdığı şekliyle onlardan biri, "Kararlıyız. Almanya'ya gideceğiz. Başka bir yerde hayatımız yok. Almanya'da çocuklarımıza gelecek ve mektep var" diyor; diğeri ise "Bizim hedefimiz Hollanda. Orada özgürlük ve demokrasiyle yaşayacağız" ifadelerini kullanıyordu.Burada biraz durmak lazım?Manzaraya bakın, Suriyeli, büyük İsrail uğruna kendisini vatanından eden, mülteci haline getiren batıyı, yani kendi celladını kurtarıcı olarak görüyor.Nasıl bir propaganda yapıldı, nasıl bir batı kendilerine takdim edildiyse?Irak'taki Müslümanlar da "gelecek", "özgürlük", "insan hakları" ümidiyle ülkesini işgal eden, insanlarını katledip kadınlarına tecavüz eden ABD'lileri ABD bayraklarıyla, sevinçle karşılamıştı.Zaten İslam dünyası ne çektiyse düşmanı plan kurarken, kendisi hala derin uykuda olmasından dolayı çekti.Aynı hadiseleri biz Türk milleti de yaşamıyor muyuz?İslam dünyasında BOP kapsamında bu kadar kan ve gözyaşı, bu kadar trajedi yaşanırken biz Türk milleti, bu trajedilerin kaynağı ABD ile hala stratejik müttefik olduğumuzu zannetmiyor muyuz, AB'nin kapısında köle olmayı sürdürmüyor muyuz, bizi batının kapısında kul ve köle yapan taşeron siyasilerin peşinde koşmuyor muyuz?Unutmayalım ki bu derin uyku devam ettiği müddetçe bizlerin kaderi de Suriyelinin kaderidir.İslam dünyasını bu noktaya taşıyan BOP'ta misyon sahibi olan siyasiler, ya da BOP'un sahibi ABD, AB ve İsrail ile stratejik birlikteliklere devam edip onlardan icazet peşinde koşanlar Türk milletine asla gerçek bağımsızlığı getiremezler.Onların getireceği, Türkiye'nin her karışında kan ve gözyaşıdır.Bu manada Türkiye'ye gerek iç barışı gerekse dış barışı getirecek tek irade, başkalarının kanlı projelerinde misyon sahibi olmayan, "Ne AB, ne ABD, ne de IMF tek çözüm bağımsız Türkiye" diyen, dünyada ekonomik özgürlüğün tek çıkış kapısı olan Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş ve Bağımsız Türkiye Partisi kadrolarıdır.1 Kasım seçimlerinde yine yanılırsak, çözümü Meclis'e taşıyıp iktidar etmezsek sonumuz tamamen hüsran olacaktır.Lütfen Ortadoğu'da yaşananlardan artık ders çıkartalım.