Murat Doğan: Z kuşağı

Bir bebeğin eğitimi ne zaman başlar bilir misiniz? Neredeyse anne karnına düşmesiyle başlar.

Bir çift, İmam Ali efendimize geliyor ve diyorlar ki, "Ya İmam, bizim bir çocuğumuz oldu, nasıl yetiştirelim?" 

İmam Ali soruyor doğdu mu, doğacak mı? Yeni doğdu diyorlar. İmam Ali onlara cevaben çok geç kalmışsınız diyor.

İşte Z kuşağı da, çocuk anne karnındayken anne babanın teknoloji ile münasebetinden dolayı çok erken dönemlerde teknolojiyle tanışıyor. Sanki öğretilmiş gibi küçük yaşta birçok teknolojik aleti kullanıyor. 

Yine İmam Ali efendimize kulak verelim, "Çocuğunuzu kendi döneminizdeki gibi yetiştirmeye çalışmayın o sizden farklı bir dönemde doğabilir."

Z kuşağı da bizden farklı bir dönemde doğdu. Hız, teknoloji, yapay zekâ çağında artık ulaşım hızlı, iletişim hızlı, üretim hızlı, gençlerin dinlediği müzik hızlı kısacası her şey hızlı.

Bizim gençlik yıllarımızda teknoloji bu kadar hayatımıza hakim değildi. Üretimde de durum böyleydi. Teknoloji kullanımının daha az olduğu üretimin azlığına da yol açıyordu. Sanayide de, tarımda da durum böyleydi, aşçının yemek üretiminde de, terzinin kıyafet dikiminde de benzer durum söz konusuydu. 

İnsanların alım gücü olmasına rağmen üretim azlığından kaynaklanan sorunlar sebebiyle istenilen ürünlere ulaşmakta zorlanıyordunuz.

Bugün ise gelişen teknolojiyle beraber seri üretim devreye girdi. Bir zamanlar önceden sipariş verilerek gelmesi beklenen çamaşır makinesi, buzdolabı gibi ürünlere en ücra köşede hiç zorlanmadan ulaşabiliyorsunuz. Ayakkabı, kıyafet kısacası ihtiyacımız olan her şeyi dükkanlarda bulmak, vitrinlerde görmek sıradan bir durum.

Piyasada ihtiyacımız olup da bulamayacağımız bir şey yok. Olmayan tek şey alım gücü. Çünkü cebimizde paramız yok.

Z kuşağı olarak adlandırılan yeni nesil, yaşadığımız çağın getirdiği kolaylıklarla birlikte bilgiye çok rahat ulaşabiliyor. Öyle ki, internet ortamında 'omlet nasıl yapılır' araması yapsanız yüzlerce sayfa karşınıza çıkar.

Sözün özü şu; Z kuşağı ile ilgili konuşurken onları eleştirmek ve özellikle de 'biz çok yokluk gördük' gibi sözlerle geçmişini bilmeme edebiyatı yapmanın kimseye faydası yok. Onlar bizim geleceğimiz ve kabul edelim ki varlık çağında doğdular.

Maden çağı, teknoloji çağı, uzay çağı ve yapay zekâ çağında doğdular. Sürekli bu gençleri eleştirmek, sanki ekonomik rahatlık ölçüsüymüş gibi 'çıkar cep telefonunu' muhabbeti yapmak kimseye bir şey kazandırmıyor. 

Doğru olan dini, milli ve ahlaki değerlerimizi günümüz şartlarında en güzel şekilde verebilmek için gayret etmektir. Bunun yanı sıra da çağın gereklerini yerine getirebilecekleri imkânları sunmak ve hayallerini gerçekleştirebilecekleri ortamı önlerine koymak gerekiyor. 

O zaman Türk gençliği ürettiği teknolojik ürünleri, yapay zekâyı ve yaptığı cep telefonlarını sadece soran amcalara değil tüm dünyaya gösterecektir. 

Bu noktada da Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ne ihtiyacımız olduğu gerçeğini de hiçbir zaman unutmamak lazım.  

Günümüzde önemli olan bakış açısının yakalanması, gençlerimizin ve topyekûn insanımızın beklediği, hayal ettiği günleri yakalamak da ancak bugünün dilini bilen bir liderle mümkün olacaktır. 

Bu durum da kaçınılmaz olarak karşımıza genç kuşağın önemli ismi, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş'ı çıkarıyor. 

Takipte olmakta büyük fayda var.