Dünkü yazımızda Kutlu Doğum haftası etkinliklerinin ruh cihetinden çok tiyatro yönünün daha ağır bastığını yazmış bu konudaki tespitlerimizi aktarırken Mushaflar kurulundan bir hafız efendi ile aramızda geçen diyalogu aktarmaya devam edelim:Sayın üyenin konuşması benim kafamda bir anda, önceden yaşadığım ve fakat çözüm bulamadığım bir sorunu canlandırdı? Heyecanla yanına yaklaştım ve "sayın hocam madem ki Mushaflar Kurulu üyesisiniz sizinle yakından alakalı olduğu zannıyla sizlere bir maruzatımı aktarmak istiyorum. Son zamanlarda Kur'an mealleri üzerinde ciddi oyunlar oynanmaktadır. Her önüne gelen, ayetlere ideolojisi ekseninde yorumlar getiriyor, özellikle de Elmalılı Hamdi Yazır'ın meallerinde bazı ayetler aslından ve orijinalinden farklı yazılıyor. Orijinalliği ile oynanan bu eserler camilerimize hediye ediliyor ve raflar bu kitaplarla doludur. Bence bu çok ciddi bir tahribattır. Bir örnek vermek istiyorum; Elmalılı Hamdi Yazır meali sadeleştirmesi diye yazılan bu eserlerde 16. sure Nahl suresi 43. ayette "bilmediklerinizi zikir ehline sorunuz yerine "bilmediklerinizi Tevrat ve İncil alimlerine sorunuz" olarak değiştirilmiştir." deyince sayın üye bana; "biz meallerden değil, Arapça metin kısmından sorumluyuz. O bizim işimiz değil" dedi. Bende "sayın hocam bu çok ciddi bir tahribattır nasıl olurda Mushaflar kurulu bile bu konu hakkında bir fikir beyan edemez." dedim. Vesselam, ben dedim, ben dinledim...!Evet sayın üyenin dediği gibi bu görevlerinin dışına çıkan bir iş olabilir ama benim dikkat çekmek istediğim bu kurulun melalleri bırakın, kendilerine müracaat edilmeden basılan kitaplara bile müdahale yetkilerinin olmadığını öğrenince Dini konularda resmi işlerin bile ruh cihetinden ne kadar uzak olduğunu görüyoruz. Yetkilerden bu konuya sahip çıkmalarını canı gönülden istiyoruz. Şimdi tekrar Elmalılı Hamdi Yazır'ın melalleri üzerinde oynanan oyunlara gelelim. Madem önüne gelen meal yazabiliyor ve bunun hiçbir hukuki cezai müeyyidesi yok, o zaman her meal ya da tefsir yazan, kendi orijinal adını koymak yerine sadeleştirme yolunu neden takip ediyor?Bu işte iyi niyet aramak saflıktan öte bir işe yaramaz. Çünkü, madem adı sağlamlığa çıkan bir eser var o zaman yapılacak sinsi oyunlar onun üzerinden daha kolay yapılmaktadır. Sormak istiyorum Elmalılı Hamdi Yazırın'ın meal yada tefsirinin gerçek bir sahibi yok mu? Neden sadeleştirenlere, orijinalliğinin bozulmasına müsaade ediliyor.Allah'ın kitabı kimsenin tekelinde değil ve kimse de önüne geldiği gibi davranma yetkisine sahip değildir. Bu dünyada bilmem ama, ahrette hesabını çok çetin verirler. Yüce Peygamberimiz(sav) bu konuda çok ciddi bir uyarıda bulunmaktadır: "Kim kur'an hakkında kendi reyiyle konuşursa, cehennemdeki yerine hazırlansın." (Tirmizi)(Bu konuya yarın devam edelim ve kaynaklar üzerindeki tahribatı açıklamaya çalışalım inşallah?)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- ‘Bizi aldatan bizden değildir’ / 22.07.2025
- Allah tuzakları boşa çıkaracaktır / 21.07.2025
- Adalet herkese lazımdır / 20.07.2025
- Ahir zaman fitnesinden sâlih amelle kurtulursunuz / 19.07.2025
- Çok uyardık ama uyanış tam sağlanamadı -2- / 18.07.2025
- Çok uyardık ama uyanış tam sağlanamadı -1- / 17.07.2025
- 15 Temmuz, FETÖ ve Dinlerarası Diyalog / 16.07.2025
- FETÖ belasıyla bir ömür mücadele eden kahraman Prof. Dr. Haydar Baş’tır / 15.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -15- / 14.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -14- / 13.07.2025
- Allah tuzakları boşa çıkaracaktır / 21.07.2025
- Adalet herkese lazımdır / 20.07.2025
- Ahir zaman fitnesinden sâlih amelle kurtulursunuz / 19.07.2025
- Çok uyardık ama uyanış tam sağlanamadı -2- / 18.07.2025
- Çok uyardık ama uyanış tam sağlanamadı -1- / 17.07.2025
- 15 Temmuz, FETÖ ve Dinlerarası Diyalog / 16.07.2025
- FETÖ belasıyla bir ömür mücadele eden kahraman Prof. Dr. Haydar Baş’tır / 15.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -15- / 14.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -14- / 13.07.2025