Müslüman'a zillet yakışmaz

Son zamanlarda meydana gelen kanlı halk hareketlerine bakınız, dökülen her damla kan, Müslüman kanıdır. Yanan, Müslüman canıdır. Yağmalanan, Müslüman malıdır.
Buna karşılık; kâr eden, elini ovuşturup keyif çatan, kirli hesapları tıkır tıkır işleyen haçlı batıdır; İsrail'dir, İngiltere'dir, Amerika'dır; velhasıl sevinen topyekûn küfür milletidir.  ?Kimileri bunun adına halk hareketi desin; kimileri firavunların, kimileri nemrutların, kimileri zalimlerin düzenlerinin yıkıldığını, böylece özlenen özgürlüklerin elde edileceğini savuna dursun… Gözden kaçan en önemli şey dökülen kandır, o kanın da Müslüman kanı olduğudur.
Müslüman halkın, asırlardır sömürüle sömürüle damarlarında kalmayan kanının belki de son damlaları bu ayaklanmalarda dökülmektedir. Önce Irak da milyonlarca kirlenen namuslar Müslüman'ın, dökülen kanlar Müslüman'ın, verilen canlar Müslüman'ın idi…
Zamanla oynanan oyunda roller değişti. Sıra halk hareketlerine geldi. Önce Tunus, sonra Mısır, sonra Libya, şimdi Suriye, daha sonra sırada diğer Müslüman devletler var… Şunu asla aklınızdan çıkartmayın, sırada olan Türkiye'dir, Türk milletidir…
Şu günlerde Suriye de sokaklar kan gölüne dönmüş, kardeş kardeşi acımadan boğazlıyor, kurşuna diziyor, evini barkını bombalıyor, çoluk çocuk demeden acımadan öldürüyor. Sözüm ona bazı kendini bilemez kimseler taraf olmuş hangi iman, hangi vicdanla bilinmez, İsrail'le Amerika'yla aynı çizgide buluşmuş, akan kana kan katmakla meşgul oluyor.
Adına her ne kadar Arap baharı dense de oynan oyunlar açık ve net olarak BOP kapsamında 22 İslam ülkesinin liderlerinin ve rejimlerin değiştirilerek işgal edilme planıdır. Siyonist güçler bu sefer elini ateşe sokmadan maşa liderler, maşa halklar ve maşa devletler kullanmaktadır. Ne yazık ki hem de Müslümanların kendi içinden…
Cereyan eden bu olaylar kimin işine yarıyor ona bakmak lazımdır. Canı yanan kim? Yüzü gülen kim? Bunu anlamadan perdenin arkasını da göremez, aktörlere takılır, asıl suçluları gözden kaçırırsak, İslam âlemi bu ve benzeri oyunlara gelmeye devam edecek ve canı yanan, kanı dökülen, hep Müslümanlar olmaya devam edecektir.  Yaşanan olayların adına ne derseniz deyin, dünyadaki haçlı zihniyeti bıyık altından gülerek Müslümanların düştüğü durumu keyifle seyretmektedir. Dünyada bir Hıristiyan'ın kanı dökülse, ya da İslam coğrafyası dışında meydana gelen bir olay olsa; cümle papazlar, cümle hahamlar, bir araya gelir, hoşgörü ve diyalog havarisi kesilir, herkesi dünya insanlığı adına barış duası falan yapmaya çağırırlardı. Ama şimdi dökülen kanın Müslüman kanı olması nedeniyle haçlı batıdan barış ve dua tavsiyesinde bulunan yok...?Ey ehli vicdan, bu size bir şeyleri çağrıştırmıyor mu? Müslümanlar düştüğü durumun muhasebesini ne zaman yapacaklar? Bu rezil durum Müslüman'ın zillet halini göstermiyor mu? Hâlbuki Müslüman'a asla zillet yakışmaz.
Aziz mübarek Ramazan ayının son günlerinde bulunuyoruz. Bu vesile ile Müslümanlar kendini hakiki bir iman ve vicdan muhasebesine çekmek, fikriyle gönlüyle kimin safında yer aldığını tespit etmek ve gereğini yerine getirmek zorundadır.