"Müslüman'ı öldürmek kafir işidir"

Dün İngilizlerin bugünse ABD'nin başını çektiği emperyalist Batılı ülkelerin, İslam coğrafyası üzerinde "kaynakları sömürme" ve "vatan edinme" hedefi var.
Ama bu Batılı ülkeleri de İslam coğrafyasına çullandıran, saldırtan asıl irade, elbette ki Arz-ı Mevut ve Büyük İsrail ideali olan, İsrail'i kuran küresel iradelerdir. 
Bu iradelerin İslam coğrafyasındaki bu işgal emellerine ulaşabilmek için kullanmak istedikleri en önemli argüman ise "mezhep kavgası"dır.
1800'lü yıllarda İngilizler Şii-Sünni çatışması çıkartmak istediler, ajanlarını bunu provoke etsinler diye yönlendirdiler ama gerek Şii gerekse Sünni alimlerin bu tezgaha gelmemesi sebebiyle bunda muvaffak olamadılar. Bugün de ABD'nin en önemli hedefi budur. Çünkü Şii-Sünni çatışmasını çıkartabilirse bu lokal bir çatışma olmaz, tüm İslam coğrafyasına bir anda yayılan büyük bir yangına dönüşür.
Böyle bir durumda Batılı güçlerin ya da Büyük İsrail iradesinin işgal için asker göndermesine gerek kalmayacak, İslam coğrafyası zaten birbirini kıracak, onlar da oturup keyif içinde kadehlerini tokuşturacaklar. Bu fitne sebebiyle İslam ülkeleri, devlet olma vasıflarını kaybedecek, halkları birbirine düşman, birbiriyle çatışan, emperyal güçlerin, Büyük İsrail iradesinin rahatlıkla yutabileceği küçük lokmalar haline gelecek.
Bugün bu gerçekleri gören, bu noktada ikaz eden tek lider Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tır. BTP'nin 6. Olağan Kongresi'nde bu konuya yer veren Sayın Baş, Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında İslam dünyası ve Türkiye'de kurgulanan mezhep çatışmasına dikkat çekti. Ortadoğu'da başlayan oyunun ülkemizde de sahnelenmek istendiğini belirten Prof. Dr. Baş şu tespitlerde bulundu:
 "Mezhepleri ayrılık meselesi haline getirip milletleri kırdılar. Sakalıyla cübbesiyle -ben onların sakalına, cübbesine bir şey demiyorum- milletin huzuruna çıkıp 'Şiiler batıldadır, onları öldürmek caizdir' dediler? Arkadaşlar ülkemizde Alevi-Sünni, Caferi- Bektaşi kavgası çıkarmak isteyen cahil insanlar var."
Ve ardından Müslümanların bu tezgaha gelmemesi için şu ikazlarda bulundu:
"Allah'a ve peygamberi Hz. Muhammed Mustafa'ya (sav) inanan yani 'La ilahe illallah Muhammedü'r-Resulüllah' diyen her insan mümindir ve birbirinin kardeşidir. Kardeşin kardeşi katletmesi haramdır. Affı asla mümkün değildir. Hiçbir haklı sebep olmadan bir mü'min katleden ebediyen cehennemliktir."
Prof. Dr. Baş, bu ikazları yaparken bunların ayet ya da hadis olduğunu söylemedi ama hepsi ayet ve hadistir. Şimdi dilerseniz bu konudaki ayet ve hadisleri de sizlere aktaralım.
Enes bin. Malik (ra) rivayetiyle Resulüllah (s.a.v) şöyle buyurdular:
"Allah (c.c.), La ilahe illallah Muhammedü'r-Resulüllah'a samimi bir kalple şahitlik eden herkese cehennem ateşini haram kılar." (Buhari, Müslim) 
Bir mü'mine kafir diyen kendisi kafir olur. 
Resulüllah (s.a.v) şöyle buyurdu: "Bir adam din kardeşine 'Ey kafir' derse, bu söz ikisinden birine döner. Eğer böyle denilen kişi söylenildiği gibi ise söz doğrudur; yerini bulmuş olur. Aksi takdirde bu söz söyleyene geri döner." (Buhari, Edeb, 73; Müslim, İman, 111; Tirmizi, İman, 16)
Sakallı-cübbeli bir takım zevat Sünnilik kılıfıyla ne diyor, "Şii kafirdir" diyor. Peki, Şii Allah birdir ve Hz. Muhammed (s.a.v) O'nun kulu ve resulüdür demiyor mu? Diyor. Dolayısıyla Şiiler Müslüman'dır, mü'mindir. Bir Sünni kalkıp bir Şii'ye ya da Alevi'ye "kafir" derse Resulüllah'ın ifadesiyle kendisi kafirdir, Sünni olması onu kurtarmaz.
Hz. Peygamber, "Sünniler cennetliktir" demiyor, "Kelime-i Tevhid getiren cennetliktir" diyor. Sakal, cübbe de, yanmaz kefen de onu kurtarmaz.
Bir mü'mini öldüren de ebedi cehennemliktir, yani kafirdir. 
Cenab-ı Hak Kur'an-ı Kerim'inde, "Kim bir mü'mini kasten öldürürse onun cezası, içinde ebedi kalmak üzere gireceği cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlenmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır" (Nisan, 93) buyurmaktadır. İbn Abbas şöyle demiştir: "Bu ayette geçen kasten öldürmekten maksat, onun öldürülmesini helal kabul etmektir. Bu ise icma ile küfürdür." (el-Camiu li ahkami'l-Kur'an, 5/334)
Prof. Dr. Baş bu konuda "Müslüman'ı öldürmek kafir işidir" demiştir.
Aynı zamanda Müslüman'ın ölümüne fetva vermek de kafir işidir. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Bir adam bir Müslüman'ın ölümüne yarım kelimeyle yardım etse, kıyamette alnına şöyle yazılır: Bu adamın Allah'ın rahmetinden nasibi yoktur." (İbn mace, Diyat, 1)
Unutmayalım ki, Peygamberimizin ifadesiyle kişi cennete ibadetiyle değil, Allah'ın rahmetiyle girebilir. Peygamberimiz bunun için "Ben de dahil" demiştir. Yani Allah'ın rahmetinden nasibi olmayana "kafir" denir. Yine cübbesi, sakalı onu kurtaramaz.
İslam coğrafyası, çıkartılmak istenen fitne konusunda Prof. Dr. Baş'ın ayet ve hadislerle bizleri ayıktırmaya çalıştığı şekliyle bir tavır belirler, birlik ve beraberliğini muhafaza ederse ancak bu küresel işgalden kurtulabilir.