Atalar; "Zenginin malı, züğürdün çenesini yorar!" demişler! Züğürt olmadığımıza göre bize ne, elin zengininin malından?Atalar; "Çarşıda mum yokmuş! Körün de çok umurundaydı" demişler! Kör olmadığımıza, vakit gece olmadığına, bizim mahalleye karanlık asla gelemeyeceğine göre; bize ne çarşıdan, bize ne mumdan, bize ne karanlıktan?Hatta karanlıkta yitiği olanların "alayını", bizim mahallede aramaya davet ederiz, çünkü bizim mahallede günün her saati aydınlık ve bütün yitikler bizim mahallede bulunur!Atalar; "El için ağlayan gözden olur" demişler! Yabancı anlamındaki ele ağlamayacağımıza, ağlarsak devlet anlamındaki el (il)e ağlayacağımıza göre ve il de bizim olduğuna göre; bize ne elden, el için zırlayan işbirlikçiden? Sevdiği uğruna akıtılan gözyaşı, kan kadar kıymetli ve mukaddes sayıldığı için ?Allah ağlatmasın? gerekirse biz de ağlarız ama ağlamadan önce milleti ağlatanın anasını ağlatmak kayd?ı şartıyla!...Atalar; "El atına binen çabuk iner" demişler! At bizim ve her birimiz de anadan doğma süvari ve Türkoğlu Türk olduğumuz için, gerekirse seferde at sırtında uyuruz ama asla düşmeyiz! Usta süvariler olduğumuz için ve atımızın belindeki Türk olduğu için yükten saymayan atımız da atmaz bizi. Dolayısıyla bize ne elin atından, bize ne gösteriş için bindiği attan tepe?taklak düşenden?Atalar; "Fukaraya kış geliyor demişler, titremeye alışkınım demiş" demişler! Elhamdülillah fukara olmadığımıza, her mevsime göre tedbirimiz olduğuna göre ve "Ne de olsa kışın sonu bahardır" dediğimize göre; "Bize ne yazdan bahardan/Bize ne borandan kardan?" Her mevsim bizim mahallede, zevkle yaşanır bu yüzden; üşüyeni de, kış geliyor diye titremeye hazırlanan fukarayı da mahallemize davet ederiz bütün sehâvetimizle...Atalar; "Abanın kadri yağmurda bilinir" demişler! Taşın baş yaracağını, ateşin yakacağını, suyun boğacağını ve yağmurun ahmakları ıslatacağını bildiğimize göre, bizim mahallede camdan seyrederek; "Yağmurun sesine bak" şarkısı terennüm edilir... Bize ne yolunu bulmak için yağan yağmurda beraber ıslanan ahmak yalakalardan?Atalar; "Aç doymam, tok acıkmam sanır" demişler! Çok da doğru söylemişler ama bizim mahallede, nefsi terbiye "Cihâd?ı Ekber" sayıldığına; oburluk?pis boğalık olmadığı için diyet adıyla aç kalan olmadığına; her yılın mübarek bir ayında iftar sofrasının güzelliğini ve bereketini doyasıya yaşadığımıza göre; bize ne pisboğaz, obur toktan, bize ne gözü doymaz haris açtan?Atalar; "Aç esner, âşık gerinir" demişler! Bizim mahallede hedef seçilen, ülkü edinilen "Kâinat Türk devleti"nde, "Fakirlik suç sayılsın" hayalleri kurulduğu için; "Komşusu açken tok yatan bizden değildir" Peygamber (s.a.a.) öğretisi uygulandığı için açlıktan esneyen olamayacağına göre; vatanımızı, sınırlarımızı, Bayrağımızı, Bayrağımız gölgesinde kıyamete kadar inlemesini sağlamaya and içtiğimiz Ezan?ı Muhammedîyi her an müdafaa ve muhafaza kararlılığında ve her an müteyakkız olan Türkoğlu Türkler olduğumuza göre; bize ne esneyen açtan, başka mahallerde acından ağzı kokanlardan?Atalar; "Açık ağız, aç kalmaz" demişler! Bunu derken Hz. Peygamber (s.a.a.)'in; "Gerçek sadıklar olursanız, kuşlar gibi aç uçtuğunuz yuvanıza tok dönersiniz" öğüdünü tefsir etmişler. Sabah yuvasından aç uçan kuş, biraz sonra yuvada bıraktığı, ağzı açık yavruya yiyecekle döner. Bizim mahallede, bütün hayvanat ve nebatat dikkatle ve örnek almak için gözlemlendiğinden; ağzı açık yavrunun aç olduğu anlaşılır. Komşusu açken tok olan da bizden sayılamayacağına göre; ilk gören ?elinde avucunda neyi varsa? ağzı açığı doyurmak için vereceğine göre; bize ne yabanın ağzı açığından?Atalar; "Kör, değneğini beller" demişler. Bizim mahallede herkes gönül gözüyle gördüğü için kör de olmaz, kör değneği de! Bizim mahallede; herkesin hayâlinde aydınlık yarınlar vardır, karanlığın gecenin dibine gönderildiği Kâinat Türk Devleti vardır! Bizim mahallede her Türk oğlu Türk'ün dilinin virdi; "Ve tevekkel a'lAllah/Vekil olarak Allah yeter"dir ve her Türk oğlu Türk'e; "Gök çadırım, güneş bayrağım" öz güveni Kadim Atamız Mete Han'dan mirastır. Dolayısıyla bize ne yabanın köründen, yabanın körünün bellediği değneğinden?Atalar; "İt leşini gebertene sürütürler" demişler! Bizim mahallede; it sahibine sadıktır, sahibi de itine layıkıyla bakmakla mükelleftir! Bizim mahallede; yoldan geçene ürüyen itin sahibinin hatırına, ürümesi kaale alınmaz! Bizim mahallede; sahipsiz it olmadığı için gebertene sürükletilecek it leşi de görülmez. Dolayısıyla bize ne yaban illerinde gebertilen itten ve gebertene sürükletilecek leşten?Şimdi okuyan herkesin; "Bu mahalle nerede?" diye merakla sorduğunu, sorguladığını veya sormaya hazırlandığını hissediyorum! Merakta bırakmayayım! Şimdi herkes aynasına baksın, aynasındaki; "Ne mutlu Türk'üm diyene" diyorsa; yüksek sesle; "Varlığım Türk varlığına armağan olsun" diye haykırsın ve Vallahi o anda o da, bizim mahalledendir!Çünkü Bizim Mahalle Türk İlidir.Bizim mahallenin bütün sakinleri; ya Türkoğlu Türk'tür ya da; başlıysa baş eğmiş, dizliyse diz çökmüş, yasa ve töreye uymaya söz vermiş Türk Milleti mensûbudur.Bizim mahallede; dil Türkçedir, yaşayış Mütedeyyin Müslüman Türk'çe...Bizim mahallede; baş, başa bağlıdır, bütün başlar da BAŞ'a... Dolayısıyla yolcumuz asla yolunu kaybetmez; yol bilmezler asla kılavuz edilmez...Bizim mahallede herkes; Gönül Adam'ın önderliğinde Sevgi Seferi'nde olan Sevda Süvarileri'dir. Hedefi sevda, aracı sevgi olanların bulunduğu mahallede de sadece huzur vardır... Huzur isteyenler; gelsinler buyursunlar bizim mahalleye...Bizim Mahallede herkese yer var! Yerimiz de geniştir, gönlümüz de..."OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017