Mustafa Kemal Paşa'nın 24 Eylül 1917 tarihli raporu: Zata Mahsustur/Halep'ten/24.9.33 20/9/33 tarihli rapora zeyildir (bir konunun eki)1- Sina cephesinde icra olunacak hareket-i müstakillenin nasıl bir hareket olabileceğini bervech-i ati (aşağıda olduğu gibi) mütalaa ederim:Sina cephesinde elyevm (Bugün, hala) mevcut olan düşman kuvveti 10, 52, 53, 54, 60 ve 74.cü fırkalarla Fransız ve İtalyan kuvvetlerinden mürekkep(bileşik, bütün) bir fırka yedişer yüz tabur mevcutları ile cem'an(toplam) 60000 ve süvari kuvvetleri ile cem'an 70000 askerden ibarettir. Bizim bu cephede bulunan kuvvetlerimiz 3, 7, 16, 26, 27, 53, ve 54 üncü fırkalarla süvari fırkası ki en son kuvve-i umumiyelere nazaran ve cephede silah adedi ile değil, fakat bütün mevcutları ile 33000 askerden ibarettir ve kuvve-i ihtiyatiyemiz(yedek kuvvetlerimiz) olan Remle civarındaki 24 cü fırka ile 19 ve 50 ci fırkaların Halep'te mevcutları ve ikmal edilemeyeceği bildirilen 20 inci fırkanın İstanbul mevcudu ve 1800 piyadeden ibaret olan Alman kolunun kuvveti cem'an 30000 kişiden ibarettir. 59 cu fırkanın gayr-ı kabil-i istimal(kullanamama ihtimali) olduğu Karargâh-ı umumice malumdur. Kuvvay-ı ihtitimizin Sina'ya lâakal(en azından) yüzde otuz noksanı ile muvasalatı ve her ay Sina cephesinin bir fırka kuvvetinde zayiata mahkûm olması hakayik-i müspeteden (kanıtlanmış) olduğundan bütün kuvvay-i ihtiyatimiz cepheye iki ay sonra 20 000 mevcutla muvasalat(ulaşma) edebilecek. Bu günkü Sina kuvvetleri beşer binden on bin zayiat vererek 23 Bin kişiye mütenezzil (alçalan, layiksin bir işi işleyen) olacak. Yani 7 ve 8 ci ordular cem'an 43 bin asker kuvvetinde bulunacaktır. Düşmana yeni kuvvetler gelmediği halde ve biz bütün kuvvetlerimizi cem ettikten sonra aradaki nispet yetmişe karşı kırk üç bin askerdir. İki ay zarfında 70 binden düşmanın vereceği zayiat(Kayıp) pek uzun yürüyüş ve mütemadi(uzun süren) firar şeraitine maruz olmadığından ehemmiyetli değildir. Alman Garp Cephesi dâhil olduğu halde bütün cephelerde malzemece bize müteveffik (Üstün) olan düşmanın vesait-i nakliyece pek müsait bulunduğu Sina cephesinde bu gün ve atiyen bize tefevvuk-u (üste çıkma, üstün olma) kati bulunacağı aşikârdır(açıktır). Bu hesaba nazaran yeni ihtiyat kuvvetleri getirmediği halde 70 bin kişiye karşı istihsali(elde etme-Üretme) en büyük muvaffakiyet olan netice bir müdafaa-yı mutlakadan(kesin olmaktan) ibaret olabilir. Mesele muğlâk değildir. Halbuki düşmanın Mısır'da daha 64, 77, 78 inci fırkaları bulunmakta ve bir de Hint fırkası söylenmekte olduğu ve Sina cephesinde yeni bir fırkanın görüldüğü Dördüncü Ordunun Raporlarında vazıhdır(açık olan, belli). O halde Devlet-i Osmaniye elyevm toplayabildiği ve tahsis ettiği bütün kuvvetlerle Filistin'in müdafaasına koşmaktan başka ittihaz (kabul etme, kabullenme) edecek bir karara malik olmadığı gibi memleketin dahil ve haricindeki sair( dolaşan) iktisat edebileceği kuvvetleri de şimdiden bu cepheye yetiştirmek mecburiyetine maruzdur. Binaaleyh hareket-i müstakille tabiri gayr-i hakiki olup Eylül ayının bir iki günü için General Falkenhayn'ın efkarı muzmiresine(içinde gizliyene, belli etmeyene) setre(örtme-kapama) ittihaz (kabul etme kabullenme) bir lafızdan(ağızdan çıkan söz) ibarettir."Mustafa Kemal Paşa raporunun birinci kısmında belgelere dayanarak Osmanlı kuvvetleri ile İngiliz kuvvetlerini mukayese ederek, Baş Komutan Falkenhayn'ın saldırı planlarının gerçekçi olamayacağını anlatmaya çalışıyor."2-Sina cephesinin, peyder pey muvasalat(varma, ulaşma) edecek kıtaat ile beraber temin-i müdafaası nasıl mümkün olacağı hakkında buradan çok bir şey söylenemez. Burada görülen ihtiyaç, kuvvetlerin bir an evvel cenuba tahriki ve kuvvetlerin imkân-ı azamide mahfuz olarak isali(ulaşması) ve ağır top ve külliyetli cephanenin ve malzeme-i tahkimiyenin bila fasıla cem ve idrarı gibi mevad-ı umumiyeye münhasırdır. Cephede ise düşmanı müteakiben müstah zar mevazi zorlamaya ve yeni hazırlıklara ve çok zayiata mecbur edecek surette ihzarata lüzum-u acil vardır. Yani ihrazat-ı (kazanmanın)tedafüiye(tedavisi) arazi üzerinde mahallinde kararlaştırılabilir mevattan ibarettir. Peyder pey kuvvetlerin vurudu ile cereyan edecek bir muharebenin safahat-ı atiyesi evvelden tahmin edilemez. Şimdiye kadar bulunduğum vaziyetler sebebi ile kimse bu babta benim kadar bir tecrübe geçirmiş değildir. Gerek arıburnunda ve gerek Anafartalar'da doğrudan doğruya Osmanlı payitahtını bu sistemde, yani faik kuvvetlere karşı peyder pey muvasalat eden kuvvetlerin istimaliyle, müdafaa mecburiyetinde bulunmuş iki ordunun piştar Kolordusuna kumanda ederken dahi sevkulceyş yayılmasını bir düşmana karşı kendi ordumuzun tahaşşüdünü setre ve temin vazifesini ifa etmiş idim. "Mustafa Kemal Paşa, Sina cephesinde Falkenhayn'ın harekât planına göre peyderbey gelecek askeri birliklerle saldırılar yapılarak eritilmesine karşı, bütün birliklerin cephaneleri ile beraber taşınarak sağlam bir savunma yapılmasının uygun olacağını belirtiyor."
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011