Dinciler onu Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi olarak tanır fakat istiklal mücadelesindeki tutumlarını göz önünde tutmak gerekirse antiİslam ifadesi daha yerinde olur.
Memleketi ecnebilere peşkeş çeken Vahdettin döneminde Damar Ferit hükumetinin Şeyhülislamlığını yapmış ve Sevr anlaşmasının kabul görmesinden yanaydı.
İngiliz Muhipleri Cemiyeti'nin kurucularındandı.
İngiliz Muhipleri Cemiyeti'nin amacını öğrenmek istiyorsanız Mustafa Sabri'nin ölüm fetvası verdiği Mustafa Kemal'in Nutuk'unu okuyun.
Yozgat bölgesinde işgalci devletlerin baskısıyla yargılanan Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'in idam kararı için fetva verdi.
O kaymakam 14 Ekim 1922'de TBMM'de milli şehit ilan edilmiştir.
Mustafa Kemal ve arkadaşlarının bağımsızlık mücadelesine karşı İngilizlerle dostane ilişkiler kurulmasını destekleyen Mustafa Sabri ve onun gibi hain hocalar, mütareke basını adı altında, Türk milletinin vasıfsız olduğunu söyleyerek büyük devletlere karşı mücadele veremeyeceğinden İngilizlerin himayesine girmeyi aşılamıştır.
Bu doğrultuda ulusal direnişin merkezi olan Mustafa Kemal karşısında memlekette, camilerde karalama ve parçalama yarışına girmiştir.
Bu kampanyaya İstanbul ve Anadolu'da kendilerini mütareke basını olarak nitelendiren birçok gazete ve dergi katılmıştır.
Peyam-ı Sabah, Türkçe İstanbul, İrşat, Zafer bu gazetelerden bazılarının isimleri.
Mütareke basınını tanımak istiyorsanız attıkları manşetlerden örnekleri okuyun;
'İngiltere'ye olan sevgimize, Amerika'ya olan saygımız ket vurmaz'. (Türkçe İstanbul 16.12.1918)
'M. Kemal Samsun'a gidince birtakım örgütler kurmaya başlamış. Kışkırtıcı sözler söylemiş. Erzurum'da yaptığı kongre meşrutiyete başkaldırmadır.' (2.8.1919, 13.9.1919)
'İdam! İdam! İdam! Mustafa Kemal cezasını bulacak.' (Ali Kemal Payam, 25.4.1920)
'Padişaha sadakatle bağlı olan Anadolu halkı, Mustafa Kemal denilen şakiye haddini bildirecektir.' (20.4.1920 Peyam)
'İngilizleri bekliyoruz. Türkler kendi güçleriyle adam olamaz. İngilizler elimizden tutarak kurtulamaz. Azimli bir hükümet, Kuvayı Milliye adı altına sığınan bu haydutların kafasına neden bir yumruk indirmiyor?' (21.4.1919 ve 16.3.1920 Alemdar)
Mustafa Sabri'ye göre Mustafa Kemal'in tek amacı Sultan Osman Oğlunun makamına geçmekti.
25 Eylül 1919'da Kuvayi Milliye'yi de 'kudurmuş haydutlar' olarak ilan etti. 'Yunan ordusu halifenin ordusudur. Asıl kafası koparılacak mahlukat Mustafa Kemal'dir' şeklinde bildiri yayınlattı.
Mustafa Kemal hakkındaki ölüm fermanını 11 Nisan 1920'de bizzat kaleme alarak 'öldürülmesi caizdir hatta dini vazifedir' dedi ve bu ferman İngiliz ve diğer işgal güçlerinin uçaklarıyla dağıtıldı.
Milli mücadele kazanılınca İngilizlerin temin ettiği yük gemisiyle kaçarak Yunanistan'a sığındı.
Gümülcine'de basın patronu oldu.
'Yarın' adıyla gazete çıkardı ve o gazeteye 1927 yılında 'Türklükten istifa ediyorum. Tövbe yarabbi Türklüğüme, beni Türk milletiyle haşretme' şeklinde yazı yazarak Türkiye'nin Musul'dan hak iddia etmesinin gülünç olduğunu da yazdı.
Hilafetin tekrar kurulması için dönemin Papa'sı Pius'a mektup göndererek Vatikan'dan yardım istedi. Atatürk elden ayaktan düştüğü zamanlarda, 1938 Haziran'ında affedildi fakat yine Türkiye'ye dönmedi.
Mustafa Sabri'nin hayatı ne de çok fesli tarihçilere, iktidar yaltakçılarına benziyor değil mi?
İşte o dönemde asılan hocalar böyle vatan hainleriydi.
Nasıl ki Müslümanlık iddiasında bulunduğu halde Hz. Muhammed ve Ehl-i Beyt'ini sevmeyene münafık deniyorsa, ülkemi seviyorum iddiasında bulunup kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e düşmanlık edenler ya kör cahildir ya da kanı bozuk haindir.
Memleketi ecnebilere peşkeş çeken Vahdettin döneminde Damar Ferit hükumetinin Şeyhülislamlığını yapmış ve Sevr anlaşmasının kabul görmesinden yanaydı.
İngiliz Muhipleri Cemiyeti'nin kurucularındandı.
İngiliz Muhipleri Cemiyeti'nin amacını öğrenmek istiyorsanız Mustafa Sabri'nin ölüm fetvası verdiği Mustafa Kemal'in Nutuk'unu okuyun.
Yozgat bölgesinde işgalci devletlerin baskısıyla yargılanan Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'in idam kararı için fetva verdi.
O kaymakam 14 Ekim 1922'de TBMM'de milli şehit ilan edilmiştir.
Mustafa Kemal ve arkadaşlarının bağımsızlık mücadelesine karşı İngilizlerle dostane ilişkiler kurulmasını destekleyen Mustafa Sabri ve onun gibi hain hocalar, mütareke basını adı altında, Türk milletinin vasıfsız olduğunu söyleyerek büyük devletlere karşı mücadele veremeyeceğinden İngilizlerin himayesine girmeyi aşılamıştır.
Bu doğrultuda ulusal direnişin merkezi olan Mustafa Kemal karşısında memlekette, camilerde karalama ve parçalama yarışına girmiştir.
Bu kampanyaya İstanbul ve Anadolu'da kendilerini mütareke basını olarak nitelendiren birçok gazete ve dergi katılmıştır.
Peyam-ı Sabah, Türkçe İstanbul, İrşat, Zafer bu gazetelerden bazılarının isimleri.
Mütareke basınını tanımak istiyorsanız attıkları manşetlerden örnekleri okuyun;
'İngiltere'ye olan sevgimize, Amerika'ya olan saygımız ket vurmaz'. (Türkçe İstanbul 16.12.1918)
'M. Kemal Samsun'a gidince birtakım örgütler kurmaya başlamış. Kışkırtıcı sözler söylemiş. Erzurum'da yaptığı kongre meşrutiyete başkaldırmadır.' (2.8.1919, 13.9.1919)
'İdam! İdam! İdam! Mustafa Kemal cezasını bulacak.' (Ali Kemal Payam, 25.4.1920)
'Padişaha sadakatle bağlı olan Anadolu halkı, Mustafa Kemal denilen şakiye haddini bildirecektir.' (20.4.1920 Peyam)
'İngilizleri bekliyoruz. Türkler kendi güçleriyle adam olamaz. İngilizler elimizden tutarak kurtulamaz. Azimli bir hükümet, Kuvayı Milliye adı altına sığınan bu haydutların kafasına neden bir yumruk indirmiyor?' (21.4.1919 ve 16.3.1920 Alemdar)
Mustafa Sabri'ye göre Mustafa Kemal'in tek amacı Sultan Osman Oğlunun makamına geçmekti.
25 Eylül 1919'da Kuvayi Milliye'yi de 'kudurmuş haydutlar' olarak ilan etti. 'Yunan ordusu halifenin ordusudur. Asıl kafası koparılacak mahlukat Mustafa Kemal'dir' şeklinde bildiri yayınlattı.
Mustafa Kemal hakkındaki ölüm fermanını 11 Nisan 1920'de bizzat kaleme alarak 'öldürülmesi caizdir hatta dini vazifedir' dedi ve bu ferman İngiliz ve diğer işgal güçlerinin uçaklarıyla dağıtıldı.
Milli mücadele kazanılınca İngilizlerin temin ettiği yük gemisiyle kaçarak Yunanistan'a sığındı.
Gümülcine'de basın patronu oldu.
'Yarın' adıyla gazete çıkardı ve o gazeteye 1927 yılında 'Türklükten istifa ediyorum. Tövbe yarabbi Türklüğüme, beni Türk milletiyle haşretme' şeklinde yazı yazarak Türkiye'nin Musul'dan hak iddia etmesinin gülünç olduğunu da yazdı.
Hilafetin tekrar kurulması için dönemin Papa'sı Pius'a mektup göndererek Vatikan'dan yardım istedi. Atatürk elden ayaktan düştüğü zamanlarda, 1938 Haziran'ında affedildi fakat yine Türkiye'ye dönmedi.
Mustafa Sabri'nin hayatı ne de çok fesli tarihçilere, iktidar yaltakçılarına benziyor değil mi?
İşte o dönemde asılan hocalar böyle vatan hainleriydi.
Nasıl ki Müslümanlık iddiasında bulunduğu halde Hz. Muhammed ve Ehl-i Beyt'ini sevmeyene münafık deniyorsa, ülkemi seviyorum iddiasında bulunup kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e düşmanlık edenler ya kör cahildir ya da kanı bozuk haindir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Furkan Talay / diğer yazıları
- Atatürk’ün en büyük düşmanını açıklıyorum / 22.12.2020
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018