Musul da Barzani'ye hazırlanıyor

ABD'nin Irak'a kara harekatının başladığı 2003 yılında, Barzani'nin peşmergesi Kerkük'e girmişti.
O tarihten bugüne demografik yapı değiştirildi, tapu kayıtları yok edildi, Kerkük'ün yerlileri ya zorla göç ettirildi ya suikasta maruz kaldı, ya da asimile edilerek yok kabul edildi.
Kerkük İl Meclisi'ndeki üye dağılımı zaten bu demografik operasyonu resmi olarak göstermektedir.
İl Meclisi'nin 26'sı peşmerge, 9'u Türkmen ve de 6'sı Arap üyeden oluşuyor.
Asırlarca Türkmen şehri olarak bilinen Kerkük'ün İl Meclisi'nde Türkmenleri temsil eden sadece 9 üye var. Bilindiği gibi, bu üye sayısı nüfusa göre belirleniyor. Bu üye dağılımı 2003'ten bu yana yaşanan göçü gözler önüne seriyor.
Bu demografik operasyonla Kerkük sözde Kürdistan için hazırlandı, kıvama geldi. Şimdi peşmerge bayrakları dalgalanıyor, Barzani'nin bölgesine dahil olmak için referanduma hazırlanıyor. Kerkük hazır olmasaydı emin olun ki bu referandum kararını almazlardı.

Mesela Musul'da bugüne kadar hiç referandum kararı aldılar mı? Hayır. Çünkü Musul daha hazır değil. Musul'u Barzani'ye hazırlamak için önce Haziran 2014'te IŞİD buraya yerleşti. Ekim 2016'da bu yana da IŞİD'i buradan temizleme bahanesiyle Musul yerle bir ediliyor.
Bakın havadan ABD ve Kolaisyon güçleri, karadan da Barzani'nin peşmergesiyle yürütülen operasyonlar sonucunda Musul ne hale gelmiş, Musullu yetkililerin ifadelerinden öğrenelim.
Musul Belediye Başkanı Hüseyin Hacim, "Musul'un doğusunda kurumlara ait binaların yaklaşık yüzde 40'ı, vatandaşlara ait evlerin yüzde 30'u tahrip edildi. Musul'un batısında ise kurumlara ait binaların yaklaşık yüzde 60'ı, vatandaşlara ait evlerin yüzde 70'i yıkıldı" dedi.
Belediye Başkanı, operasyon sırasında yolların ve altyapının yüzde 90'ının yıkıldığını da sözlerine ekledi. Tabi operasyonlar başladığından bu yana 4000'e yakın Musullu'nun katledildiğini de tekrar hatırlatalım.
Musul IŞİD'den kurtarılıyor ama Musullular için değil, Barzani için? Kerkük'te statkondularla değiştirilen demografik yapı, Musul'da hava operasyonlarıyla hallediliyor.
Bir taşla iki kuş vuruluyor; hem terör bahanesiyle Musullular temizleniyor(!) hem de Barzani Musul'u kurtaran kahraman(!) olmaya hazırlanıyor. Kobani'de olduğu gibi?
Esasen tam anlamıyla "tavşan kaç tazı tut oyunu" sergileniyor. Önce terör yerleşiyor, sonra Barzani gelip terörü temizleyip kendisi yerleşiyor, ardından da ABD yerleşiyor.
Prof. Dr. Haydar Baş, yıllardır Büyük Ortadoğu Projesi'nin Büyük İsrail devleti projesi, hatta onun da ötesinde ABD'nin kendisine vatan açma projesi olduğunu vurguluyor.
Hatırlarsanız, Kobani sürecinde de Sayın Baş bu konuda birkaç yazı kaleme almış ve Kobani'de sergilenenin Büyük İsrail adımı olduğunu vurgulamıştı.
Onlarca ülkenin sözde mücadele edemediği IŞİD'i, Barzani Türkiye üzerinden soktuğu 200-300 kadar peşmergeyle geri püskürtmüş(!) ve Kobani'yi kurtaran kahraman(!) oluvermişti.
Peki, Kobani'nin bugünkü halini hiç merak ediyor musunuz?
İngiliz Times gazetesinin haberine göre, sadece geçtiğimiz Mart ayında, Kobani'ye en az 150 Amerikan kargo uçağı iniş yaptı. ABD, Kobani'de tam fonksiyonel bir hava üssü inşa etti. Yani Barzani terörden temizliyor, sonra ABD'ye devrediyor.
ABD'nin vatan projesinde dönüşenler dönüşüyor, dönüşmeyenler ise terörle terbiye ediliyor, yine dönüşmezse, bir uçtan giriliyor, diğer uçtan çıkılıyor, yerle bir ediliyor, Musul örneğinde olduğu gibi?
Ve maalesef Sayın Baş'ın uyardığı gibi, asıl hedef Türkiye?
Ayıkmazsak, aynı kader Türkiye'yi de bekliyor.
Türk milleti maalesef pek ayıkacağa da benzemiyor.
Sizce Musul yöntemi mi uygulanır, yoksa Kerkük yöntemi mi?
Bence, her ikisi de uygulanacak.