logo
19 MART 2024

Nasipli insanın babası

30.09.2004 00:00:00
Meltem TV ekranlarından tanıdığınız Hattat Recep Şahin'in babasının cenaze namazı vesilesiyle Trabzon'dayım.

Evladı bir "besmele" ezberlediği için cehennemden kurtulduğu rivayet edilen bir babayı, oğlu, binlerce insanın Kur'an-ı Kerim'i okumasına sebep olan bir insanı, Recep beyin babasını mukayese edin.

Ve Recep beye bu, her insana nasip olmayan emsalsiz imkanı sağlayan çok muhterem Prof. Dr. Haydar Baş hocamın da nice güzelliklere vesile olduğunu bir kere daha düşünün.

Hani hadis-i şerifte vardı ya, "kişi dostunun dini üzeredir", dostlarımızı iyi seçersek, o dostlar, bize, hem yaşarken, hem son nefeste, hem de öte alemin geçiş kapısı olan kabirden başlayan ebedi yolculukta yardımcı olurlar.

Bu vesileyle değerli dostum Recep beyin babasına Allah'tan rahmet, tüm Şahin ailesine sabırlar niyaz ederim.



Cemal Aktan/Haberx'den İlker Kuran kotardı, ben de size sunayım dedim.

Bakın tarihte neler oldu?

İşte olay.

Anlatılanlar hayrete şayân ama maalesef gerçek....

Oksijen değil, yılan deliği...

Osmanlı idaresi sırasında bir "Aynaroz vergisi" vardı. Halkidikya

Yarımadasındaki manastırlara ait olan çiftliklerin âşarına karşılık alınan, yıllık imtiyazlı bir vergi idi bu. Bu imtiyaz, I.Murad'ın verdiği, II.

Selim'in de onayladığı bir imtiyazdı.

Şimdi bu da nereden çıktı demeyiniz? İlginç bir konu.

En azından "Tarihin bir tekerrür" olduğunu ispat etmesi bakımından ilginç.

Aynaroz, bugün siyasi bakımdan Yunanistan'a, kilise hukuku açısından ise İstanbul Patrikliği'ne bağlı, özerk bir cumhuriyet.

Hikâyemize başlayabiliriz artık.

Yıl 1878'dir.

Osmanlı, en zor günlerini yaşamaktadır.

Silah altında 600 bin asker dört bir yanda savaşmakta, Ruslarla yapılan savaşlarda sürekli mağlubiyetler alınmaktadır. Askerin mühimmat, gıda ve diğer harcamaları için Birinci Mebusan Meclisi sürekli devletin istediği ödenekleri tartışmaktadır. Devletin beyni olan İstanbul'da bile sokaklar aç, salgın hastalıkların pençesinde kıvranan mültecilerle doludur. Anadolu ise gerçekten karnı sırtına yapışmış insanların yurdu haline gelmiştir.

İşte bu ortamda Hıristiyanlar, özellikle de Ortodokslar için kutsal olan Aynaroz, Osmanlı'yı sırtından ve bağrından hançerleyen Ruslarla işbirliği içerisindedir. Ruslar ise kendilerini Aynaroz'daki Ortadokslar'ın hamisi görmektedir.

Böyle bir ortamda Meclisi Mebusan'ın gündeminde, "Aynaroz'a gönderilecek has un ve peksimet meselesi" vardır. Encümenin layihası, "Aynaroz'a has un ve peksimetin İzmir ve Midilli'den gönderilmesi" yönündedir.

Mazbata meclise sunulunca Sivas Mebusu söz alır:

"- Bu Aynaroz meselesi de devletin başına gaile oldu. Harp içinde halkın ekmeğini bulamaz ve İstanbul ile cümle muhitteki vilayetler muhacir kafileleri ile dolu iken, Papazların has ununu düşünmek reva mıdır? Bu adamlar Devleti Aliyye'nin tebası ise, cümlemiz gibi mahrumiyete katlansınlar, yok değil iseler, her kimin emeline hizmet ediyorlarsa ol taraf kendilerine has un ve beyaz peksimet göndersin..."

Evet, o gün; Osmanlı'ya saldıran Ruslarla işbirliği içerisindeki Aynaroz papazlarına Osmanlı Meclisi nasıl has un ve beyaz ekmek gönderirim diye çırpınmakta ise...

Bugün de, devlet içinde devlet kurmak isteyen ve bir özerk cumhuriyet olarak dini bakımdan kendisine bağlı Aynaroz gibi Türkiye aleyhindeki odaklarla işbirliği halinde olan İstanbul Fener Rum Partikhanesi mutlu olsun diye, TBMM, Heybeliada Ruhban Okulu'nu açabilmenin yollarını bulmak için çırpınıyor...

Oysa Türkiye'de okulsuz milyonlarca öğrenci var...

İşsizlik, bıçak kemiğe dayandı dedirtecek boyutlarda.

Nüfusun ekseriyeti yokluk, hatta açlık sınırında...

1878'de İstanbul sokaklarını dolduran mültecilerden çok Anyaroz papazlarına ilgi gösterilmesi gibi bugün de Türk'ün derdine deva olacak insanlara değil, Türkiye'yi her gittiği yerde şikâyet eden patrik Bartholomeos'a ilgi gösteriliyor.

Mesela, Kars'ta yatırımını büyütmek için Erdoğan'la beş dakika görüşmek isteyen bir işadamı bunu başaramıyor. Bir yıl önce gazeteye ilân vererek görüşme talebinin basın yoluyla Erdoğan'a ulaşmasını sağlıyor. Ama yine kabul edilmiyor. Bir yıl sonra yine gazetelere ilan verip yalvarıyor.

Başbakanım ne olur bana beş dakika ayır, yatırım yapacağım, üretim yapacağım diyor.

Ama ses yok.

Oysa Patrik Ankara'ya geldiğinde kendisini Bakanlar karşılıyor, Başbakanla istediği zaman görüşebiliyor.

Osmanlı, Aynaroz kadılarına beyaz un ve peksimet yedirdiği halde dağılmaktan kurtulamadı. Patrik'e gösterilen kolaylık ve sağlanan imkânlar, ekonomik ve siyasi bakımdan boğulmakta olan Türkiye'ye AB'nin bir oksijen sağlaması içinyapılıyor olabilir.

Oysa bu delikler, oksijen değil, yılan delikleridir.

Ve o deliklerden aynı yılan Türk'ü ısırıp duruyor.

Ne var ki bugün 1878'deki Meclis'te olduğu gibi bir milletvekili çıkıp, "Nedir bu patrikten çektiğimiz. Biz ne halde isek o da o halde yaşamayı kabul etmeli. Aksi takdirde kimin kılıcını sallıyorsa onun toprağına defolup gitmelidir" demiyor, diyemiyor.

Bir şey daha, evet, acı bir şey daha...

1878'de halk hasta ve açken Aynaroz papazlarına beyaz un ve peksimet teminine karşı çıkan Sivas mebusu, bir Ermeni idi.

Bugün Bartholomeos için 1878'deki Ermeni kadar sesini yükseltecek AKP'li bir Türk milletvekili arıyoruz...

Bize emanet edilen Türkiye Cumhuriyeti'ni yaşatmak için buna mecburuz.
 
Müslim Karabacak / diğer yazıları
MOSSAD Başkanı ve HAMAS lideri masada
Esir takası müzakereleri başladı
Filistinlilerin arazisine mahkeme el koydu
Gasp devam ediyor
Para sayılan ofisin sahibi avukatın ifadesi
'3 saat boyunca para getirdiler'
İsrail'den Refah'ta yeni katliam
En az 14 Filistinli öldürüldü
Rize'de il müdürünü görevden aldı
Erdoğan'dan yeni atamalar
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
8 yılda çıkan yerli sermaye 600 milyar dolar
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
Kaftancıoğlu da ifadeye çağrıldı
İki şüphelinin ifadesi ortaya çıktı
Erdoğan 4. Kolordu Komutanlığı'nda konuştu
Irak ve Suriye mesajı
Utan dünya!
Bombalardan kurtulanlar açlıktan ölüyor
Ali Koç'tan tarihi çıkış
'Gerekirse bir alt lige düşeceğiz'
TİP adaylığını çektiğini duyurmuştu
Ses kayıtları yayınlandı
İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi
'Para sayma' soruşturması sürüyor
Makas açılınca, Altınok için sahaya indi
Mansur Yavaş'ı hedef aldı
'Darende'ye hizmet için yola çıktık'
BTP'den Darende'de büyük miting
MOSSAD Başkanı ve HAMAS lideri masada
Esir takası müzakereleri başladı
Filistinlilerin arazisine mahkeme el koydu
Gasp devam ediyor
Para sayılan ofisin sahibi avukatın ifadesi
'3 saat boyunca para getirdiler'
İsrail'den Refah'ta yeni katliam
En az 14 Filistinli öldürüldü
Rize'de il müdürünü görevden aldı
Erdoğan'dan yeni atamalar
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
8 yılda çıkan yerli sermaye 600 milyar dolar
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
Kaftancıoğlu da ifadeye çağrıldı
İki şüphelinin ifadesi ortaya çıktı
Erdoğan 4. Kolordu Komutanlığı'nda konuştu
Irak ve Suriye mesajı
Utan dünya!
Bombalardan kurtulanlar açlıktan ölüyor
Ali Koç'tan tarihi çıkış
'Gerekirse bir alt lige düşeceğiz'
TİP adaylığını çektiğini duyurmuştu
Ses kayıtları yayınlandı
İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi
'Para sayma' soruşturması sürüyor
Makas açılınca, Altınok için sahaya indi
Mansur Yavaş'ı hedef aldı
'Darende'ye hizmet için yola çıktık'
BTP'den Darende'de büyük miting
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.