NATO Zirvesi: Beyin ölümü ispatı

3-4 Aralık tarihlerinde İngiltere'nin başkenti Londra'da gerçekleşen NATO zirvesi, Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un "NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti" ifadelerini ispatlar mahiyette gerçekleşti ve neticelendi. Zirveyi değerlendiren Batılı basın organları Zirve'de yaşanan gerilimleri manşetlere taşıdılar. Bazı örnekleri aktaralım:

The Washington Post: Önceki gün "Trump, dengesiz hareketlerini dünya sahnesine götürdü" başlığını kullandı, dün ise "NATO zirvesi, liderlerin çekiştirme görüntülerinin ardından Trump'ın Trudeau'ya 'iki yüzlü' demesiyle bitti" manşetini attı.

Wall Street Journal: "Liderlerin dedikodu videosunun ortaya çıkmasıyla, ABD Başkanı Donald Trump NATO zirvesinden ayrılıyor" başlığını kullandı.

The Guardian: "Trump, müttefiklerinin alay etmesi üzerine NATO görüşmelerinden ayrılıyor" başlığını kullandı.

The Independent: "Trump NATO zirvesinde nasıl sinir krizi geçirdi?" manşetini kullandı.

İngiliz Evening Standard gazetesi: Trump'ı çekiştiren Macron, Trudeau ve Boris Johnson'ın fotoğrafını manşete koyarak üzerine "Şaka senin hakkında, Donald" dedi.

Daily Telegraph: Zirveye iki tam sayfa ayırdı. Haberde, dünya liderlerinin Trump ile alay ettiğini, bunun videosunun yayılmasının ardından Trump'ın İngiltere'yi planlanandan erken terk ettiğini yazdı.

The Times gazetesi: Zirveyi, "Liderlerin gülerken görülmesinin ardından Trump NATO toplantısını terk etti" başlığıyla anlattı.

Financial Times gazetesi: Birinci sayfasında "Araları açıldı: Anlaşmazlıklar NATO zirvesinin tadını kaçırdı" başlığını kullandı.

Amerikan New York Times gazetesi: Avrupa siyasetinin değişen çehresinin Trump açısından da dengeleri alt üst ettiğini kaydetti. Haberde, "Fransa'nın hırslı Cumhurbaşkanı Macron, Almanya'nın topal ördek Başbakanı Merkel ve İngiltere'nin Brexit yanlısı Başbakanı Johnson, Trump'ın Avrupa'yla ilişkilerinin matematiğini değiştiriyor" denildi.

Buna örnek olarak da Avrupa siyasetinde şimdilik Merkel'in yerini aldığı ifade edilen Macron'un, ABD liderinin karşısına Avrupa'daki bir numaralı hasmı olarak çıkması gösterildi.

Batı basınında da açıkça ifade edildiği gibi NATO'nun lokomotifi diyebileceğimiz ülkeler arasında çok ciddi çekişmeler ve anlaşmazlıklar var ve bu tüm dünyanın gözleri önünde karşılıklı hakaretlere ve restlere kadar gidiyor.

Bir NATO üyesi lideri, "NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti" diyor, diğer NATO üyesi lideri ise "Asıl senin beyin ölümün gerçekleşti" diye cevap veriyor.

Biri diğerine "çenesi düşük" diyor, o da ona "ikiyüzlü" diye cevap veriyor.

NATO'nun en önemli ülkelerinin liderleri olan Fransa Cumhurbaşkanı Macron, İngiltere Başbakanı Johnson ve Kanada Başbakanı Trudeau kulis yapıp ABD'nin Başkanı'nın arkasından verip veriştiriyorlar, ardından alay edip gülüşüyorlar ve bu basına yansıyor.

ABD Başkanı Trump ise sinir krizleri geçirip yapmayı planladığı ve ilan ettiği basın toplantısını bile iptal ederek Zirve'yi apar topar terk ediyor. 

İşte size NATO Zirvesi'nin özeti…

Zirve midir, zırva mıdır belli değil…

Kendileri adına tek olumlu adım, bu kadar ayrılığa rağmen Baltık Planı'na onay vermeleri gibi gözüküyor.

Ama şu bir gerçek ki, uygulanması mümkün olmayan bir plan konusunda dostlar alışverişte görsün misali mutabık kalmak bir başarı mıdır?

Bir başarı olmadığını zaten çok kısa zaman sonra pratik olarak göreceğiz.

İşin garip tarafı, uyguladıkları ekonomik sistem çökmüş, paraları dünya parası olma özelliğini kaybetmiş, askeri harcamalar için bile para toplayamayan, her biri ekonomik kriz içinde olan NATO ülkeleri, Çin'i engelleme ve Rusya ile mücadele kararı alıyorlar.

Zirvenin sonuç bildirgesi olan Londra Deklarasyonu'nda, ilk defa Çin'in yükselen gücüne değinilerek "Çin'in artan nüfuzu ve uluslararası politikalarının ortaya çıkardığı fırsat ve sınamaları ittifak olarak birlikte ele almalıyız" vurgusuna yer verildi.

Peki, NATO mevcut durumuyla Çin ile böyle mücadeleye girebilir mi, Baltık Planı'yla Rusya'nın önünü kesebilir mi? Elbette ki hayır…

NATO üyelerinin tamamına yakınının hem Rusya hem de Çin ile çok yakın ilişkileri var. 

Avrupa ülkeleri, başta doğalgaz olmak üzere enerji tedariki konusunda Rusya'ya bağımlılar ve ABD bugüne kadar buna bir alternatif üretemedi, üretmesi de mümkün değil… Çünkü dünyanın hammadde ve enerji kaynaklarının yüzde 70'i BRICS devletlerine ait…

Yine Avrupa ülkelerinin tamamı Çin'in organize ettiği modern İpek Yolu projesine hem destek veriyorlar hem de projenin içindeler…

Hatta Avrupa ülkeleri ABD'nin İran petrolleri konusundaki yaptırımlarını delmek için ABD'nin SWIFT sistemine alternatif INSTEX adında yeni bir transfer sistemi kurdular.

Batı cenahında bunlar yaşanırken, Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni ve bu eşsiz Modelin Milli Paralarla Ticaret formülünü 2005 yılından bu yana uygulayan başta Çin ve Rusya olmak üzere BRICS devletleri dünyanın yeni denge merkezi oldular.

Askeri güçle, sömürüyle, baskıyla değil, barışla, karşılıklı çıkarları koruyarak, ticari ilişkilerle, kazan-kazan formülüyle…

Gücünü sömürgeci mantıktan alan Batılı ülkelerin, ismi NATO olsun, başka bir şey olsun, bu barışçıl ve insan merkezli yükselişe yapabilecekleri hiçbir şey yoktur.

İşte bu sebeple NATO'nun hard diski error vermiştir ve beyin ölümü gerçekleşmiştir.

Şimdi de dünyayı sömüremedikleri için birbirlerine saldırıyorlar.