NATO'nun beklenen zirvesi 14 Haziran'da Brüksel'de gerçekleşti. Türkiye'yi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın temsil ettiği zirvenin sonuç bildirgesinde Türkiye'ye yönelik dikkat çekici mesajlar bulunuyor.
S-400'lerden vazgeç çağrısı
Zirvenin ardından yayımlanan bildiride, "Suriye'den Türkiye'yi vurabilecek veya tehdit edebilecek füze atışlarına karşı müteyakkız olmaya devam ediyoruz. Türkiye için güvenlik tedbirlerine katkılarımızı artırdık. Bunun tam olarak uygulanmasına bağlılığımız sürmektedir" ifadeleri yer aldı.
Bildiride yer verilen bu ifadeler 'Türkiye'ye S-400'lerden vazgeç' anlamına geliyor.
Zira Türkiye, Rusya'dan S-400 sistemlerini Suriye'den atılan füzelere karşı savunmasını güçlendirmek için satın aldığını açıklamıştı.
NATO bildirisindeki ifadelerle Türkiye'ye bir nevi güvenlik garantisi verilerek S-400'lerin Türkiye'deki varlığının en önemli gerekçelerinden biri –kâğıt üstünde de olsa- ortadan kaldırılmış oluyor. Dolayısıyla NATO'nun bu bildirisiyle Türkiye'nin Ankara'da tuttuğu S-400'leri hangardan çıkarmak daha da zorlaşmış oldu.
Rusya ve Çin hasım ülkeler vurgusu
NATO liderler zirvesinin bildirisinde aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 30 üye ülkenin 2030 Stratejik Konsepti'ni kabul ettiği belirtildi.
Nedir bu 2030 Stratejik Konsepti?
Bu konsept, Rusya'yı 'ana hasım', Çin'i ise 'doğrudan askeri tehdit' olarak niteliyor.
Bu bağlamda NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, müttefiklerin Rusya ve Çin'e karşı birlikte hareket etme konusunda fikir birliğine vardıklarını belirterek, "Rusya ile ilişkimiz Soğuk Savaş'tan sonraki en düşük seviyesinde. Moskova'nın agresif eylemleri güvenliğimizi tehdit ediyor" açıklamasında bulundu.
Altını çizdiğim bu ifadeler ve açıklamalardan sonra, NATO'nun 'en tehlikeli düşman' olarak nitelediği Rusya'nın S-400 sitemlerine sahip olduğu için Türkiye'nin durumu daha da kritik bir vaziyet almıştır.
Bu NATO zirvesinin S-400'leri kullanma konusunda Türkiye'nin elinin kolunun bağlanması için yapıldı dersek yanılmış olmayız.
Türkiye şimdi ne yapacak?
Türkiye'de hükümet her ne kadar S-400'ler konusunda anı tutuma devam ediyormuş gibi görünse de kritik bir dönemeçte bulunuyor. Ya binlerce kez 'S-400 konusu kapanmıştır, geri adım yok' diyen siyasiler sözlerinin arkasında durarak her bağımsız devletin yapacağını yapıp, S-400'leri aktif hale getirecek, ya da NATO'nun efendisi ABD'ye boyun eğip S-400'leri çürümeye terk edecektir.
Umarım bağımsızlığın gereği yapılır, ancak Türkiye'yi başta ekonomi olmak üzere hemen her alanda Batı sistemine bağımlı hale getirmiş bir hükümetin, S-400'ler konusunda iç politikada imajını kurtaracak bir formül bulduğunda geçmişteki sözlerinden yan çizmekte bir an dahi tereddüt etmeyeceğinden eminim.
'Avrupa'yı sığınmacılardan koru' mesajı
NATO bildirisinde Türkiye'ye yönelik bir başka mesaj da sığınmacılarla ilgiliydi.
Anlaşıldığı kadarıyla Avrupa ülkelerinin isteğiyle bildiride milyonlarca Suriyeliye ev sahipliği yapan Türkiye'nin sırtının sıvazlanması da ihmal edilmedi.
NATO bildirisindeki, "Müttefikimiz Türkiye'ye milyonlarca Suriyeliye ev sahipliği yaptığı için takdirlerimizi yineliyoruz" cümlesi gerçekte, 'Avrupa Birliği için mültecileri kendi ülkende barındırmaya devam etmelisin' anlamını içeriyordu.
Bu zirvede verilen ince ayarla Türkiye'nin uzunca bir zaman daha başta Suriyeli olmak üzere Avrupa'ya geçmek isteyen milyonlarca mülteci ve sığınmacının gelip yığıldığı ülke olması durumunun devamının sağlanması amaçlanıyor.
Afganistan sorunu Türkiye'nin kucağında
NATO Zirvesi'nin bildirgesinde Türkiye'yi yakından ilgilendiren bir diğer konu da Afganistan oldu. Taliban'la yapılan anlaşma gereği yakında ülkeden ayrılması gereken NATO askerleri, tamamen ülkeden elini eteğini çekmek istemiyor. Bu bağlamda her zaman olduğu topun ucuna Türk askeri konuluyor.
Plana göre NATO Afganistan'da şu dört şekilde varlığını devam ettirecek: "Afgan güvenlik güçlerine para desteği verilecek. Afgan askerine ülke dışında eğitimler verilecek. NATO'ya bağlı siviller danışmanlık yapmaya devam edecek. Kabil Havalimanı ve diğer bazı altyapıların güvenliği sağlanacak."
Bu noktada Kabil Havaalanı gibi kritik noktaların korunması işi Türkiye'ye ihale edilmek isteniyor.
Ancak Taliban'ın buna karşı olduğunu net bir şekilde ortaya koydu ve NATO kapsamında ülkede bulunan Türk askerinin de çekilmesi gerektiği mesajı verildi. Çekilme sonrası ülkede kalan tüm askeri unsurların 'düşman' sayılacağı Taliban tarafından geçtiğimiz günlerde Reuters'a açıklanmıştı.
NATO, Taliban'ı yenmek hedefiyle Afganistan'a gelmişti. Ancak gelinen noktada yenilen taraf NATO oldu.
Şimdi NATO'nun bıraktığı enkazın sorumluluğu omuzlarına yıkılmak istenen Türkiye, Afganistan'da asker bulundurursa Taliban'la da karşı karşıya gelmiş olacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Milli Savunma Bakanı Akar'ın yaptığı açıklamalar Türkiye'nin bu talebe sıcak baktığını gösteriyor. Ancak NATO'ya yaranmak için Türk askerinin böyle bir riske atılmasının sorumluluğu ağır olacaktır.
Türkiye ister S-400 ister sığınmacılar ve Afganistan olsun tüm konularda çıkarları neyi gerektiriyorsa o adımı atmalıdır.
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023