2009 senesi resmi verilerine göre, AKP iktidarı döneminde boşanmalar yüzde 24, evlenmeler de yüzde 16 artmış durumda.
İntihar edenlerin oranı yüzde 52 artarken, Güneydoğu’da bu rakam yüzde 88’e yükseliyor.
TÜİK verilerine göre, 2008 senesinde 99 bin 663 aile dağılmış, bu rakam 2010’da 115 bini aşmıştır. Enteresan olan boşanmalarda eskiden ayrılan, eşler çocukların velayetini almak için uğraşırken şimdi çocuklarını karşı tarafa bırakmak için mücadele ediyor.
Ailelerin parçalandığı ülkemizde hayat kadını olarak fişlenmiş pek çok ev kadını da ayrı bir yara...
Aile yapısının bozulduğu, ahlaki yozlaşmanın had safhada yaşandığı ülkemizde, cinnet toplumu haline de getirildik.
Elbette ki, insanımızın bu noktaya taşınmasında işsizliğin etkisi çok büyüktür. Zaten intihar oranlarının Güneydoğu’da neredeyse yüzde 90’lara ulaşması da bunun ispatıdır.
İşsizlik YÜİK verilerine göre Eylül 2011için yüzde 8.8 olarak açıklanırken, sendikaların açıkladığı oran yüzde 24-25 civarında. Üstelik bu rakama ayda 200-300 lira kazananlar dahi çalışıyor gözükerek ulaşılıyor.
2012 senesinden itibaren hiçbir sosyal güvencesi de kalmayan insanımızın, prim ödeyemezse hasta olmaya da hakkı kalmadı.
Türk toplumunun geldiği nokta hiç de iç açıcı değil.
Akşam evine dönerken bir ekmek götüremeyen insanımız nasıl ev geçindirecek ki? Hanımının, çocuklarının temel ihtiyaçlarını dahi karşılamayan bir baba bunu erkeklik gururuna yedirebilir mi?
Etrafında bu örnekleri gören gençlerimiz yuva kurmaya cesaret edebilir mi?
Ya da hiçbir işi veya sosyal güvencesi olmayan milyonlar yaşayabilmek için ahlaksız ve kanun dışı yolları tek kurtuluş olarak mı görmeli?
Sosyal Devlet işte burada devreye giriyor. Anayasasında sosyal devlet olarak tanımlanan bir ülkede yaşanan bu tablo yazılanlar ile yapılanların birbirinin tersi olduğunu gösteriyor.
Oysa Bağımsız Türkiye Partisi’nin parti programına aldığı, Prof. Dr. Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Modeli’nde yer alan Sosyal Devlet projeleri gerçek sosyal devletin örneklerini veriyor.
Sosyal devlet, kişilere devlet imkanlarından eşit yararlanma imkanı vermesinin yanında; hayatlarını idame ettirecek gelir düzeyini de temin ediyor.
Devletin sağlık hizmetlerini bedava sunması, vatandaşın barınmasına destek olması da sosyal devlet anlayışıdır.
BTP’nin sosyal devlet anlayışında Milli Ekonomi Modeli’nde yer alan sosyal devlet projeleri uygulanıyor.
Her Türk vatandaşına “vatandaşlık maaşı” verilmesi, ev hanımlarının işçi statüsünde emekli edilmesi, emeklilerin maaşlarından yapılan kesintilerin maaşlara ilave edilmesi, gençlere faizsiz uzun vadeli evlenme kredisi verilmesi, doğum yapan her anneye doğum yardımı yapılması, kimsesiz yaşlılara maaş bağlanması; şehit yakınları, dul, yetim ve özürlülere devletin sahip çıkması, lise mezunlarının sınavsız üniversiteye alınması, üniversite harçlarının kaldırılması, geliri belli bir miktarın altındaki kesimden vergi alınmaması, evi olmayanlara 10-20 yıl vadeli, faizsiz kredi ile konut sahibi olama hakkı verilmesi, çiftçiden vergi alınmaması ve emeklilik hakkı tanınması, tarım kesimine avans verilmesi, nakliyecilere faizsiz uzun vadeli kredi verilmesi, sanayiciye faizsiz uzun vadeli kredi verilmesi de sosyal bir devletin temini için hazırlanmış projeler olarak BTP’nin parti programında yer alıyor.
Türk toplumunun kaybettiği maddi ve manevi değerleri tekrar kazanması ve huzura ve refaha kavuşması da BTP’nin sosyal devlet projelerinin hayata geçirilmesine bağlı gözüküyor.
İntihar edenlerin oranı yüzde 52 artarken, Güneydoğu’da bu rakam yüzde 88’e yükseliyor.
TÜİK verilerine göre, 2008 senesinde 99 bin 663 aile dağılmış, bu rakam 2010’da 115 bini aşmıştır. Enteresan olan boşanmalarda eskiden ayrılan, eşler çocukların velayetini almak için uğraşırken şimdi çocuklarını karşı tarafa bırakmak için mücadele ediyor.
Ailelerin parçalandığı ülkemizde hayat kadını olarak fişlenmiş pek çok ev kadını da ayrı bir yara...
Aile yapısının bozulduğu, ahlaki yozlaşmanın had safhada yaşandığı ülkemizde, cinnet toplumu haline de getirildik.
Elbette ki, insanımızın bu noktaya taşınmasında işsizliğin etkisi çok büyüktür. Zaten intihar oranlarının Güneydoğu’da neredeyse yüzde 90’lara ulaşması da bunun ispatıdır.
İşsizlik YÜİK verilerine göre Eylül 2011için yüzde 8.8 olarak açıklanırken, sendikaların açıkladığı oran yüzde 24-25 civarında. Üstelik bu rakama ayda 200-300 lira kazananlar dahi çalışıyor gözükerek ulaşılıyor.
2012 senesinden itibaren hiçbir sosyal güvencesi de kalmayan insanımızın, prim ödeyemezse hasta olmaya da hakkı kalmadı.
Türk toplumunun geldiği nokta hiç de iç açıcı değil.
Akşam evine dönerken bir ekmek götüremeyen insanımız nasıl ev geçindirecek ki? Hanımının, çocuklarının temel ihtiyaçlarını dahi karşılamayan bir baba bunu erkeklik gururuna yedirebilir mi?
Etrafında bu örnekleri gören gençlerimiz yuva kurmaya cesaret edebilir mi?
Ya da hiçbir işi veya sosyal güvencesi olmayan milyonlar yaşayabilmek için ahlaksız ve kanun dışı yolları tek kurtuluş olarak mı görmeli?
Sosyal Devlet işte burada devreye giriyor. Anayasasında sosyal devlet olarak tanımlanan bir ülkede yaşanan bu tablo yazılanlar ile yapılanların birbirinin tersi olduğunu gösteriyor.
Oysa Bağımsız Türkiye Partisi’nin parti programına aldığı, Prof. Dr. Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Modeli’nde yer alan Sosyal Devlet projeleri gerçek sosyal devletin örneklerini veriyor.
Sosyal devlet, kişilere devlet imkanlarından eşit yararlanma imkanı vermesinin yanında; hayatlarını idame ettirecek gelir düzeyini de temin ediyor.
Devletin sağlık hizmetlerini bedava sunması, vatandaşın barınmasına destek olması da sosyal devlet anlayışıdır.
BTP’nin sosyal devlet anlayışında Milli Ekonomi Modeli’nde yer alan sosyal devlet projeleri uygulanıyor.
Her Türk vatandaşına “vatandaşlık maaşı” verilmesi, ev hanımlarının işçi statüsünde emekli edilmesi, emeklilerin maaşlarından yapılan kesintilerin maaşlara ilave edilmesi, gençlere faizsiz uzun vadeli evlenme kredisi verilmesi, doğum yapan her anneye doğum yardımı yapılması, kimsesiz yaşlılara maaş bağlanması; şehit yakınları, dul, yetim ve özürlülere devletin sahip çıkması, lise mezunlarının sınavsız üniversiteye alınması, üniversite harçlarının kaldırılması, geliri belli bir miktarın altındaki kesimden vergi alınmaması, evi olmayanlara 10-20 yıl vadeli, faizsiz kredi ile konut sahibi olama hakkı verilmesi, çiftçiden vergi alınmaması ve emeklilik hakkı tanınması, tarım kesimine avans verilmesi, nakliyecilere faizsiz uzun vadeli kredi verilmesi, sanayiciye faizsiz uzun vadeli kredi verilmesi de sosyal bir devletin temini için hazırlanmış projeler olarak BTP’nin parti programında yer alıyor.
Türk toplumunun kaybettiği maddi ve manevi değerleri tekrar kazanması ve huzura ve refaha kavuşması da BTP’nin sosyal devlet projelerinin hayata geçirilmesine bağlı gözüküyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018