Türk siyasetinin Batı'dan akıl alan yönünü her zaman eleştiriyoruz. Batı'ya ram olan, kendine ait politikaları çoktan yitirmiş anlayış bizleri bugünkü uçurum noktasına getirdi. Özellikle Ortadoğu siyasetinde Sünni dünyanın başı olmayı bırakıp tıpkı bir Haçlı gibi davranmaya başladığımızdan beri esasen Müslüman dünya da sırtını döndü bizlere? Bir düşünün, Müslüman Suriye'ye saldıranların en ön safında yer almaya çalışan ülkemize; ılımlı muhalif denilenlere sınırlarını açan Türkiye'ye, aynı akıbetle karşılaşırsa kim sahip çıkacak? Benzer ikazları Sayın Baş, yıllardır yapıyor. Hatta bu gazetede, "ABD yakında Suriye ile arayı düzeltecek, olan Türkiye'ye olacak" mahiyetinde bundan iki sene evvel kaleme aldığı makalesi Suriye Devlet Televizyonu'nda okunmuştu. Hakikaten olan Türkiye'ye olacak. Her defasında yalanlanan beyanlara rağmen, Batı'dan medet uman yaklaşımımızı hiç değiştirmemek nasıl bir mantık, anlamak mümkün değil. "Müslüman aynı delikten iki kere ısırılmaz buyuruyor" hadiste Allah Resulü (sav)? Öyleyse bu nasıl Müslümanlık? Barzani'nin güçlerini 29 Ekim'de yani Cumhuriyet Bayramı'nda sınırlarımızdan Kobani'ye geçirerek bir manada PYD'ye destek olan hükümet, şimdi onu vurmaya kalkıyor. Oysa 2014 senesinde "PYD'yi meşru kabul ediyoruz" diyen bizim siyasetimiz değil miydi? Stratejik ortak ABD, "PYD'yi vururuz" çıkışımıza, PYD'ye 50 ton silah yollayarak bizi susturuyor. ABD'li yetkililerin IŞİD'e karşı İncirlik'ten bir hava saldırısı olmadığı şeklindeki beyanları düşünüldüğünde akıllara üsler acaba birilerinin işini kolaylaştırmak için mi açıldı sorusunu getirmiyor mu? Sayın Davutoğlu, IŞİD ile aramızda 360 derece fark var derken bunu mu kast etti acaba? ABD ile güvenli bölge konusunda anlaşamayan Türk Hükümeti kabul etmese de, ABD beyanlarına göre güvenli bölgeye PYD güçleri yerleşecek. BTP Lideri Sayın Baş'ın altını çizdiği gibi Büyük İsrail'e giden yolda Barzani güçlerinin bu bölgeye yerleşmesi ve Kürdistan'ı kurması şart. Yaşanan gelişmeler de buna işaret ediyor. Hiçbir şeyden anlamayan ve maalesef ülkeyi adeta freni patlamış bir araba misali tam gaz uçuruma sürükleyen zihniyeti sorgulamanın vakti 1 Kasım'dır. Batı için Müslüman olduğumuz gerçeği asla unutmayacağı bir vasıfken bizler Hıristiyan dünya için her şeyi göze alıyoruz. Lütfen bu sefer olayları doğru okuyan tek liderin Sayın Baş'ın yanında yer alalım. ABD'nin, İsrail'in sözcülerine değil de, Türk'ü Kürt'le kardeş yapan, bizim yanımızda olana oy verelim. Hepsinden önemlisi, "Bu vatan bizimdir, bizim kalacaktır" diyerek siyaset sahnesinde parlayan Sayın Baş'ı destekleyelim. Gidecek ikinci bir vatanımız, bize Sayın Baş'tan başka sahip çıkan var mı?
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018