Ne oldu da

Tam 101 gündür IŞİD'in elinde tutsak olan 49 kişilik konsolosluk personelimiz sonunda yurda döndü. Olayı ilk Başbakan Ahmet Davutoğlu twitter hesabı üzerinden duyurdu. İlk teşekkürü de bu süreçte vakur duruşunu bozmayan ailelere idi. Sağ salim dönmüş olmaları tabii ki sevindirici bir olay. Ancak burada sorulması gereken bazı sorular olduğunu düşünüyoruz. Öncelikle hiçbirinin zarar görmemesine Türk Halkı olarak elbette ki mutlu olduk. Ama IŞİD gibi canice insan öldüren bir de o anları videoya çekip yayınlayan ve bununla gurur duyan bir örgüt Türkiye Cumhuriyeti Devleti gibi sürekli eylemler yapmakla tehdit ettiği bir ülkenin konsolosluk personelini 101 gün boyunca niye sadece tutsak olarak tuttu? Amacı neydi? Daha da önemlisi şimdi niye bıraktı? Böyle yapmasını kim söyledi? Başka bir ilginç durum da bu 49 kişinin ailesi nasıl oldu da 101 gün boyunca bu kadar metanetle ve vakurla bekleyebildiler? Daha önce alıkonulan kamyon şoförlerinin ailelerini hatırlayınca insan hayret ediyor. Hiçbirini ne bir gazetede ne de bir televizyon kanalında veryansın ederken, ağlarken ya da 'Nerde bu devlet, nerde bu hükümet? Bulun onları!' falan diye bir tepki verirlerken görmedik. Şahsen benim ailemden birinin başına böyle bir şey gelse ne kadar sabırlı olabilirim bilemiyorum. Özellikle sosyal medyada çok farklı yorumlar yapılıyor. Amerika'nın Türkiye'yi IŞİD'e yönelik operasyon yapmaya zorladığını artık sağır sultan duydu. Bu vatandaşlarımız oradayken operasyonun kamuoyunda hoş görülmeyeceği o yüzden şu an ülkemize dönmelerinin sağlandığı söylentiler arasında. Başka bir söylenti de halk nezdinde bu operasyonun destek bulması için Amerika'nın 30 kadar IŞİD militanını farklı yollardan ülkemize soktuğu ve önümüzdeki günlerde değişik yerlerde terörist eylemler yapacakları yönünde. Böylelikle askerimiz operasyon yapmaya mecbur kalmış olacak ve vatandaşımız da bunu normal karşılayacak.Rivayetlerden hangileri doğrudur, hangileri değildir bilinmez ama bu bölgede büyük oyunların döndüğü muhakkak. Bizi pek güzel günlerin beklemediği de ortada. Umarız karar merciindekiler yanlış yapmazlar. Aksi takdirde kendimizi bir anda çok farklı bir konumda bulabiliriz. Allah (c.c.) muhafaza eylesin.