logo
06 EKİM 2025


Nefs medeniyeti ve kalp medeniyeti

06.01.2025 00:00:00

Ulus kavramının birçok farklı tanımı bulunmakla birlikte, onu en genel ifadeyle "kendi tarihsel vatanında yaşayan, ortak bir tarihe, ortak bir kamu kültürüne, ortak ata mitlerine, ortak semboller, gelenek ve göreneklere sahip ve aynı zamanda bir ulus olarak öz-farkındalık sergileyerek siyasallaşmış olan topluluk olarak tanımlayabiliriz.

Ulus; sadece kâğıt üzerinde, somut bazı nitelikler çerçevesinde, tek tip bir ölçütle tanımlanabilen bir büyük grup değildir.

Ne dil, ne din, ne coğrafya, ne etnik özellikler bir halk topluluğunu ulus yapmak için yeterlidir.

Zira ulus, özü itibariyle duygusal bir özdeşleşme; bütünleşmedir; 'biz'lik halinin bütün somut ve soyut benzerliklerin ve aynı zamanda da farklılıkların üzerinde bir yerde konumlandırılmasıdır.

Ulus olmanın temel prensibi "biz" olarak hissetmek ve bizden olmayanları belirleyebilmektir.

Toplumun bütün birikimlerinin, kurumlarının temel gayesi özellikle aileler, insanlarına biz "bilincini" kazandırmak olmalıdır. Eğer bu biz bilinci bir topluma öğretilemezse o toplumun sağlam bir temel üzerinde oturduğunu söyleyemeyiz.

Bir toplumun temel birikimleri olan, dili, dini, tarih bilgisinin varmak istediği nihai amacı insanlarını biz şuuruna kavuşturmak olmalıdır. Biz olma duygusu öyle bir mayadır ki bir ulusun yüzlerce yıl var olmasının teminatıdır.

Kültür bir toplumu diğer toplumlardan ayıran en önemli unsurdur. Musikisi, folkloru, destanları, mimarisi, gastronomisi, vs. ile bir millet ötekisinden ayrılır. Bu özelliklerini bir toplum ne kadar çok içselleştirirse, benimserse, özleşirse ulus olma kimliğini o kadar çok kuvvetlendirir.

Kendi kültürünü içselleştirmiş "biz" duygusuna kavuşmuş toplumlar dış dünyaya karşı dirençli olurlar.

Şu bir gerçek ki bir toplumun her zaman yabancı kültürlerle karşılaşması kaçınılmazdır. Bu karşılaşmalarda "biz" duygusuna sahip, dirençli güçlü toplumlar, olumlu alışverişlerde ve sentezlerde bulunarak daha da gelişebilirler. Ancak toplum dirençsiz ise yıkılma, sarsılma sürecine de girebilir. Kültürün insanları bir arada tutmak gibi bir fonksiyonu vardır. Ancak hariçten gelenlere karşı bir direnç gösteremiyorsa, varlığını koruyamıyorsa, çözülmeye yok olmaya mahkûmdur.

Her ulus yaşadığı topraklara kültürünün özelliklerini nakşeder. Aradan asırlar geçse bile, bir medeniyet toprak altına da girse, arkeolojik kazılarla elde edilen bulgular sayesinde o medeniyet, o ulus tanımlanır.

Ama varlığını devam ettiremeyen, tarih sahnesinden çekilmiş, yenilmiş bir milletin kalıntıları olarak kayıtlara düşer. 

Ebediyen dünya sahnesinde kalmanın, bu toprakları gelecek nesillere bırakmanın tek yolu birlik ve beraberliğimizi koruyarak, Hünkâr Hacı Bektaş'ı Velinin yaptığı gibi "biz" olmayı sağlamaktır.

Bunun yoluda bizi biz yapan milli ve manevi değerleri hem akıllara hem de kalplere işlemekten geçiyor. İşte o zaman boyun büken, dik duramayan, hemen dönüşen, kimliğini kaybeden değil; dönüştüren, mayalayan bir medeniyet bir ulus inşaa etmiş oluruz. 

Mevlana, bir gün bir sohbetinde; "Müminler ölmezler, belki bir evden öteki eve taşınırlar" dediğinde, toplantıda bulunan birisi: 'Yaradan, Her nefis ölümü tadıcıdır buyuruyor' diye itiraz eder.

Bunun üzerine Mevlana: Evet, fakat yaradan her nefis, diyor; her kalp demiyor. Sen insanların kalbinde öylesine bir yer edin ki, ölmeyesin der. 

Milletimizin kalbine milli ve manevi değerleri inşaa edersek ebediyen var oluruz, yok olmayız, ölmeyiz. Ancak insanlarımızı, gençlerimizi heva ve heves çizgisinde tutar sadece nefislerine hitap edersek, hayatın gayesinin nefsin tatmin edilmesidir şeklinde bir rota çizersek; "Her nefis ölümü tadacaktır" gerçeğini, Allah korusun ulus bazında yaşayabiliriz.

Kalbe imza atan medeniyetler, adaletle var olmaya çalışan medeniyetler, ölmez, yok olmaz. Çünkü " Ölen hayvan imiş âşıklar ölmez," sözünde ki güzelliğin, ebediliğin sırrı, bu aşkı yaşamaktadır.  Bu aşkı da kalp ayağıyla yürümesini bilenler yaşar ve yaşatır. Bu bir nebevi mayadır, ebedilik, insanlığın kurtuluşu da bu maya ile mayalanmakla mümkündür.

Her değerimizi kalp boyutuyla içselleştirerek insanımıza, doya doya yaşatırsak "biz" oluruz, bir bilek bir yürek oluruz, ebediyen var oluruz.     

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Ergül Güner / diğer yazıları
Hamas heyeti Mısır'a ulaştı
Müzakereler dolaylı yürütülecek
Trump'tan müzakere açıklaması: 'İşe yaradı'
Türkiye'den bahsetmedi
Onlarca aktivist hala İsrail'in elinde
170 kişi daha serbest bırakılmayı bekliyor
'Silah deposuna döndü'
Tatar'dan Rum kesimi uyarısı
Fenerbahçe Samsunspor'a da takıldı
Maça hakem kararları damga vurdu
BTP seferberlik başlattı
Geleceği Savunmak programları her yerde
ABD'de bir yargıç Trump'a 'dur' dedi
Ulusal Muhafız görevlendiremeyecek
7 ülkeden ortak açıklama
Plana ve Hamas'ın yanıtına destek
İran'dan dikkat çeken karar
İran riyalinden 4 sıfır atılacak
Gürcistan'da darbe girişimi
Başbakan Kobakhidze 'darbeyi önledik' dedi
Atatürk İstanbul'un 2. Fatihi
6 Ekim 1923'te İngiliz işgali sona erdi
8 suçlu Türkiye'ye getirildi
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Gürcistan'da halk, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na girmeye kalkıştı
Eski Cumhurbaşkanı Saakaşvili muhalifleri protestoya çağırmıştı
ABD’den ‘saldırıları durdurun’ çağrıları yapılırken
İsrail, gece boyu Gazze’yi bombalamayı sürdürdü
Galatasaray 10 kişi ile kazanmak için her şeyi yaptı
Beşiktaş 11 kişi ile kazanmak için hiç bir şey yapmadı
Hamas heyeti Mısır'a ulaştı
Müzakereler dolaylı yürütülecek
Trump'tan müzakere açıklaması: 'İşe yaradı'
Türkiye'den bahsetmedi
Onlarca aktivist hala İsrail'in elinde
170 kişi daha serbest bırakılmayı bekliyor
'Silah deposuna döndü'
Tatar'dan Rum kesimi uyarısı
Fenerbahçe Samsunspor'a da takıldı
Maça hakem kararları damga vurdu
BTP seferberlik başlattı
Geleceği Savunmak programları her yerde
ABD'de bir yargıç Trump'a 'dur' dedi
Ulusal Muhafız görevlendiremeyecek
7 ülkeden ortak açıklama
Plana ve Hamas'ın yanıtına destek
İran'dan dikkat çeken karar
İran riyalinden 4 sıfır atılacak
Gürcistan'da darbe girişimi
Başbakan Kobakhidze 'darbeyi önledik' dedi
Atatürk İstanbul'un 2. Fatihi
6 Ekim 1923'te İngiliz işgali sona erdi
8 suçlu Türkiye'ye getirildi
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Gürcistan'da halk, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na girmeye kalkıştı
Eski Cumhurbaşkanı Saakaşvili muhalifleri protestoya çağırmıştı
ABD’den ‘saldırıları durdurun’ çağrıları yapılırken
İsrail, gece boyu Gazze’yi bombalamayı sürdürdü
Galatasaray 10 kişi ile kazanmak için her şeyi yaptı
Beşiktaş 11 kişi ile kazanmak için hiç bir şey yapmadı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.