Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) ümmetine olan düşkünlüğü ayet-i kerimelerde, hadis-i şeriflerde vurgulanarak anlatılır.Tevbe Suresi 128. ayet-i kerimede şöyle buyrulur: "Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.''Burada "Harîsun'' (size çok düşkün) kelimesi ile ümmetine tutkun, sevdalı, açık kalpli? Olduğuna vurgu yapılır. O, ümmetine öyle düşkün ki: Daha doğduğunda ümmetim dedi. Hayatı boyunca ümmetim dedi. Bir gün, O'nun (s.a.v.), ümmeti hakkında sızlamasına Cenab-ı Hak Cebrail-i göndermiş ve "Ümmeti hakkında Onu razı edeceğiz'' diyerek teselli edilmiştir.Vefat anında "Ümmetim ve namaz''demiştir. Mirac'a çıktığında ümmetim demiştir. Süleyman Çelebi mevlidinde şöyle anlatır:"Ol zaif ümmetlerin hali ne ola Hazretine nice anlar yol bula
Gece gündüz işleri isyan kamu Korkarım ki yerleri ola tamu
Ya İlahi hazretinden hacetim Bu durur kim olan makbul ümmetim
Hak Tealadan erişti bir nida Ya Muhammed ben sanâ kıldım ata Ümmetini sanâ verdim ey Habib Cennetimi anlara kıldım nasib."
Sevgili Peygamberimizin bu sevdasını yine nakış nakış işleyen Hak adamlarından Muhammed-i Bican da, Muhammediye isimli eserinde şöyle diyor:
"Yapışa pes arşa İbrahim ü Musa korkudanHem yapışa arşa Îsa korkudan ey şehriyar (Ulu kişi)
Unuta İbrahim anda oğlu İsmailiniKardeşi Hârun'u Mûsa, Meryem'i Îsa ey yâr
İdeler (diyeler) Ya Rabbi nefsi nefsi bize kıl medetAncak ânı isteriz ki bizi kılma şermesâr (Utandırma)
Cümle nefsi nefsi deyu yalvarıcak TanrıyaPes Muhammed Mustafa bu resme ide (eder) i'tizâr
Kim gerekmez nefsi ya rab dilerven (dilerim) ümmetimBunları eyle selâmat ver necat ey bir u bar (yaratıcı Rabbim)
Nefsini kurban idiser ümmetîçün ol kerimCanını îşâr idiser Rabbine kılup nisâr(Canını verir ve feda eder)."
Hep ümmetini düşündü. Ümmetine çok düşkün Peygamber? Öyle ki onların yanlışlarını, onların akıbetlerini düşündükçe ve gördükçe endişeye kapıldı? "Benim şefaatim ümmetimin büyük günah işleyenlerinedir'' buyurdu. Bu öyle bir sevdadır ki ceza içerisine duçar olanlara bile Cenab-ı hakkın izni ile şefaat edecektir. Ümmetine bu kadar düşkün olan Peygamberin (s.a.v.) Ümmeti de öylesine düşkün ve vefalıdır. Günahtan kaçınan, sünnet-i seniyyeye harfiyen uymaya çalışandır. Yazımı Süleyman Çelebi'nin sözü ile tamamlayayım: "Ümmetin olduğumuz devlet yeterHizmetin kıldığımız izzet yeter."
Mustafa Sabri / diğer yazıları
- Ramazanlaşmak / 17.07.2012
- III. Balkan Savaşı mı? / 28.05.2012
- Mihrabiyelerimiz; zikirden bir demet / 01.03.2012
- Ali Hoca’nın ardından / 25.02.2012
- "Türkiye Uyan!" / 31.01.2012
- Suriye Noel hediyesi olmayacak / 21.12.2011
- 9. Cüz'ü okurken, Suriye'yi düşündü? / 09.12.2011
- Şu idrake bakın / 01.11.2011
- Musiki ve hafızlarımız / 22.10.2011
- Ashâb-ı Hicr: Körlüğü seçen kavim / 10.10.2011
- III. Balkan Savaşı mı? / 28.05.2012
- Mihrabiyelerimiz; zikirden bir demet / 01.03.2012
- Ali Hoca’nın ardından / 25.02.2012
- "Türkiye Uyan!" / 31.01.2012
- Suriye Noel hediyesi olmayacak / 21.12.2011
- 9. Cüz'ü okurken, Suriye'yi düşündü? / 09.12.2011
- Şu idrake bakın / 01.11.2011
- Musiki ve hafızlarımız / 22.10.2011
- Ashâb-ı Hicr: Körlüğü seçen kavim / 10.10.2011