Nobel Ekonomi Ödülü'ne değer kazandırmak

Alfred Nobel'in ismini taşıyan ve 1901 yılından beri verilen ödüllere, 1969 yılında İsveç Ulusal Bankası tarafından 'Ekonomi Ödülü' de eklendi. Ekonomi bilimi, sosyal bilimler arasında Nobel ödülü verilen tek alandır. Ancak şu gerçeği gözden uzak tutmamak gerekir: Ekonomi bilimi, sosyal bilimden uzaklaştırılıp, matematik kisvesine sokulduktan sonra Nobel ödüllerine dâhil edilmiştir. Daha doğrusu ekonomi bilimi, bilim olmaktan çıkarıldı, ideolojiye dönüştürüldü. Bunu örtmek ve söz konusu ideolojiye saygınlık kazandırmak için böyle bir kurnazlık düşünüldü. Onun için Nobel Ekonomi Ödülü, genellikle matematik eğilimleri ağır basan ve matematiği sıklıkla kullanan ekonomistlere verilmektedir. Ekonomi biliminin matematikleştirilmesi konusunda P.B.Smit ve M.M. Neef, ortaklaşa yazdıkları 'Ekonominin Gerçek Yüzü' adlı kitaplarında şöyle derler: "1969 yılında İsveç Ulusal Bankası tarafından başlatılan ve her yıl sahiplerini bulan (ölmüş olduğu için itiraz edemeyen) Alfred Nobel'in isminin verildiği 'en iyi' ekonomist (ler) ödülü bu yönde atılan büyük bir adımdır. Ödül sahiplerinin isimleri gerçek Nobel ödüllerinde olduğu gibi Nobel'i ölüm yıldönümünde ilân edilmektedir. Aynı yıl içinde ekonomik 'doğruları' birbirine tamamen zıt iki kişinin ödüllendirilmesinde hiçbir engel görülmemekte, ödül kazananlardan bazılarının yasalar karşısında suç işlemiş kimseler oldukları ortaya çıkınca banka hiçbir utanç göstermemektedir." (s.40-41). Böyle davranmak bir sahtekârlık mıdır? Evet, düpedüz sahtekârlıktır. "Ekonomide sahtekârlık o kadar ileri gitmiş ki, ekonomistlerin çoğu ekonominin bir sosyal bilim olduğunu bile reddetmektedir." (A.g.e.s.80).Nobel Ekonomi Ödülü'nün iki zıt düşünceyi savunan kişilere aynı yıl içinde paylaştırılması, ödülün ciddiye alınmayacağının, en önemli göstergesidir. Bu yıl da ona benzer bir durum cereyan etti. Nobel Ekonomi Ödülü, farklı kutuplarda yer alan üç ekonomiste paylaştırıldı. Ekonomistler, varlık fiyatlarının anlaşılmasına yaptıkları katkılarından dolayı ödüle lâyık görüldüler. Yaptıkları neymiş? Açlığa, işsizliğe, gelir dağılımındaki adaletsizliğe çare mi bulmuşlar?  Hayır, bir şeyin anlaşılmasına katkı sağlamışlar. Bunun için bu kadar tantanaya ve ödüle ne gerek var? Neo-liberaller için çok gerek var, çünkü başka türlü insanları aldatmaları mümkün olamaz. "Neo-liberal ideoloji çok güzel beyin yıkar. Zenginler için bu faaliyet adeta Tanrı'nın bir lütfü olarak algılanıyor? Neo-liberal ideoloji zenginlere kalkan olur, zenginliklerinin güvende olmasını sağlar. Peki, ya yoksullar? Onların artık bir ideolojisi de kalmadı. Neo-liberal yıkama beyinleri boşalttı." (Bkz. Jean, Ziegler, Dünyanın Yeni Sahipleri, s.256).Nobel Ekonomi Ödülü'nün verilmesinde dikkat çeken bir başka nokta da şudur: Bugüne kadar verilen ödüllerin çoğu ABD'li bilim adamlarına verilmiştir. Bu yıl da, geçen yıl da öyle oldu. İnsanın aklını şu sorular geliyor:  ABD'li bilim adamları, sürekli Nobel Ekonomi Ödülü'nü alıyor da neden, ABD halkını yoksulluktan, evsizlikten, kısacası sefaletten kurtaramıyorlar? Niçin, gelir ve servet eşitsizliğini gösteren Gini Katsayısı ABD'de sürekli artıyor? Niye, krizlere çözüm bulunamıyor? Anlaşılan o ki, Nobel Ekonomi Ödülü, insanları aldatmanın, liberalizme bağlamanın yol ve yöntemlerinden biridir. Eğer bu ödül, bilim adamlarına gerçekten ekonomiye yaptıkları katkılardan dolayı verilseydi, 'Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'a tartışmasız verilirdi. Böyle yapılsaydı, Prof. Dr. Haydar Baş değil, Nobel Ekonomi Ödülü bir değer kazanırdı. Şimdi ne oluyor? Zıt düşünceleri savunanlara ve pratikte hiçbir fayda sağlamayan teorilere Nobel Ekonomi Ödülü veriliyor. Onun için gerçeği bilenler, bu ödülü hiç ama hiç ciddiye almıyor.