7 Haziran seçimleri öncesi gayr-ı millilikte yarışan partilerin genel başkanları, eş-genel başkanları, eş-başbakanlar, danayı paylaşırken çekişip kuyruğunu koparmışlardı!Dediklerine göre, dana birilerine kalmıştı, kuyruk birilerine!..Bu "adam gibi adam"ların iki eli var; biriyle alabiliyor, diğeriyle ağızlarına atabiliyorlar! Vermek için üçüncü elleri yok, dolayısıyla vermeyi beceremiyorlar!İki ağızları var; biriyle yiyor, diğeri ile geğiriyorlar! İnsanların, adamların anlayabileceği bir şeyler söylemek için üçüncü ağızları da yok!Bu "adam gibi adam"ların iki gözleri var; biriyle yolunu bulup yutacakları pasta payını izliyor, diğeri ile pastadan kalanı gözlüyorlar! Etrafta olan biteni, açlıktan sürünenleri, canlarını kurtarmak için kaçkınlaşan ve denizlerde boğularak canlarını kurtaran vatansızları görmek için üçüncü gözleri de yok!Yine bu "adam gibi adam"ların iki kulakları var; biriyle yalakalık yüklü sloganları, diğeri ile kendilerini izleyenlerin ayak seslerini dinliyorlar! Yapılan uyarıları, edilen küfürleri, edilen bedduâları duymaları için üçüncü kulakları da yok!Mükemmel taklitçiler olan bu "adam gibi adam"ların; kafaları var adama benzeyen ama içinde beyinleri yok!Göğüsleri var bu "adam gibi adam"ların ama içinde yürek yok, kalb yok!Vallahi Allah'ın hikmetlerindendir aslında bu olanlar!Biz bunlara; "Adam gibi adam" desek hakâret olduğunu anlarlar ama özet çıkarıp patronun önüne koymaktan başka görevleri olmayan ve kim fazla özet çıkarırsa fazla ödüllendirilen yalakalar/saray soytarıları söyleyince unvan zannediyorlar! Çünkü -dedik ya- kafaları var, içinde akıl yok!7 Haziran seçimleri süresince, sahada milletle buluştuğumuzda; "Biz Tatar Ramazan'ız, onlar Kadir İnanır!" demiştim!"Biz asılız, Türk'üz, Müslümanız, adamız; onlar taklit ve taklitçi yani gibi..." Demiştim!Demiştim ama demek ki hem "adam gibi adam"lar, hem de taraftar gibi yalakalar anlayamamışlar veya anlamışlar da, adamlıktansa "gibilik" kolaylarına gelmiş!Elbette asıl ile gibi arasındaki farkı fark etmek için de; kafa lazım, kafanın içinde akıl lazım, bunlar da "gibiler"de olmaz!Papağan gibi söylerler ama ne söylediklerini bilmezler!Dolapçı beygiri gibi; "360 derece" dönmenin, yön değiştirme olmadığını görmezler!"İntihar bombacılarının listesi elimizde ama eylem yapmadan tutuklayamayız!" diyerek Kadir İnanırlara komedi senaryosu yazarlar!Resmî verilere göre Yoksulluk Sınırının 4.434 TL, Açlık Sınırının 1.361 TL olduğu memlekette; 1.000 TL olan asgari ücreti 1. 200 TL edeceklerini vaad ederler, evlenecek gençlere, işleri-aşları olmasa da; "Eş bulamayanlar bize gelsinler" derler, hem de Şanlı Urfa'da!...Kafalarında akıl olmadığı için bu "adam gibi adam"lar; jokeysiz at ile kaplumbağayı yarıştırıp, kaplumbağa üzerine oynayarak "iddaa"cılık yaparlar!Karınları doyduğunda hemen uykuları gelen sarhoş kalabalıklar da, bu "iddaa"cıları;"adam gibi adam" diye alkışlarlar!Bu sarhoş kalabalıklar; kendilerine merhamet eden, öğünlük balık vermektense balık tutmayı öğretmeye çalışan Adamları-Tatar Ramazanları, görmezden gelir "adam gibi"leri-Kadir İnanırları, takip ederler!Bize de bu "adam gibi adam"ları ve onları alkışlayan "sarhoş iddaacı" ları, AYIKTIRMAYA uğraşmak düşer!Sarhoştan it de korkar biliriz!Sarhoştan deli de korkar, biliriz!Sarhoş masasında, neler-neler konuşulmaz ki, biliriz!Sarhoşun defterinin okunmayacağını da biliriz!Bildiğimiz içindir ki; mü'min tevekkülü ve kurt sabrıyla sarhoşların AYIKMA'sını bekleriz, sadece beklemez çabuk ayıksınlar diye de uğraşırız!Çünkü biz; İkinci Kuvay-ı Milliyecileriz!Çünkü biz; devletin sahib-i aslîsi Türk Milletiyiz!Çünkü biz; Kadir İnanırların çok iyi taklit ederek/rol yaparak Nobel ödülü aldıkları TATAR RAMAZAN'larız!Sağ kolunda Türk kanı, sol kolunda Kürt kanı akan bedenimizin omuzları üstünde BAŞ'ımız var!Planlarımız, programlarımız, projelerimiz var!O "adam gibi adam"lar; ayrıştırarak, bölerek "Halk" derler, "Halklar" derler; biz bütünleştirerek/birleştirerek "Millet" deriz!Onlar; "Allah katında makbûl olan takvadır"ı papağanca ezbere söylerler, biz Takva yaşarız!Onlar; "Şehit gibi"ymişçe takım elbiselerin üzerine beyaz çarşafı sarınıp, "Kefenizmizle dolaşıyoruz" diye eksoz patlamasından kaçarken, biz; Allah rızası için; "Ve dirildik ölümü öldüren bir ölüşle" diyerek şehâdete koşarız! Çünkü Şehidin kefene ihtiyacı olmadığını biliriz çünkü bizim BAŞ'ımız var, başımız içinde de aklımız...Çünkü bizim; yüzlerce yıl Haçlı Seferleri'ne siper ettiğimiz imanlı göğüslerimiz, göğüslerimizin içinde adına gönül dediğimiz kalbimiz var!Sayımız az mı? Olsun, biliyoruz! Biliyoruz ki; "Çokluk, yokluktur."Çünkü biz, adamız; onlar "gibi" ve Vallahi ne olduklarını da, kendileri söylüyorlar!"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm..Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017