Noel Baba'ya kandı,Hıristiyan olacağım dedi

Olacağı buydu.
Tv'de izlediği Noel Baba karakterinden etkilenen 6 yaşındaki bir çocuk Hıristiyan olmak istedi.
Olay Malatya'da meydana geldi.
Önce Malatya Mescidi Takva Camii İmamı Mahmut Aslan'dan olayı dinleyelim; "Bir gün camideyken yanıma bir vatandaş geldi. Kendisinin 6 yaşında bir çocuğunun olduğunu ve Hıristiyan olmak istediğini söylediğini ifade etti. Çocuğun din değiştirmek istemesinin sebebi ise Noel Baba'nın çocuklara her yılsonu hediyeler getirmesiymiş. 'Biz de Hıristiyan olalım ki bize de hediye getirsinler' demiş. "
***
Evet... Olay böyle...
6 yaşındaki bir çocuk Hıristiyan olmak istiyor.
Gerekçesi de hediye dağıtan Noel Baba.
İşte Ağlanacak halimizin en çarpıcı örneklerinden biri.
***
Türk milletini köklerinden koparma operasyonu tüm hızıyla devam ediyor.
Hem de ne hız!
Her alanda faaliyetteler.
Televizyonlarda, gazetelerde, alış veriş merkezlerinde, okullarda...
Haçlı kültürüne ait ne varsa bize empoze edenler kendi kültürümüzü ise gericilik, yobazlık olarak lanse ediyorlar.
Eskiden İslam'a açıktan cephe alan kişi ve gruplar tarafından yürütülen oyun şimdilerde sözüm ona İslam'i kimlik taşıyan kesimler tarafından yürütülüyor.
Yani kurt kuzu postuna girmiş durumda!
Örneğin kod adı hocaefendi olan şahsın kanalında sabah akşam Hıristiyanlık propagandası yapılıyor.
Dizilerinde yüce dinimiz İslam'ın gelişi ile birlikte hükmü ortadan kalkmış olan Yahudilik ve Hıristiyanlığı bize hak din (haşa) olarak gösteriliyor.
Bu sapkınlık çocuk kanallarında da karşımıza çıkıyor.
Çizgi filmlerin içine ustaca yerleştirilmiş Hıristiyani öğretiler minik beyinlere empoze ediliyor.
Yazımızın girişinde anlattığımız olay da bu durumun bir yansımasıdır.
Tamamen Hıristiyani bir öğe olan ve Kapitalist sistemin bir sömürü aracı olarak da kullanılan Noel Baba bizim çocuklarımıza şirin gösteriliyor.
Hediye hikayesine kanan 6 yaşındaki bir çocuk "ben de hediye almak için Hıristiyan olacağım" diyor.
***
Sizce bunun vebali kimde?
Dindar nesil yetiştirme iddiasındaki bir iktidar döneminde ekranların her türlü dini ve ahlaki yozlaşmaya teslim olması,
Avrupa Birliği talepleri doğrultusunda çıkarılan yasalarla misyonerliğin önündeki yasal engellerin kaldırılması,
Bir Vatikan projesi olan Dinlerarası Diyalog faaliyetlerinin devlet eliyle yürütülmesi,
ve daha neler neler...
Bu dönemde İslam inancını sulandırmaya yönelik o kadar operasyon yapıldı ki, hangi birini sayalım.
Sorumuzu yeniden soralım.
6 yaşındaki bir çocuğun Hıristiyan olmak istemesinin sorumluluğu, vebali kimde?
***
Evet... Tüm bunlar 10 yıldır ülkemizi yöneten dindar (!) hükümetimizin döneminde yaşanıyor.
Kimseden ses seda yok.
Hani bir zamanlar her fırsatta kafalarına yeşil bant takıp meydanlara inen mücahitler vardı.
Sahi nerede bu mücahitler?
Hepsinin müteahhit olduğu söyleniyor.
Haliyle mücahit müteahhit olunca yeşil bantlar da sandıklara kondu tabi...
Malumunuz olduğu üzere bu kesim her fırsatta Atatürk'e sataşır, onu kafirlikle suçlar.
Bakın kafir dedikleri Atatürk nasıl bir devlet adamıydı.
Tarihi bir anektotla yazımıza nokta koyalım.
***
"Bursa Amerikan Kız Koleji, bizzat Atatürk'ün emriyle kapatılmıştı. Gerekçe ise 4 kız öğrencinin öğretmenlerinin telkini ve yönlendirmesi sonucu din değiştirip Hıristiyan olmalarıydı. 22 Ocak 1928'de Cumhuriyet Gazetesi'nde, "Şayan-ı hayret bir hadise: Bursa Amerikan Mektebi'nde kızlarımız tenassur mu (Hıristiyanlaşmak) ettiriliyor?" başlığıyla çıkan haberin üzerinden 10 gün geçmeden okul Atatürk'ün emriyle kapatılmıştı. Müfettişlerin raporları sonucunda Bursa Amerikan Kız Koleji, Bakanlar Kurulu kararıyla 31 Ocak 1928'de kapatılırken, 3 Amerikalı öğretmen (okul müdürü Miss Jillson, jimnastik öğretmeni Miss Sanderson, biyoloji öğretmeni Miss Day) Hıristiyanlık propagandası yaptıkları gerekçesiyle yargılanarak 3'er gün hapis ve 3'er lira para cezasına çarptırılmıştı."