2009 yılında Amerika'nın 44. başkanı olarak göreve gelen Barack Obama için Türkiye'de kurban kesenler bile olmuştu.
Aklı başında herkes Amerikan politikalarının Başkanların değişmesiyle kökünden değişmeyeceğini ifade etmesine rağmen o günlerde Türkiye'de siyaset de bütün umutlarını Obama'ya bağlanmıştı.
Aralık 2009'da Washington'a giden o dönem başbakan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beyaz Saray'da görüştüğü Obama'dan şu taleplerde bulunmuştu:
1- Kasım 2007'de başlayan Türkiye ile ABD arasında istihbarat paylaşımı olumlu sonuç verdi. Ancak yeterli değil. PKK'nın Kuzey Irak'tan tamamen silinmesi için ABD daha somut adım atmalı. (Aradan 8 koca yıl geçti ne oldu? PKK kuzey Irak'ta daha da güçlendi. ABD Suriye'de de PYD/YPG ile ortak oldu.)
2- Türkiye'ye NATO'da bir genel sekreter yardımcılığı verilecekti. Ancak bu söz, tutulmadı. NATO'nun bu sözünü tutmasına destek verin. (Türkiye bu talebinde de hüsrana uğradı. Türkiye'ye yardımcılık vermeyen NATO'dan darbeye yeltenen FETÖ'cü askerlere destek açıklaması geldi.)
3- Kerkük'ün özel statüsü için Kuzey Irak'taki Kürtleri ikna edin. (ABD, Kerkük için Kuzey Irak yönetimini ikna etmedi. Ama Barzani Türkiye'yi hemen her konuda ikna etti.)
4- Nabucco projesine doğalgaz kaynağı sağlanması için ABD daha aktif destek versin. (Bunda da Türkiye umduğunu bulamadı. Türkiye'nin en büyük enerji projelerinden Nabucco iptal oldu. Azeri doğalgazını Avrupa'ya taşıyacak proje için Trans-Adriyatik Boru hattı tercih edildi.)
5- Kıbrıs'ta çözüm sürecini hızlandırmak için ABD etkisini kullansın. (Kıbrıs'ta etkisini kullandı ABD. Ama Rumlara baskı yapmak yerine Türkiye ve KKTC'yi sıkıştırdı.)
Türkiye 8 yıllık başkanlığı döneminde Obama yönetiminden istediği hiçbir şeyi alamadı. Ama ABD tarafının Afganistan'daki katkınızı arttırın, Ermenistan'la normalleşme protokolleri imzalayın gibi tüm talepleri harfiyen yerine getirildi.
Şimdi Obama tarih oluyor.
Ve Türkiye'de yeniden tarih tekerrür ediyor.
Şimdi tüm umutlar 20 Ocak'ta görevi devralacak Donald Trump'a bağlandı. Trump yukarı, Trump aşağı...
Hatta Trump'ın gizli Müslüman olduğunu iddia edenler bile var.
Obama'dan elektrik alamayan Türk siyaseti de umutlarını Trump'a bağlamış durumda.
Son günlerde ABD'ye yönelik sert çıkışlar, Trump'ın görevi devralmasına kadar sürecek geçiş dönemindeki boşluktan istifade ederek tribünlere yönelik söylenen sözler.
Dikkat edin bakalım, 21 Ocak'tan sonra hükümetten ABD'ye sert çıkışlar görebilecek misiniz?
Trump, görevi devraldığında Türkiye siyasetinin sesi de o gün kısılmış olacak.
Çetrefilli sorunların tam ortasında olan, içeride de devasa problemleri çözmesi gereken Türkiye gibi bir ülkenin bütün sorunlarının çözümü konusunda umutlarını bir başkasına bağlaması aslında en acı olan şeydir.
Şunu ifade etmek lazım ki; başka bir devletin yönetiminin takılacağı tavra bütün umutlarını bağlamış hiçbir devlet tarihte umduğunu bulamamıştır.
Bu bağlamda Türkiye, Obama'yla yaşadığı hayal kırıklığının çok daha büyüğünü Trump'la da yaşayacaktır.
Türkiye'nin ihtiyacı olan şey hiçbir devlete ümit bağlamadan kendi politikalarını bağımsız bir şekilde ortaya koymak, çıkarlarını her alanda korumaktır.
Gerçekten güçlü bir devlet çıkarlarının gerektirdiği politikaları uygulamaya başka devletleri mecbur bırakabilen devlettir.
Aklı başında herkes Amerikan politikalarının Başkanların değişmesiyle kökünden değişmeyeceğini ifade etmesine rağmen o günlerde Türkiye'de siyaset de bütün umutlarını Obama'ya bağlanmıştı.
Aralık 2009'da Washington'a giden o dönem başbakan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beyaz Saray'da görüştüğü Obama'dan şu taleplerde bulunmuştu:
1- Kasım 2007'de başlayan Türkiye ile ABD arasında istihbarat paylaşımı olumlu sonuç verdi. Ancak yeterli değil. PKK'nın Kuzey Irak'tan tamamen silinmesi için ABD daha somut adım atmalı. (Aradan 8 koca yıl geçti ne oldu? PKK kuzey Irak'ta daha da güçlendi. ABD Suriye'de de PYD/YPG ile ortak oldu.)
2- Türkiye'ye NATO'da bir genel sekreter yardımcılığı verilecekti. Ancak bu söz, tutulmadı. NATO'nun bu sözünü tutmasına destek verin. (Türkiye bu talebinde de hüsrana uğradı. Türkiye'ye yardımcılık vermeyen NATO'dan darbeye yeltenen FETÖ'cü askerlere destek açıklaması geldi.)
3- Kerkük'ün özel statüsü için Kuzey Irak'taki Kürtleri ikna edin. (ABD, Kerkük için Kuzey Irak yönetimini ikna etmedi. Ama Barzani Türkiye'yi hemen her konuda ikna etti.)
4- Nabucco projesine doğalgaz kaynağı sağlanması için ABD daha aktif destek versin. (Bunda da Türkiye umduğunu bulamadı. Türkiye'nin en büyük enerji projelerinden Nabucco iptal oldu. Azeri doğalgazını Avrupa'ya taşıyacak proje için Trans-Adriyatik Boru hattı tercih edildi.)
5- Kıbrıs'ta çözüm sürecini hızlandırmak için ABD etkisini kullansın. (Kıbrıs'ta etkisini kullandı ABD. Ama Rumlara baskı yapmak yerine Türkiye ve KKTC'yi sıkıştırdı.)
Türkiye 8 yıllık başkanlığı döneminde Obama yönetiminden istediği hiçbir şeyi alamadı. Ama ABD tarafının Afganistan'daki katkınızı arttırın, Ermenistan'la normalleşme protokolleri imzalayın gibi tüm talepleri harfiyen yerine getirildi.
Şimdi Obama tarih oluyor.
Ve Türkiye'de yeniden tarih tekerrür ediyor.
Şimdi tüm umutlar 20 Ocak'ta görevi devralacak Donald Trump'a bağlandı. Trump yukarı, Trump aşağı...
Hatta Trump'ın gizli Müslüman olduğunu iddia edenler bile var.
Obama'dan elektrik alamayan Türk siyaseti de umutlarını Trump'a bağlamış durumda.
Son günlerde ABD'ye yönelik sert çıkışlar, Trump'ın görevi devralmasına kadar sürecek geçiş dönemindeki boşluktan istifade ederek tribünlere yönelik söylenen sözler.
Dikkat edin bakalım, 21 Ocak'tan sonra hükümetten ABD'ye sert çıkışlar görebilecek misiniz?
Trump, görevi devraldığında Türkiye siyasetinin sesi de o gün kısılmış olacak.
Çetrefilli sorunların tam ortasında olan, içeride de devasa problemleri çözmesi gereken Türkiye gibi bir ülkenin bütün sorunlarının çözümü konusunda umutlarını bir başkasına bağlaması aslında en acı olan şeydir.
Şunu ifade etmek lazım ki; başka bir devletin yönetiminin takılacağı tavra bütün umutlarını bağlamış hiçbir devlet tarihte umduğunu bulamamıştır.
Bu bağlamda Türkiye, Obama'yla yaşadığı hayal kırıklığının çok daha büyüğünü Trump'la da yaşayacaktır.
Türkiye'nin ihtiyacı olan şey hiçbir devlete ümit bağlamadan kendi politikalarını bağımsız bir şekilde ortaya koymak, çıkarlarını her alanda korumaktır.
Gerçekten güçlü bir devlet çıkarlarının gerektirdiği politikaları uygulamaya başka devletleri mecbur bırakabilen devlettir.
Orhan Dede / diğer yazıları
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023