Osman Öcalan, Amerika'nın kendisine yönelik yakalama emri çıkarttığı konusunda bazı açıklamalarda bulunuyor ve şunları söylüyor:"ABD hiçbir Kürt tarafını kendisine düşman etmek istemez. Onun siyaseti, Kürtlerin tüm kesimiyle ittifak içinde olmaktır. Hakkımda yakalanma emri çıkarılmasına ilişkin iddialara itibar etmiyorum" Öcalan kendinden ve Amerika'dan emin bir açıklamada bulunurken her iki tarafın birbirleriyle olan samimi diyaloğuna da vurgu yapıyor.Bu samimiyetin nasıl geliştiğine ve ileride bu ilişkinin nasıl şekilleneceğine dair bazı hipotezlerde bulunmak istiyoruzGelişenler:Amerikan yönetimi Türkiye'yi PKK terörü konusunda stratejik zamanlarda yalnız bıraktı ve Kürt ayrılıkçılarıyla siyasal denklemde görüşmelere devam ederek lojistik yardımlarda bulundu ve bu yardımlar Türkiye ile Amerika'yı çoğu kez karşı karşıya getirdi.Amerikan yönetimi Irak işgali esnasında Kürtlerle ittifaka tutuştu, Ankara ile ipleri kopardı. Bu kopuş Süleymaniye'de Türk askerinin kafasına çuval geçirilmesiyle tamamlanırken Kürt siyasilere Musul ve Kerkük'te alan açılmaya devam edildi.Türkiye'nin sınırötesi antiterör operasyonları Amerika'nın engellenmesine neden olurken Kürt ayrılıkçıların saldırıları karşısında elikolu bağlanan Amerika, Irak'taki Kürt saldırılarına es geçti.Kürt partileri IKDP ve IKYB'ye tanınan imtiyaz ve korumalar Talabani ve Barzani'nin bölgede etkinlik kazanmasını sağlarken Türk siyasilerinin bölgeye dair mesajları en şiddetli şekilde tepki topladı.Teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın yakalanmasına yardımcı olan Amerika'ya Türkiye askeri konuşlanmalar ve üs kazanımları gibi konularda yardımcı olurken üstüste sıralanan yeni vaadler ile Ankara küstürüldü.Türkiye'nin Kürt hassasiyetini ve bölücü örgüt PKK'yı çok iyi tanıyan Amerika Türkiye'deki terörü pek kaale almadı.Kendi terörü için uluslararası açılım sergileyerek mücadeleye başlayan Amerika diğer terör örgütlerini görmezden geldi. Bunun başını da PKK denen vahşi örgüt çekti.Şekillenecekler:Amerikan yönetimi Türkiye'ye karşı önümüzdeki süreçte de PKK'yı koz olarak kullanmak isteyecek.Türk siyasiler ile bölücü örgüt temsilcileri siyasal anlamda karşı karşıya getirilerek halkın siyasal tercihleri belirlenmeye, yönlendirilmeye çalışılacak.Irak'taki Kürtler ile Türkiye'deki Kürt vatandaşlarımız Amerikan yönetimince tek kaynaklı değerlendiriliyor.Irak'taki bölücü Kürt unsurlar ile PKK ve Kürt vatandaşlar ayrı ayrı ele alınmak ve değerlendirilmek durumunda.Amerika'nın söylem ve desteklerine karşın bugün Türkiye'ye sahip çıkanların başında Kürt vatandaşlarımız gelmekte. Bu hassas karın üzerine hesaba tutuşan kirli emelli kurumlara Amerika moral vermeyi sürdürecek gibi.Öyle olmasa idi Öcalanlar'ın sesi bu denli gür çıkabilir miydi?Osman Öcalan neye dayanarak Amerika'nın niyetini sorguluyor ve hangi gerekçeyle kendisine Amerika'nın birşey yapmayacağını beyan ediyor?Amerika'nın postuna fazla sarılmanın sakıncalarını görmemiz gerek.Öcalan-ABD ittifakı karşısında Türkiye neler yapıyor peki?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005